26. Bölüm

6.3K 673 56
                                    

Keyifli Okumalar... 💫

Nergis, oturduğu sandalyede ayaklarını altına toplamış otururken tükenmeye başlayan sabrıyla Kurşun'un gelmesini bekliyordu.

"Kurşun, hızlı ol biraz. Yemekler soğudu! Beş dakika içinde gelmezsen ilk seninkileri yemeye başlayacağım." Nergis, son ses bağırırken üzerine siyah bir eşofman altı ve siyah, kısa kollu bir tişört giymiş olan Kurşun mutfaktan içeri girdi.

"Sadece birkaç dakikalığına üzerimi değiştirmeye gittim."

"Tam yedi dakika olmuş." Nergis telefonundaki saati kaldırıp Kurşun'a gösterirken Kurşun telefona umursamaz bir bakış atıp karşısındaki sandalyeye yerleşti. "Senin bardağın bu, içine buz koydum. Ayrıca buzdolabın niye öyle bomboş? Sen evde yemek yemiyor musun?"

"Bu aralar dışarıda bir şeyler atıştırıyorum, işlerim çok yoğun."

"Olmaz öyle, yarın alışveriş yapalım. Ben gelir sana yemek yaparım."

"Nergis, senin de bir ton işin var. Ben hallediyorum yemek işini. Az önce yemek soğudu diye bağırıyordun hadi ye artık." Kurşun'un yemeye başlaması üzerine Nergis de sessiz kalarak yemeğini yemeğe başladı.

Birkaç lokmayı ağzına attıp hızlıca çiğnedikten sonra yuttu ve sandalyede geriye doğru yaslandı. Bu anı hareketiyle sırtındaki acı kendini belli ettiğinde istemsizce yüzü buruştu ve yavaşça sırtını sandaleyden ayırdı. O an aklına Sevda ve bakkaldaki adam geldi.

"Ne oldu?"

"Yok bir şey."

"Yüzünü buruşturdun, ne oldu?"

"Aklım Sevda'da ve o bakkaldaki adamda kaldı. Bir şey olmaz değil mi?"

"Konuştuk bunu Nergis. Olmaz, hadi karnını doyur."

"Ben ne diyorum sen ne diyorsun. Hiç endişelenmiyor musun?"

"Ertuğrul salak bir adam değil. Gerekli önemleri alacaktır, bu kadar aklına takarak kendini üzme."

"Tamam." Nergis, sesli bir şekilde iç çekip ağzına bir lokma daha attığında Kurşun'un üzerindeki bakışlarını hissetti. "Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?"

"Soruma doğru cevap vermedin."

"Ne? Ne sorusu?"

"Az önce yüzünü buruşturmanın nedenini sordum."

"Söyledim ya aklıma Sevda takıldı diye."  Kelimeler ağzının içinde yuvarlanırken Kurşun bir süre sessizce ona baktı ardından dirseklerini masaya dayayıp Nergis'e doğru eğildi.

"Hâlâ sırtın mı ağrıyor?"

"Hayır, sadece bir anda sandalyeye yaslanınca ağrı hissettim. Yoksa ağrım falan yok."

"Yalancı."

"Yalan falan söylemiyorum ben. Sen de inanmıyorsan inanma." Nergis Kurşun'u umursamadan yemeğini yemeye devam etse de Kurşun'un yemek boyu üzerinde olan bakışlarının ağırlığını hissetti.

Yemeklerini yedikten sonra Nergis çıkan birkaç bulaşığı hızlıca halledip ocağın üzerine çay suyunu koymuştu ki bir elinde poşet omzunu mutfak kapısına dayamış Kurşun ile göz göze geldi.

"Neye bakıyorsun öyle?"

"Sana."

"Manzaram çok güzelmiş."

"Güzeldir. Sırtına merhem sürersek daha da güzelleşecektir." Kurşun elindeki eczane poşetini havaya kaldırdığında Nergis yüzünü buruşturarak onun yanına gitti.

KURŞUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin