Keyifli Okumalar...
Uyuşan bacaklarını hareket ettirmek için olduğu yerden birkaç adım öne ve arkaya giderek bacaklarını hareket ettirdi. Ne zamandır buradaydı? Yarım saatten fazla olmalı diye düşündü kendi kendine. Aradan geçen dört günün sonunda onu parkta yanında bir kızla oyun oynarken görmüştü. Elindeki sarı plastik topla voleybol oynuyorlardı.
'...beni görünce yanıma gel. Beraber oyun oynarız.' Sözleri kulaklarında bir kez daha yankılandı. Gitmeli miydi? Dakikalardır yaşadığı kararsızlık onu yine avucunun içine aldığında yüzünü sıkıntılı bir ifadeyle buruşturup ayakkabısının ucuyla kaldırımdaki taşa vurdu.
"Topumu geri ver!" Tanıdık sesi işittiğinde hızla başını kaldırıp kızın olduğu yere baktı. Ellerini belini yerleştirmiş, çatık kaşlarıyla topunu alan çocuğa bakıyordu. Yanındaki kız ise sakince biraz ilerisinde duruyordu.
"Artık benim topum."
"Benim olan şey benimdir. Topumu geri ver dedim." Çocuk alaycı bir tavırla topu diğer eline geçirdiğinde Kurşun kaşlarını çatarak olduğu yerden çıktı. Amacı kavga çıkarmak değil, sadece kendisine atkısını veren kıza yardım etmekti.
"Vermiyorum, ağlayacak mısın yoksa?" çocuğun o sinir bozucu sesini tekrar duymuştu ki saniyeler sonra çocuğun acıyla inleyen sesini de işitti. Yürümeyi kesip olduğu yerde dururken şaşkın bakışları topunu alan çocuğun dizine tekme atan kızın üzerinde dolaştı.
Acıyla yere çöken çocuğun elindeki top yere yuvarlandığında kız hiçbir şey olmamış gibi topu yerden aldı ve çocuğun karşısına geçti.
"Senin yaptığın da yanlıştı benim yaptığım da, o yüzden sessizce oyun oynamaya devam edelim." Kız başka bir şey söylemeden başını çevirdiğinde Kurşun'la göz göze geldi. Kendisini görmesiyle yüzüne yansıyan kocaman gülümsemeyle koşarak yanına geldi.
"Benimle oynamaya mı geldin?" Kurşun bir şey söylemeden dizini tutarak park alanından uzaklaşan çocuğa baktı. Kız, bakışlarını takip edip baktığı şeyi görünce yüzündeki gülümseme daha da büyüdü.
"Korkma, sana vurmam. Benim olan şeyleri almadığın sürece."
"Atkını almıştım."
"Yanlış, atkımı ben sana verdim. Arada fark var."
"Tamam ama az önce yaptığın yanlıştı."
"Biliyorum."
"O zaman neden yanlış olduğunu bildiğin şeyi yaptın?"
"Sen hiç yapmaz mısın?" Kızın kaşlarını yukarı kaldırarak sorduğu soru üzerine Kurşun utançla bakışlarını kaçırdı. Buradan artık gitmesi gerektiğini düşündü. "Nergis."
"Ne?"
"İsmim, Nergis. Senin ismin ne?"
"Kurşun."
"Kurşun mu?" Kızın sesine yansıyan şaşkınlığı işitince Kurşun hafifçe gülümsedi. Her ismini söylediğinde aldığı bu tepkiye alışmıştı. İlk olarak şaşkınlık ardından dalga geçmeler... "Beğendim."
"Ne?"
"İsmini, beğendim. Daha önce hiç Kurşun adında bir arkadaşım olmamıştı. Hadi gel, seni Sevda ile tanıştırayım. Kendisi benim en yakın arkadaşım." Nergis, parmaklarıyla Kurşun'un üzerindeki ceketin kolunu sıkıca kavrayıp biraz ileride bekleyen kızın yanına doğru çekiştirmeye başladığında Kurşun sessizce Nergis'e ayak uydurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN
General Fiction(Mahallemin Polisi hikâyemdeki yan karakterler olan Kurşun ve Nergis'in hikâyesidir! Bağımsız olarak okuyabilirsiniz ^^) Derin nefesler alıp sımsıkı yumduğu gözlerini mümkünmüş gibi daha da sıktı. Biliyordu, buradaydı. Konuşmasına gerek yoktu. Ses ç...