Keyifli Okumalar...
Gecenin sessizliği ve sakinliği odanın içerisini doldurmuştu. Nergis, bakışlarını yatakta sakınca uyuyan ve derin derin alıp verdiği nefesleri dışında ses çıkarmayan Kurşun'un üzerinden bir saniye olsun ayırmıyordu. Işığı açmamıştı ve sadece pencereden hastane odasına giren yarım yamalak ışıkla etrafa bakıyordu. Birkaç kez uyumak için çabalasa da bir türlü uyuyamamıştı. Dakikalar içerisinde huzursuzca, ter içerisinde kalarak uyanıyordu. Kabus gördüğünü biliyordu ama uyandığında ne gördüğünü tam olarak hatırlayamıyordu ve bu durum onu daha da huzursuz ediyordu. En sonunda uyuma çalışmalarından vazgeçmiş ve köşedeki küçük ikili koltuğa uzanarak karanlıkta belli belirsiz görünen Kurşun'a bakmaya başlamıştı. Ne kadar zamandır öylece bakıyordu bilmiyordu ancak telefonun titreşimi Nergis'i kendisine getirmeye yetmişti. Bakışlarını Kurşun'dan ayırıp yanına koyduğu telefonuna çevirdi. Ekrana yansıyan 'Annem' yazısı karşısında aramayı cevaplamadan önce derin bir nefes alıp koltukta oturur pozisyona geldi. Kendinden emin bir şekilde aramayı cevapladığında karşı taraftan o tanıdık kızgın sesi işitti.
"Saat on ikiyi geçiyor. Sevda'nın yanındasındır diye aramamıştım ama onunla değilmişsin. Neredesin sen? Artık haber de mi vermiyorsun?"
"Hastanedeyim anne, Kurşun rahatsız onun yanında kalacağım bu gece."
"Hani aranız kötüydü sizin?"
"Anne rahatsız diyorum sana, duymuyor musun? Aramızın kötü ya da iyi olmasının bir anlamı mı kalıyor sence?"
"Neyi var ki sen kalıyorsun yanında?"
"Hasta olmuş işte. Sanki çok umurundaymış gibi soruyorsun. Ayrıca ben kalmayacağım da kim kalacak onunla." Nergis, ters ters konuştuğunda annesinin sakin olmak için derin derin nefesler aldığını işitti.
"Sabah erkenden gidersen yanına. Eve gel şimdi, baban da kızıyor."
"Babam kızsaydı kendisi arardı, babamı bahane etme lütfen. Ayrıca gelemem, Kurşun'un refakatçisiyim ben."
"Yarabbim, başkası kalsın refakatçi olarak."
"Kim mesela? Söyler misin anne? Kurşun'un başka kimsesi yok, sen de çok iyi biliyorsun. Ayrıca olsa da fark etmezdi ben yine onunla kalırdım."
"Yapıştın kaldın şu çocuğa." Annesi kaybetmişliğin verdiği bezgin bir ses tonuyla konuştuğunda Nergis istemsizce savunma halinden çıkıp sesine yansıyan sakinlikle konuşmaya başladı.
"Anne, Kurşun benim için çok değerli. O hastayken yanında olmak istiyorum. Yarın hastaneden çıkmasına izin verir diye düşünüyorum doktorlar, lütfen onun için bir şeyler hazırlar mısın? Yarın gelir alırım ben."
"Tamam, hazırlarım. Nergis..."
"Efendim, anne?"
"Kurşun'a geçmiş olsun dileklerimi iletirsin. Ayrıca dikkatli ol."
"Tamam, hadi uyu sen artık. İyi geceler."
"İyi geceler, kızım." Annesi telefonu kapatınca Nergis de daha fazla koltukta oturmaya tahammül edemeyerek ayakkabılarını giyip koltuktan kalktı. Cüzdanını alıp adeta parmak ucuna basarak odadan çıktığında bakışları biraz ilerideki otomatı buldu. Otomatın yanına giderek kendisine bir tane kahve alıp en yakındaki banka oturdu. Bakışları arada sırada Kurşun'un kaldığı odanın kapısına kayıyor arada da tek tük insanların olduğu koridorda dolaşıyordu. Oyalana oyalana kahvesinden küçük yudumlar alarak vakit geçirmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN
General Fiction(Mahallemin Polisi hikâyemdeki yan karakterler olan Kurşun ve Nergis'in hikâyesidir! Bağımsız olarak okuyabilirsiniz ^^) Derin nefesler alıp sımsıkı yumduğu gözlerini mümkünmüş gibi daha da sıktı. Biliyordu, buradaydı. Konuşmasına gerek yoktu. Ses ç...