13.Bölüm

6.8K 666 94
                                    


Keyifli Okumalar...


Zaman durur muydu? Acılar insanın üstüne yığılıp onu nefessiz bıraktığı zamanlarda bile durmayan zaman durur muydu? Nergis, sessizce kendisine bakan Kemal amcanın karşısında dururken zamanın durduğunu hissetti. Deli gibi terleyen avuç içlerini üzerine sildikten sonra gözünün önüne gelen kahverengi saç tutamlarını parmaklarının arasına alarak gergince kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Nergis, bir şey mi oldu?" merakla çatılan kaşlarının altından kendisinin üzerine sabitlenmiş gözlere daha fazla bakamayarak gözlerini kaçıran Nergis, Kemal amcaya doğru bir adım daha attı.

Söyleyecek ve üzerindeki yükün ağırlığından kurtulacaktı. Doğruluğunu ya da yanlışlığını polis araştırır, öğrenirdi. Suçsuz ise zaten Kurşun serbest bırakılırdı. Nergis, kafasının içinde verdiği haklı kararla omuzlarını dikleştirdi. Hastalıklı bir sevgiye sahip olamazdı. Sevgi, körü körüne bağlanmak değildi. Her insanın kötü yanları vardır ancak Kurşun'un yaptığı şeyin üzeri kapatılacak, görmezden gelinecek bir tarafı yoktu.

"Size bir şey söylemem lazım ama bu sadece benim duyduklarımdan yola çıkarak vardığım bir sonuç. Kesin değil."

"Neymiş bu? Söyle bakalım."

"Az önceki konuşmanızda Salih diye birinden bahsettiniz. Acaba o Salih, bir zamanlar bizim üst mahallede oturan ve herkesin Salih Baba dediği kişi mi?"

"Evet, o. Hayırdır niye soruyorsun bunu?"

"Kurşun'u tanıyor musunuz?" Nergis, Kemal amcanın sorusuna cevap vermek yerine ona başka bir soru yönelttiğinde karşısındaki adamın gittikçe çatılan ve huzursuz olan yüzü dikkatini çekti.

"Tanıyorum, mahalledeki herkesin tanıdığı kadar."

"Dün gece evine geldiğinde arabası çamur içerisindeydi. Aslında kendisinin değil araba Cenk'in ama Kurşun kullanıyordu neyse araba ve ayakkabıları çamur içerisindeydi. Bir de üzerindeki kıyafetlerinde kan vardı. Salih denen adamla ilişkisini düşününce ve sabah sizin konuşmanızı duyunca söylemek istedim." Sözlerini bitirince sesli bir şekilde nefesini vererek duyacağı sözleri bekledi.

"Sen Kurşun'u sevmiyor muydun?"

"Ne? " Nergis beklemediği bu soru karşısında şaşkınca Kemal amcaya bakmaya başladı.

"Ben herkesten öyle duydum. Şimdi gelip bana Kurşun'u ihbar ediyorsun."

"Seviyorum ama bu farklı bir şey. Lütfen gereğini yapın. Kurşun'un iyice Salih Baba dediği o adamın elinde mahvolmasını istemiyorum."

"Tamam ben gerekeni yapacağım, söylediğin için teşekkür ederim Nergis. Sen işinin başına dön artık." Kemal amca bocalamış bir yüz ifadesiyle kendisine bir süre baktıktan sonra arkasını dönerek evine giden yolda ilerlemeye başladı. Nergis de bir süre giden adamın arkasından baktıktan sonra koşarak geldiği yolları yavaş adımlarla yürüdü.

Kurşun'u ihbar etmişti. Peki şimdi ne olacaktı? Onu tutuklayacaklar mıydı? Bekleyip görecekti, eğer bir şey olursa elbet duyulurdu.

...

Doğrularak köşedeki sandalyenin üzerine bıraktığı bezi aldı ve ellerine bulaşan motor yağını temizlemeye başladı. Aynı pozisyonda dakikalarca çalışmaktan ağrıyan belini ve sırtını hareket ettirdiğinde bakışları Mehmet abi ile kesişti.

"Yoruldun mu?"

"Yok, iyiyim abi."

"Nergis kızım hiç uğramıyor buralara. Kavga falan mı ettiniz?" Kurşun, işittiği soruya cevap vermeden önce elindeki bezde bakışlarını dolaştırdı.

KURŞUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin