Keyifli okumalar...
Etraftaki insanlardan yükselen mırıltılı sesler, bir şeyler satan çocukların bağrışları, hafifçe esen rüzgarın getirdiği toprak kokusu ve Nergis'in bütün iştahı ile kucağındaki cipsi yemesinin sesi... Hepsi birbirine karışmış Kurşun'un kulaklarından içeri doluvermişti. Bakışları çevredeki arabalardan ayrılıp yanında oturan Nergis'e çevrildi. Ayakkabılarını çıkarmış ön koltukta bağdaş yaparak rahat bir pozisyonda oturmuştu. Saçlarını Kurşun'un topuz mu yoksa at kuyruğumu olduğuna karar veremediği gelişi güzel bir şekilde toplamış kucağındaki abur cuburlara odaklanmıştı.
Cips paketinin içine birkaç saniye dikkatle bakıp ardından paketten bir tane çıkarıp ağzına atıyordu. Kurşun onun içlerinden en büyüğünü ve soslu olanları seçtiğini biliyordu. Sonuç olarak hepsini yiyecekti ancak yine de seçim yaparak yemeğe devam ediyordu. Yılların onda değiştirmediği huylarından birisiydi. Kurşun ise Nergis'in aksine düz bir pozisyonda oturmuş sessizce Nergis'i seyrediyordu. O an ömrü boyunca Nergis'i böyle sessizce seyredebileceğini fark etti. Sanki kendini bildi bileli Nergis yanındaydı, kalbindeydi. Kurşun onu ilk gördüğü zamandan, onunla ilk konuştuğu andan sonra kalbinin ortasına sıkı bir düğüm atılmıştı. Başka kimseyi sevmemiş hatta sevmeyi düşünmemişti bile. Başka kızlarla takılmak, sevgili olmak gibi düşünceleri olmamıştı. O, hep Nergis'in yanında olmak istemişti. Gençken bile onun yanında olduğu zamanlarda tamamlanmış hissediyordu. Zor durumda kaldığında, üzüldüğünde insan en yakınlarına, ailesine koşardı. Kurşun da Nergis'e giderdi. Biri ona ailesini sorsa Nergis'i söylerdi.
"Kurşun!"Nergis'in kendisine seslenmeyle silkelenerek kendine geldi. Bakışları Nergis'in çatık kaşlarını ve düz bir çizgi halini alan dudaklarını bulunca ufak bir tebessüm yüzünde yer etti.
"Efendim."
"Kaç defa seslendim, ne düşünüyordun da beni duymadın?"
"Dalmışım sadece."
"Doğru söyle, çok yiyorum diye mi düşünüyordun?"
"Hayır ama senin karnın doymadı."
"Doymuştu ama bunlar atıştırmalık. Film izlerken yemek için."
"Güzelim daha film başlamadı."
"Ben önden tadım testi yapıyorum. Sende hiç anlamıyorsun, Kurşun."
"Haklısın canım ama öğrenmiş oldum. Bir dahakine farklı şeyler de alırım onları da denersin."
"İşte mükemmel bir adamın vereceği mükemmel bir cevap." Nergis yağlı elleriyle Kurşun'un yanağını sıktığında Kurşun yüzünü buruşturarak bir Nergis'e bir de eline baktı.
"Tadına bakmak ister misin?" Nergis elindeki cipsi kendisine doğru uzattığında başını oluşmuş anlamda iki yana sallayıp konuştu.
"Sen yemeye devam et. Ben daha sonra alırım."
"Tabi kalırsa alırsın." Nergis gülerek söylediği sözlerden sonra poşetin ağzını kapatıp kenara koydu. "Bana ıslak mendil verir misin? Ellerimi silmek istiyorum."
Kurşun, uzanıp torpido gözünden büyük paket bir ıslak mendil çıkardıktan sonra Nergis'e vermek yerine paketi kendi bacakları üzerine koyup içerisinden bir tane ıslak mendil çıkardı. Yavaşça Nergis'in havada duran elini bileğinden kavrayarak kendisine doğru çekti ve parmaklarını tek tek silmeye başladı.
"Kendim silebilirdim. Kendimi küçük bir çocuk gibi hissettim."
"Kendinin yapabileceğini biliyorum sen birçok şeyi kendin yapabilirsin. Ancak senin için bir şeyler yapmak istiyorum. Böyle ufak da olsa."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN
General Fiction(Mahallemin Polisi hikâyemdeki yan karakterler olan Kurşun ve Nergis'in hikâyesidir! Bağımsız olarak okuyabilirsiniz ^^) Derin nefesler alıp sımsıkı yumduğu gözlerini mümkünmüş gibi daha da sıktı. Biliyordu, buradaydı. Konuşmasına gerek yoktu. Ses ç...