34.bölüm

225 10 0
                                    


Teoman/ paramparça

Cevap vermediği için daha çok sinirlenmiştim ve üstüne gidip onu yumruklamaya başlamıştım ama işe yaramıyordu.Tabi adamın çok güzel bir vücudu vardı.Kesinlikle spor salonlarında zaman harcamış olmalıydı.Ben yumruklarımı kesmeyince bileklerimden tuttu ve duvara dayadı.Sinirden kasılan yüz hatlarını inceledim.Çok yakınlaşmıştı ben itirmeye çalıştıkça yakınlaşıyordu.Kulağıma eğilip "Bir daha işime karışma"dedi ve beni öylece bırakıp gitti.Niye böyle yapıyordu ben onu....severken.

------------

Akşam olduğunda Aleyna ve Güneş ile bara eğlenmeye gideceğimiz için güzelce giyindim,abartmış olabilirim ama bu gece dağıtıp,özgürce eğlenecektim.Berke odasında ders yaparken Cenk ise hiç uğramamıştı eve.Berke'nin odasına girip dışarıya çıkacağımı söyleyince ilkten ters tepki verse de biraz ısrarla kabul etmişti.Akşam olunca Güneş beni arabasıyla almıştı.Aleyna bizi barda bekliyordu.Bara girdiğimizde kocaman pastayla duran Aleyna'yı görünce güldüm.Bugün ayın kaçındaydık?

Teoman paramparçayı söyleyen bardaki kişiler bana bakıyorlardı.Burda ne oluyo?ve doğum günümü nerden biliyorlar?"Güneş!Aleyna!... çokk teşekkürler"dedim onlara bağırıp.Onlarda güldüler.Barın kapısından Berke'yi görünce ağzım bir karış açıkta kaldı.Güneş beni pastaya doğru çekince Berke bakışlarımı farketmiş ve açıklama yapmıştı.

"Sen gidince ben de arkandan geldim Aleyna doğum gününü bilmiyor olsaydı doğrusu bende unuturdum"dedi ve bana yaklaşıp sarıldı.Bende kızlara sarılıp'dilek dile'diyen topluma kafa salladım.Benim istediğim neydi ki?Dileğim yoktu benim.Sadece huzur...O huzur kimde vardı peki?Pastanın etrafına doluşmuş insanlardan Selin ve Dilara'yı görünce şok geçirdim.Eski okulumdan kişileri de görünce yüzüme kocaman bir gülümseme kondu.Tek huzur eksikti...Mavilerinin verdiği huzur...

Cenk'den

Galeri de bir sürü iş birikmişti ve gelen müşteriler artmıştı.Kahvemi bırakıp aklımı kurcalayan şeyi bir an görmek istedim.Telefonumu çıkarıp onu ilk gördüğüm anlardaki fotoğraflarına baktım.

*Onun emri altında yaşayamassın Saraçoğlu sen istediğini yaparsın..Gerekirse onunlada oynayıp bırakırsın!*

Ben onunla oynuyor muydum?dediği gibi.Onunla oynamıyordum buna eminim ama eski Cenk hikayesine de dönmek istemiyordum.Çünkü sonu iyi bitmiyordu bu hikayenin...

-----

Hediyeleri görünce çok sevinmiştim.Sonunda pastalarımızı da yiyince enerjik bir şarkıyla Berke'yle sallanıyordum ki kapıdan siyahlar içinde Sarp göründü.Aleyna ona dönüp süzdükten sonra yanına ilerledi.

Beraber bar sandalyelerine oturunca Sarp'ın bakışlarının Aleyna'yı bulmamasını farkettim.Sürekli çevredeki kızlara bakıyorduki bu Aleyna'nın nedense yüzünü düşürmüştü.Bu kız Yaman'ı sevmiyor muydu?Berke'ye dönünce dikkatle bana bakıyordu.Başımı ona yaslayıp gözlerimi kapadım.Nefesi enseme ordanda iliklerime doğru ilerlerken dudaklarını ensemde hissettim.Kızların zoruyla içtiğim içkiler beni uyuşturmuştu ve benim tek derdim uyumaktı.Doğum günleri hep başıma kötü şeyler gelirdi.Ya da üzücü haber,moralimin bozulacağı bir şey...Heralde bu sabah gerçekleşmişti..

Berke"Yoruldun mu?"dedi bağırarak.Müziğin sesi başımı zonklatırken kafa salladım.Ellerimi omzumu kavrayıp kendine çektiğinde bende ilerdeki manzaraya bakıyordum.Güneş elinde içki ağlıyordu.Berke'nin kolundan çıkıp ona doğru ilerlerken gözyaşlarını silip gülümsedi.

"Noldu Güneş?"dedim elindeki şişeyi alıp.Elini 'boşver'dercesine salladı.Ben ise bunu öğrenecektim.Berke'nin koluna girip"Hadi eve!"dedim o ise Sarp'a bakıyordu.Sarp'ın bakışları da ona dönünce yanımıza ilerledi."Naber kardeşim?"bu imalı sözcükleri Berke'nin kol kaslarını sıkmasına neden olsada o alayla gülümsemeye devam etti.Berke"Meraba kardeşim, Hoşçakal kardeşim"Berke de aynı onun gibi gülümseyerek beni çıkışa yönlendirdi.Arabaya bindirdikten sonra kendisi de bindi.Ben kafamı cama yasladıktan sonra gözlerimi yumdum.

-----

Araba durunca camdan baktım ama evde değildik.Berke'ye dönünce bana dönmüş gülüyordu."Neden burdayız?"dedim.Bir şey demeden elimi tutup arabadan indirdi.Peşinden gidince heyecanlı olduğu her anlamda belli oluyordu.Küçük ağaç evini görünce tırmanmaya başladı.Ben ise şaşkınca arkasından ilerledim.Büyük ağaç eve çıkınca ağzımdan kaçan 'oha'lafını saklayamadım.Bir düğmeye basıp ağaç evin etrafını saran renkli ışıkları yaktı.Ben ise etrafı incelemekle meşguldüm.Yere atılan renkli yastıklar ve yorganlarla birlikte küçük bir dolap vardı.Yastıklara oturup kollarımla kendimi sardım.Yanıma oturup bana sarıldığında ona baktım.

"Burası Cenk'le bizim yerimizdir.Burayı biz yaptık."dedi bana ve çevreye bakıp."Doğum günün kutlu olsun ben hediyemi vermedim daha"dedi ve ayaklandı.Cebinden kutuyu çıkarıp bana doğru eğildi.Kutuyu açınca ağzım açık kaldı.Başağa benzeyen yapraklı altın kolyeyi bana doğru tutup saçlarımı kenara attı.Sonrada elleri boynuma değdi ve saçlarım omzuma düştü.Kolyeye dokunup gülümseyince oda bana yaklaştı."Teşekkürler çok güzel"dedim.Ve gözlerime bak8p gülümserken daha da yaklaştı ki yüzümüz arasında pek de mesafe kalmamıştı.

"Başak.."dedi nefesini verip.Kafamı kaldırıp ona baktığım da dudaklarımdaydı gözleri."Kolyeni asla çıkarma"dedi sonrası da beni yere itip öpmeye başladı ki ben hala şoktaydım.Gözlerini yummuşken ben ise öylece duruyordum.Ellerini yere dayayıp mesafe koyduğunda hala bırakmamıştı dudaklarımı.Benim ise içimde beliren suçluluk duygusunu adlandıramıyordum.O bundan fazlasını yapmışken ben neden böyle düşünüyorum!O seni hiç takmadı ve seninle oynadı!Berke'ye karşılık verince benim kadar o da şaşkındı...

BaşBer'e Cenk nasıl tepki vericek bakalım;)Okuyanların gözlerinden öperim:D

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin