İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ BEŞ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Sanki eşinin isteği kadının içindeki bir şeyleri çözmüştü. O bunu nasıl yapacağını bilmiyor olsa bile onun arzusu bilinçsizce kadının kendisini geliştirmesine neden olmuştu.
Onun kucağında farkında olmadan kendisini tuttuğu güçleri açığa çıktı. Kollarını saran dövme canlandı ve omuzlarında iki simsiyah tüylerden oluşmuş kanat çıktı. Dişleri uzatıp sivrildi ve bilekten ellerine kadar simsiyah bir renge büründü.
Gözbebekleri bütün gözlerini sardı ve simsiyah gözlerin içlerinde yıldız taneleri gibi parlak noktalar belirdi. Sanki gece yıldızlı bir gökyüzüne benziyordu. Göğüslerinde ve kalçalarında kuş tüylerinden bir kıyafet belirmişti. Aynı şekilde o kuş tüylerinden sarmal ayaklarından dizlerine kadar uzanıyordu.
Büyülenmişti! Hayatı boyunca bu kadar güzel bir şeyi daha önce hiç görmemişti. Bu kadın açgözlü bir kuzgundu. "Efnan" diye fısıldadı. Onu kalçalarından tuttu ve kendini onun içinde en derinlere itti. Az önce insan bedeninin sınırları tamamen yok olmuştu. Onu tamamen içine kabul ediyordu.
Kadının pençeye dönüşmüş siyah renkli elleri göğsüne dayandı ve kalçalarını hareket ettirmeye başladı. Tuhaf bir koku yayılmıştı ortama. O kadar tatlıydı ki Jorah, her soluduğunda kendisinden geçiyordu. Onu daha da baştan çıkaran bir kokuydu bu. Yumuşak ve genzi yakmayan ama çok lezzetli bir koku... Ne olduğunu çıkaramıyordu.
Jorah, dişlerini o kadar sert sıktı ki dilinden kan geldi. Bu şey o kadar güçlüydü ki başa çıkamıyordu. Bu açlık! O açgözlülük günahıydı. İlk doğduğu zamanlarda her şeye aç ve doymak bilmeyen bir şekilde dünyaya gelmişti. Kendini kontrol etmeyi öğrenene kadar geçen zamanda oburluğu ket vurulamazdı.
Şimdi eşi öyleydi. Açlığı o kadar fazlaydı ki bilinçsizce ona daha fazlasını vermesi için erkeği baştan çıkarıyordu. Hızla doğruldu ve kollarını onun beline sarıp kadını kendisine bastırdı. Efnan, bacaklarını onun beline doladı. Böyle daha yakın olmak tenlerinin birbirine değmesi daha iyi hissettiriyordu.
Dudakları istemsiz bir gülümsemeyle kıvrıldı ve onun yüzüne dokundu. Yanağının pürüzsüz hissiyatı bile onu kendinden geçiriyordu. "Yoruldun mu?" diye fısıldadı kadının kulağına doğru. Bunun doğru olmadığını biliyordu sadece onu kışkırtmak istiyordu. "Şimdiden mi?"
O çok farklıydı. Bunu nereden bildiğini bilmiyordu. Daha önceki deneyimlerini hatırlamıyordu ama farklı olduğunu biliyordu. Bir günah olduğu için değildi bu bedenden çok daha öte bir şeydi. Kendi dönüşümünden dolayı mı böyle olmuştu acaba? Yoğun hissediyordu. Sanki kalbi tamamen onunla dolmuş gibiydi.
Tırnakları erkeğin sırtına geçti. Bundan çok hoşlanmıştı. Bu sertlik... Daha öncede mi böyle yapıyordu acaba? Onu kendisi için zorlamaktan hoşlanmıştı.
Bu koku...
Jorah, kendinden geçiyordu resmen. Bu koku her şeyini esir almıştı sanki. Ne koktuğunu anlayamıyordu ama çok tatlı bir kokuydu. Tatlı ve güçlüydü. Neredeyse doğru olamayacak kadar iyi hissettiriyordu. Bu koku bir şekilde korkutucuydu...
Lilith, başını kaldırıp havayı koklamaya başladı. Bu hiç de alışıldık bir koku değildi doğrusu. "Ne dersin? Arap yasemini sanırım. Yoğun ve tatlı bir koku. Hiç senin kokuna benzemiyor"
Samael, sandal ağacı kokardı çünkü. Bu kuzgunun ölüleri yatıştırmak ya da ölülere hayat vermek için güçlerini saldığındaki kokuydu. Daha doğrusu gücünün kokusu. "Kişiden kişiye değişiyor demek" diye mırıldandı. "Bugünleri görebileceğimi hiç düşünmemiştim"
Elbette başka bir kuzgunun ortaya çıkması çok beklenmedik bir durumdu. Lilith, başını yana eğdi ve ona baktı. Samael, duygularını belli etmeyi pek beceremezdi. En azından söz konusu kendisi olunca. Ancak bunca zaman sonunda ne kadar heyecanlı ve mutlu olduğunu görebiliyordu.
Belki de kuzgunun güçleri düşündüğünden daha ağırdı. Hiçbir zaman bir şey dememişti ve Lilith'de hiçbir zaman anlamayacaktı. Aralarında çok nadir olan anlaşılmayan şeyler vardı. "Sanırım" diye mırıldandı düşünceli bir şekilde. "Eve gelmeleri gerekiyor. Herkesin."
Evet, gerçekten de çocukların ve tüm dostların geri dönmeleri gerekiyordu. Cennet, bu durumla nasıl başa çıkacaktı bilmiyorlardı. Kuzgun gücü en başından beri Samael'e aitti. Onu nasıl kullanacağını bilen, güçlü ve tecrübeli bir adamdı.
Oysa Efnan denen kadın küçük bir çocuktan fazlası değildi. Üstelik önceli hayatında basit bir insandı. Geçmişi hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Kimsenin bir bilgisi yoktu ama kaderinde bu evrenin kraliçesi olmak vardı.
En başında Jorah'ın kanı olmasaydı kuzgunu kaldıramazdı. Bu iki evreli bir gelişimdi. Jorah'ın güçleri onu bir yere taşımıştı. Sonrasında kuzgun onu kendi içine çekmesini söylemişti. Demek ki ilk kan sadece hazırlık evresiydi.
"Jorah'ın haklı olduğu bir nokta var" dedi Samael sakince. "Efnan bir saatli bomba ve ne zaman patlayacağını kimse bilmiyor"
Asıl mevzuyu hala kaçırıyorlardı. Artık Efnan'ın kaderini göremiyordu ve en başında insanların onu neden böyle bir deneye soktuklarını bilmiyorlardı. Onu özel kılan bir şeyler olmalıydı. Bu şey her neyse kuzgun bunu biliyordu ve insanlarda biliyordu.
Amun, onu özel olarak seçmişti. Ne yazık ki artık onun için hiçbir şey yapamazlardı. Oğlu, kendisini feda ederek yeni bir hayata hak kazanmıştı. Dünyadaki hayatını bir kere daha tamamlamak üzere gönderilmişti. Onunla konuşamazlardı.
O ruhu bedenden çıkarsalar eğer sonsuz ve engin bilgisiyle karşılarına çıkardı ancak o zaman bedene geri döndüğünde bir daha eskisi gibi olamazdı. Her şeyi bilen ve hatırlayan kişi olurdu. Amun'un bu hayatını bilinçsiz bir şekilde yaşaması gerekiyordu.
Lilith, sakince camdan dışarı baktı. Ava ile sessiz anlaşması bitmişti. İki anne olarak Amun'un yeniden doğumundan sonra dünyaya bir daha gitmemişlerdi. Muhtemelen de bir daha birlikte dünyaya gitmeyeceklerdi.
"Ne dersin, ondan yardım isteyelim mi?"
Samael, kaşlarını kaldırarak ona baktı. Karısının aklından neler geçtiğini çok iyi biliyordu. "Mikaela ve Reaver bunun için daha uygun" dedi bir süre düşündükten sonra.
Lilith, buna karşılık omuz silkti ve neşeyle güldü. "Evet, ama bu eğlenceli değil"
![](https://img.wattpad.com/cover/271630229-288-k284000.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 7- AÇGÖZLÜLÜK
FantasiaCEHENNEM DIŞINDAKİ HER TÜRLÜ VARLIĞA VE EVRENE NEFRET İLE BAKAN AÇGÖZLÜLÜK GÜNAHI JORAH'IN BAŞI BELADA. ÇÜNKÜ EBEDİ EŞİ ORTAYA ÇIKTI VE KESİNLİKLE CEHENNEMİN BİR MENSUBU DEĞİL. DAHASI NE OLDUĞU HAKKINDA KİMSENİN BİR FİKRİ DE YOK. ASIL SORUNSA EŞİNİ...