EPİLOG

1.9K 234 46
                                    

"Gerçekten bunu kast ettiğini düşünmemiştim" diye seslendi Jorah. Sesinden hiç de memnun değilmiş gibi görünüyordu halinden. Ne var ki bu onun memnun olup olmamasının önemli olmadığı bir durumdu.

Odaya özel olarak koydurttuğu döner koltukta oturmuş bacak bacak üstüne atmıştı genç kadın ve yaklaşık on beş dakikadır onun oradan çıkmasını bekliyordu. Halinden ne kadar memnun olduğu sırıtışından belliydi. Bunu kabul edeceğini gerçekten beklememişti ama yapıyordu işte.

Koltuğu sağa sola çevirerek sabırsızlığını iyiden iyiye belli etmeye başlamıştı. "Hadi ama" dedi Efnan gözlerini devirerek. "Fazla büyütüyorsun. Eğlenceli olacak" Başını yana eğdi. "Çık oradan da görebileyim seni"

Jorah, bir iç çekerek dışarı çıktı ve kadının karşısında kendisini görebileceği şekilde durdu ama kesinlikle halinden memnun değildi. Efnan bir kahkaha patlattı. "Tam tahmin ettiğim gibi çok yakışmış" dedi ama ona gülmeden bakamıyordu.

Böyle bir şeyi nasıl kabul ettiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Evlilikleri üzerine konuşmaya başlamaları bir şekilde kendilerinden bahsetmeye dönüşmeye başlamıştı. Efnan ona insan hayatından ve Jorah'da savaşlardan hapsedilmesine kadar olan süreçten bahsetmişti.

Bir şekilde bir yakınlık kurmayı başarmışlardı. Pamuk ipliğine bağlıydı ve muhtemel olarak da Jorah'ın en ufak bir hatasında kopup gidebilecek bir bağdı ama sonunda kurmayı başarmışlardı.

Gerçi onu kaybetme riskiyle karşı karşıya geldikten sonra neler olup bittiği kafasına dank etmişti. Kolay kolay onu üzecek bir şey yapamazdı. Bir kere daha tarihi tekrar etmek istemiyorlardı ama şimdi başka bir durumları daha vardı.

Karabasan, Efnan'dan yardım istemişti. Daha doğrusu onun hayatını kurtarmıştı ve şimdi kutsal kuzgundan ona olan borcunu ödemesini istiyordu. Ne yazık ki konu Gideon'du.

Efnan, bu konuda ona çok net bir şekilde karışmamasını söylemişti. Bağlılığı kardeşine olduğu için Jorah'ın onun istediklerini yapacağını biliyordu buna mecburdu. Birbirlerine olan sadakatleri aksine izin vermiyordu.

Karısına büyük ültimatomlar vermişti ve bunları geri alamayacağının farkındaydı. Ancak kabul etmek zorunda olduğu bir durum vardı ki Kutsal Kuzgun onu cehennemi yönetsin diye seçmişti. Bu durumda evliliklerinde mecburen ipleri onun eline vermek zorundaydı. Jorah batırmıştı çünkü.

Söz konusu yalan olunca hiç affı yoktu gerçekten. Eşi Torin olsaydı gerçekten çok eğlenceli olabilirdi. Gerçi ona hak vermeden edemiyordu. Kendi babası ve annesi bile yalan söylemişti kadına. Hal böyle olunca söz vermişti. Yalan söylemeyecekti.

Bir de şuan içinde bulunduğu durum vardı ki bundan kurtulmanın hiçbir yolu yoktu. Tuzağın içine çekilmişti ve kesinlikle erkek olmanın dezavantajına sahipti. Efnan, ona denemek istediği fantezilerden bahsettiğinde aklında kesinlikle bu yoktu. Ancak ne isterse denemeye söz vermişti.

Yarı çıplak bir şekilde erkek hizmetçi kostümüyle onun karşısında duruyordu. Gerçekten bu kıyafetleri dünyadan mı almıştı yoksa Shian'dan mı istemişti bunu düşünmek bile istemiyordu. Ağabeyiyle uzun süre bir araya gelmek gibi bir niyeti yoktu.

Boynunda basit bir papyon vardı. Göğüs kısmı tamamen çıplaktı. Bileklerinde manşetler vardı ve belinde siyah bir önlük vardı. Onun haricinde tamamen çıplaktı. Hayatında hiçbir yerde kendini bu kadar çıplak hissetmemişti muhtemelen. Hatta çıplakken bile.

Gümüş rengi saçlarının gölgelediği gri renkli gözleri durumdan pek memnun olmadığının göstergesiydi. Ancak Efnan çok memnundu bu durumdan. Başını yana eğdi ve erkeği baştan aşağı inceledi. Açıkçası bu kadar kalıplı bir adamı böyle dizlerinin üzerine çökertmek onu çok keyiflendiriyordu ama hemen yumuşamaya da niyeti yoktu.

Önlerinde sonsuzluk denen bir zaman varsa bunun keyfini sonuna kadar çıkarması gerekiyordu. Belki bir gün gerçekten affedebilirdi ama şimdilik bundan sonuna kadar yararlanmak amacındaydı. Eğer çocukları olursa ki bunu şimdilik rafa kaldırmıştı ama çocuk istiyordu. İşte o zaman hamilelik sürecinin de sonuna kadar kullanacaktı.

"Eksik bir şey var gibi" diye mırıldandı ve ayağa kalkıp erkeğe doğru gitti.

"Efnan" dedi Jorah uyarırcasına. "Bence çok abartma"

"Ama söz vermiştin"

Bu yeni silahıydı. Jorah söz verirse bunu yerine getirmek konusunda gerçekten takıntılıydı. Bu yüzden de mümkün mertebe söz vermemeye çalışıyordu. Bu zayıf noktasını öğrenmek büyük bir güç sağlamıştı kendisine. Başını yana eğdi ve masum bir yüz ifadesi takınmaya çalıştı.

Ona karşı ne yazık ki çok fazla duramazdı. Jorah derin bir nefes daha alıp başını salladığında genç kadın gülümsemesi büyüdü. Ardından arkasında saklamakta olduğu tasmayı erkeğin boynuna taktı.

"Gerçekten mi?" derken Jorah buna inanamıyordu. Gerçekten dişe diş kana kan oynuyordu genç kadın.

"Gerçek bir hizmetçi gibi" dedi Efnan halinden son derece memnun bir şekilde. "Şimdi bana hizmet etmeye başlayabilirsin"

Ondan gerçekten hoşlanıyordu. Şu yaptığından bile hoşlanmıştı. Başka türlü bir kadın Jorah'a gelmezdi zaten. "Pekâlâ" dedi en sonunda. "Ancak şunu söylemeliyim ki nazik olamayabilirim, hanımefendi" dedi tehditkâr bir şekilde ona doğru yürürken.

Gözlerinin rengi tutkunun kızılına dönüştü ve gözlerindeki o parlaklık genç kadının kalbini hoplattı. Alt dudağını ısırdı ve geri kaçınmaya başladı. Bu iş hiç de düşündüğü gibi gitmiyordu. Tam tersi olması gerekirdi. "Hayır, hayır yanlış yapıyorsun" derken gülmesine engel olamıyordu ve kalbi heyecanla atıyordu. "Ben ne istersem onu yapmalısın"

Jorah kaşlarını kaldırıp kadını ani bir hareketle kucağına aldı. "Ayaklarınızı yerden kesmekle işe başlayalım o zaman, hanımefendi" dedi gülerek.

Efnan o kendisini yatağa bıraktığında ve gerçek hizmetine başladığında genç kadının gülmeleri zevk dolu inlemelere dönüştü. Bir dahaki sefere daha başka bir şey bulması gerekiyordu. Sonuçta bu savaşı kazanmasına izin veremezdi.

Jorah, üzerine doğru uzanıp genç kadının gözlerine baktığında tutkudan bordoya dönmüştü. "Mutlu musun?" diye sordu ona. Sanki gerçekte bunu bilmeye ihtiyacı varmış gibi görünüyordu.

Efnan, gülümseyerek başını salladı. "Mutluyum" diye fısıldadı.

"Bunun daimi olmasını sağlayacağım söz veriyorum"

Genç kadın ona sıkıca sarıldı ve kendisine çekti. Bu sözü tutmak için her şeyi yapacağını biliyordu. "Evlilik o kadar da kötü olamaz belki de" derken sesinde alaycı bir tını vardı.

"Hanımefendi" dedi erkek aniden doğrularak. "Bu sözünüzü unutmayın. Belki kelimesini kesinlikle ile değiştireceğim" dedi.

Bunun için söz vermesine gerek yoktu ama Efnan, yerine getireceğini biliyordu.

                                                                                                                               SON...

                                                                                                 SONRAKİ KİTAP: KISKANÇLIK...

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 7- AÇGÖZLÜLÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin