Çalan alarımla yavaşça gözlerimi araladım. Yatakta doğrulup çıplak ayaklarımın zeminde ses çıkarmasına izin vererek banyoya gittim ve günlük rutinlerimi halledip geri çıktım.Odama tekrar girdiğimde açık balkon kapısı gerçekleri yüzüme sertçe vurmuştu.
Dün gece Hyunjin odama girmişti.
Ben uyuyasıya kadar yanımda kalmıştı.
Ve....
Beni öpmüştü.
Bu belki masum bir öpücüktü ama Hyunjin birini öylesine öpecek birine benzemiyordu.
Ama ona soracağım sırada sorgulamamam gerektiğini söylemişti.
Ama ben meraklı biriydim. Merak ederdim ve mutlaka merak ettiğim şeyi öğrenirdim...
Hyunjin'in nasıl biri olduğunu hala anlayamamıştım ama ona kapılıyordum sanırım.
Gerçi ona kapılmamak bana göre imkansızdı.
Bembeyaz soluk bir ten rengi vardı. Ama ona inat renkte olan simsiyah saçları her gün karışıktı ama bir o kadarda parlak, yumuşak ve düzenli görünüyordu.
Pek renkli giyinmiyordu ama giydiği gri, siyah ve koyu renkli kıyafetler her zaman bedenine uyuyordu. Üstelik onun baldırları ve bacakları oldukça sıkıydı.
Ayrıca çadırdayken yanlışlıkla elimi koyduğum yerin Hyunjin'in karnı ve göğsü olduğunu öğrendiğimde oralarında oldukça kaslı olduğunu anlamıştım.
Dudakları her zaman kıpkırmızıydı ama dudaklarının iç kısımları koyu kırmızıydı sanki ısırılmış gibiydi. Bunuda vampir olmasına bağlıyordum çünkü Chris'inkisi de öyleydi ama Hyunjin'de bir başka duruyordu işte. Dişlerini daha önce hiç görmemiştim. Hyunjin onları göstermemek için üstün çaba sarfediyordu çünkü görürsem iyi olmayacağını söylüyordu. Ama sorun değildi bana göre. Ondan bu yüzden uzaklaşmazdım.
Ki bana göre onun vampir olması, gözlerinin renk değiştirmesi benim için oldukça havalı ve ağız sulandırıcıydı.
;;;;;;;;;;;;;;;;;;;::::::::;;;;;;;;;;;
Okula geldiğimde kantine girip kendime kahve aldım. Ardından Jisung ve Seungmin'in yanına gidip oturdum.
Onlarla konuşurken kantinin kapısından girenlere gözüm takılmıştı. Tabi üçümüzde başımızı oraya çevirmiştik. Hyunjin ve Bang Chan ciddi bir ifadeyle yanımızdan geçtiler.
Ancak Hyunjin yanımdan geçerken gözlerini gözlerimle birleştirdi. Ardından 1 saniyeliğine bana göz kırpıp yine ciddi ifadesine büründü ve Chris ile hızlıca kantinden çıktılar.
" O sana göz mü kırptı?"
Şaşkınca başımı onlara çevirdim.
"Bilmiyorum."
"Bence kesinlikle kırptı. Aman tanrım! Yoksa çıkıyor musunuz?"
Jisung'un sözleriyle sessizce iç geçirdim.
Keşke...
Ne diyorum lan ben?
"Tabiiki çıkmıyoruz. Saçmalamaya başladınız yine ya."
Seungmin elini geçiştirircesine salladığında gözlerimi devirmiştim.
"Neyse, bebeklerim, benim derse yetişmem gerekiyor. Zaten zilde çaldı. Görüşürüüüz."
Ellerini neşeyle sallayarak yanımızdan ayrıldığında bizde Jisung'la sınıfa doğru ilerledik.
Üçümüzünde sınıfları farklıydı ama yinede çok yakın arkadaştık.
Jisung'la da vedalaşıp kendi sınıfıma girdim. Ama sıramın yanında ki kıpırtı ve hareketlenmeler dikkatimi çekmişti.
Oraya doğru yavaşça ilerlerken gördüğüm bedenle gözlerimi sabır dilercesine kapattım.
Hyunjin ve Hanbin....
Hanbin bir şeyler söyleyip Hyunjin'i omuzlarından ittiriyordu ancak Hyunjin ittirilmesine rağmen kıpırdamıyordu ve her ittirilişinde dudaklarındaki samimi olmayan alay gülümsemesi artıyordu.
Onlara uzak olduğum için Hanbin'in ne dediğini duyamıyordum.
Em sonunda Hanbin Hyunjin'in yakasına yapışıp sarmaya başladı.
Hyunjin hala bir şey yapmıyordu ve gülümsüyordu. Bu Hanbin'i sinirlendirmiş olmalı ki Hyunjin'in yüzüne yumruğunu indirmek için elini kaldırdı.
Hızlıca oraya giderken Hyunjin'in yüzüne inmek üzere olan yumruğa karşı gözlerimi yumdum.
Bir kaç saniye sonra hiç ses gelmemesinden dolayı gözlerimi korkakça araladım ve gördüklerimle içim ferahlamıştı.
Hyunjin yüzüne inmesine santimetreler kala tuttuğu Hanbin'in bileğini sıkıca kavramış hala gülümseyerek Hanbin'e bakıyordu.
"Sakın bu yumruğunu bana karşı kaldırmaya kalkma."
Hanbin'in elini o kadar sıkı tutmuştu ki
Hanbin'in yumruk yaptığı eli açılmış ve kızarmaya başlamıştı.Hyunjin eğer istese o anda herkesi etkisiz hale getirebilir ve hatta yaralayabilirdi ancak o kendisinin diğer insanlardan kat kat güçlü olmasından dolayı hiç bir güç uygulamıyordu.
Hyunjin'in tek yumruğu Hanbin'in bayılmasına bile sebep olabilirdi.Hızlıca yanlarına gidip sesimin sert çıkmasına özen göstererek konuştum.
"Sıramın önünde ne yapıyorsunuz!? Tepişmeyi kesin artık!"
Sesimin duyulmasıyla Hanbin ve Hyunjin bana dönmüştü.
Hyunjin Hanbin'in elini bırakıp yakalarını düzeltti.
"Düzgün bir dilden anlasaydı tepişmezdik."
Hanbin'in Hyunjin'e bakarak söylediği cümleden sonra Hyunjin yine samimi olmayan bir kıkırtı bıraktı ortaya.
"Yani? Sende döveyim bari mi dedin?"
Söylediklerimden sonra Hanbin sinirle soludu.
"Eğer isteseydim onu sakat bırakırdım."
Bu sefer Hanbin'in söylediklerine bende gülmüştüm.
Tam bir aptaldı...
"Bekliyorum."
Hyunjin gülümseyerek konuştu ve daha sonra sınıfı terk etti.
Şaşkınca ardından bakıyorduk tabiiki...
;;;;;;:::::::;;;;;:::::;;;;;;;;
Son ders de bittiğinde rahat bir nefes aldım.
Bugün hiç geçmek bilmemişti.Okuldan çıkıp eve doğru yürümeye başladım ancak aniden yağan yağmurla hafifçe duraksayıp gökyüzüne baktım.
Daha sabah hava açıktı. Nasıl böyle birden bire değişebilirdi ki?
Adımlarımı hızlandırıp evin önüne geldim ve anahtarımla eve girdim.
Götüme kadar sırılsıklamdım ve kesinlikle bu işin sonu hastalıkla bitecekti. Bünyem zayıf olduğu için ufak rüzgardan ve soğuktan hastalık kapabiliyordum.
Koşar adımlarla odama çıkıp hemen üstümdekileri çıkardım. Yerine kuru ve temizlerini giydim. Kendimi halsiz hissediyorum.
Sanırım eve koşarak gelmek beni yormuştu.
Yatağıma yatıp yorganı başıma kadar çektim. Bir yandan üşüyordum ancak uyku bedenimde daha ağır bir etki yaratmıştı.
Kendimi uykuya bıraktım.
:::::::::::::::
Gençler bölüm baya geç geldiği için üzgünüm ama bende şu an tatildeyim.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear vampire 🍷 / Hyunlix
Fanfiction"Kimsenin kanı bu kadar başımı döndürmemişti." "-... ve kimsenin kanı için bu kadar direnmemiştim." Gerçek hikaye Dear Vampire / Hyunlix gerçek yazar @jikookunbuzpateni Ben sadece Hyunlix versiyonu'nu yazdım ve tabiiki izin aldım