Evden çıktığımda derin bir nefes almıştım. Ailesi gerçekten vampirdi. Ama çok uyumlu ve iyi insanlara benziyorlardı.Özelliklede Yeji çok tatlı bir kızdı.
Eve girip doğru odama çıktım.
Annem ve babam bugün çıktıkları iş gezisinden dönmüşlerdi.
Odamın kapısı açıldı.
"Nasılsın bebeğim?"
Annemi görünce gülümsedim.
"İyiyim anne. Sen nasılsın? Toplantı nasıldı?"
Annem uzun saçlarının bir tarafını kulağının arkasına attı. Yanaklarını hava ile doldurup havayı geri bıraktı.
"Çok sıkıcıyı. Gerçekten çok sıkıldım. Baban olmasa ve ciddi bir toplantı olmasa çığlık atarak kaçardım."
Annemin bu haline kıkırdayıp yanına giderek oturduğu koltukta yanına oturdum.
Başımı göğsüne koydum.
Elleri hemen saçlarıma çıkmıştı.
"Bu çok hoşuna gidiyor değil mi?"
Evet saçlarımın okşanması gerçekten çok hoşuma gidiyordu.
Başımı evet anlamında salladım.
Bir süre sonra annem tekrar konuştu.
"Hadi yatağa. Artık yatmalısın."
Annemin saçlarımı okşamasıyla iyice mayışmıştım. Yerimden kalkıp yatağa doğru ilerledim ve yattım.
Annem üzerimi örtüp saçlarımı öptü.
Gülümsedim.
"İyi geceler tatlım."
\|\\||||\||||||\\||\\\|\\||
Bıkınca oflayıp tırnaklarımı kemirmeye başladım. Bugün zaman çok yavaş geçiyordu, hatta geçmek bilmiyordu.
"Hwang Hyunjin 3 gündür okula gelmiyor. Senin bir haberin var mı Felix?"
Başımı sağa sola salladım.
Hyunjin'e, okula neden gelmediğini soran medajlar atmıştım ama ne görmüş ne de cevap vermişti.
Bu beni meraklandırıyordu. Ve ayrıca... onu özlemiştim sanırım....
Tamam kabul ediyorum ondan hoşlanıyordum.
Tanrım.... Ondan çok fazla hoşlanıyordum.
Ama 3 gündür okulda yoktu. Onu çok merak ediyordum.
"Felix, sen iyi misin? Durgun görünüyorsun."
Jisung'un sesini duyduğumda silkelenerek ona döndüm.
"Yok. Bir şey yok."
Jisung göz ucuyla Seungmin'e bakıp onun tepkisini kontrol etmişti. Seungmin derin bir nefes alarak bana döndü.
"Lixie eğer bir şey varsa bize her zaman anlatabilirsin."
Gergince ellerime bakıp parmaklarımla oynamaya başladım.
"Evet Seungmin doğru söylü-"
"Ben Hyunjin'den hoşlanıyorum."
Aniden içimden geçeni söylediğimde buna ben bile şaşırmıştım.
Jisung ağzındaki kahveyi püskürürken Seungmin sırıtarak bana bakıyordu. Pek şaşırmış gibi durmuyordu.
"Ben biliyordum."
Seungmin'e şaşkınca bakarken o, omuz silkti.
"Ne? Fazlasıyla belli ediyordun."
"Bana niye söylemedin aptal?"
Seungmin ve Jisung kendi aralarında tartışırken yanımdan geçen Chan'ı gördüm.
Oturduğum sandalyeden kalktım.
"Biraz sonra geleceğim."
Bang Chan'ın arkasından ilerleyip omuzuna dokundum.
Başını bana çevirip hafifçe gülümsedi.
"Merhaba Felix. Bir sorun mı var?"
"Hyunjin 3 gündür okula gelmiyor. Onu merak ediyorum."
Chan gülümsemesini büyütüp beni boş olan resim dersliğine çekti.
"Hyunjin 1 hafta daha ortalıkta olmayacak."
"Neden?"
"Bak sana bunu söylemeli miyim emin değilim."
Chan yere bakarak tereddütlü bir şekilde başını kaşıdı.
"Lütfen söyle. Onu merak ediyorum."
Chan ellerini yumruk yapıp gözlerini kapattı.
"Tamam, anlatacağım. Ama kimseye söylememen gerekiyor. Bu çok önemli."
"Tamam kimseye söylemeyeceğim."
Meraktan çatlamama az kalmıştı gerçekten.
Çıldırmak üzereydim.
"Mart ayında soylu vampirler ve onların güçlü vampir çocukları 1 haftalığına kurul toplantısına gider. Benim ailem, Hwanglar ve Hyunjin de şu an kurul toplantısında."
Bu olay bana neden bu kadar karışık gelmişti?
"Neden toplantı 1 hafta sürüyor?"
"Çünkü bu toplantıdan sonra karşı kurula savaş açılıyor. Güçlü çocukların gitme sebebide bu zaten."
"Sen neden gitmedin?"
"Kolum yaralı. O yüzden gidemedim."
Sağ kolunu göstererek konuştuğunda kaşlarımı kaldırdım.
Savaş derken neyi kastetmişti ki?
"Peki, ya Hyunjin yaralanırsa?"
Sırıttı.
" Bu bir ihtimal ama çok düşük bir ihtimal. Hyunjin en güçlü vampirler arasındadır. O, gerçekten çok güçlü. Onun karşısına çıkan ya kaçıyor ya da ölüyor."
Ölüyor mu?
"Ö-ölüyor derken?"
"Yani vampir olanlar. Hyunjin insanlara zarar vermez Yongbok."
Başımı salladım. Biraz olsun rahatlamıştım.
Ama bu tümden rahatlamamı sağlamıyordu kesinlikle. Onun iyi olduğunu kendi gözümle görmediğim sürece hep merak edecektim.
"Ne zaman gelecek?"
"5 gün sonra. Geldikten sonra seni mutlaka görmeye gelir zaten."
Başımı tekrar anladığımı belirtircesine salladım. Chris de sallayıp kapıya doğru ilerledi.
Tam gidecekken hareketlerini durdurdu ve bana döndü.
"Hyunjin sana çok değer veriyor Lee Yongbok Felix."
Ve gitti.
Bense şaşkınlıkla arkasından bakakalmıştım.
Bir süre sonra silkelenip resim dersliğinden çıktım.
5 gün nasıl dayanacaktım ben?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear vampire 🍷 / Hyunlix
Fanfiction"Kimsenin kanı bu kadar başımı döndürmemişti." "-... ve kimsenin kanı için bu kadar direnmemiştim." Gerçek hikaye Dear Vampire / Hyunlix gerçek yazar @jikookunbuzpateni Ben sadece Hyunlix versiyonu'nu yazdım ve tabiiki izin aldım