"Hyunjin özür dilerim..."
Kapıyı açtığım anda gördüğüm bedenden çıkan sesle gözlerimi kırpıştırdım.
Felix evime gelmiş üstelik direk benden özür dilemişti.
Felix yine titreyen omuzlarıyla kapıda bana mahçup bakışlarıyla bakarken bedeninde gözlerimi gezdirdim.
Açık renkli bir pantolon ve sarı renkte bir tişört giyiyordu sadece. Dışarısı bir tişört giyen birine göre oldukça soğuktu.
Ancak Felix'in bedeninden yayılan şampuan kokusuyla saçlarının ıslak olduğunu anlamıştım.
Ona kırgındım...
Ancak daha fazla dışarıda durursa hasta olacaktı.
Kolundan nazik olmaya çalışarak tuttum ve evin içine çektim. Ardından kapıyı geri kapattım.
Birden kollarını belime sardığında karşılık vermemek için direndim. Amacım onu süründürmek değildi, sadece kırılmıştım işte... Bana inanmamıştı...
"Gücümün yanıldığını söylemek için mi geldin?"
Başını hayır anlamında salladı ve kollarını belime biraz daha sıkı doladı.
"Yoksa onun Çıkma teklifini kabul ettiğini ve bunun bir veda olduğunu söylemek için?"
Aslında böyle olmadığını biliyordum.
Sadece kırıldığımı anlamasını istiyordum. Ben dar düşünceli ve olağanüstü kıskanç biri değildim. Onunda arkadaşları vardı ve ben hiç bir zaman onu kısıtlamadım...
Ancak Mingi arkadaş olabilecek nitelikte biri değildi Felix'e karşı.
Ona karşı sevgi besliyordu, Mingi Felix'e arkadaş gözüyle bakamazdı...
Hızla başını geri çekti ve dolu gözleriyle bana baktı.
"'H-Hyunjin , böyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun."
Gözlerimi kaçırdım ondan.
Dolu gözlerine daha fazla bakarsam yumuşardım çünkü.
"Bana i-inanmıyor musun?"
Çatılı kaşlarımı bozmadan ona baktım.
"Bilmem, sen bana inanıyor musun ki?"
Dudağını ısırdı ve gözlerini sıkıca kapattı.
Gözlerini kapatmasıyla gözyaşlarının yanaklarından süzülmesi bir olmuştu.
"S-Sana inanıyorum.Hyunjin , sana inanıyorum."
Kaşlarımı kaldırdım ve alayla güldüm.
"Öyle mi?"
Başını sallayarak onayladı.
Tanrım...
Kendimi çok zor tutuyordum.
"Özür dilerim Jinnie. Sen haklıydın, aptallık ettim."
Kolundan tuttum ve merdivenlerden onunla birlikte çıkıp odama girdim.
Onu yatağa oturtup banyodan saç kurutma makinesi alıp geri yanına döndüm.
"Islak saçla dışarı çıkma."
Düz sesimle konuştuğumda dudaklarını birbirine bastırdı.
Ağladığından dolayı yüzü kızarmıştı ve dudakları şişmişti.
Öpmemek için çok zor duruyordum.
Saç kurutma makinesini çalıştırdım ve saçlarının tamamen kuruduğundan emin olasıya kadar saçlarını kuruttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear vampire 🍷 / Hyunlix
Fanfiction"Kimsenin kanı bu kadar başımı döndürmemişti." "-... ve kimsenin kanı için bu kadar direnmemiştim." Gerçek hikaye Dear Vampire / Hyunlix gerçek yazar @jikookunbuzpateni Ben sadece Hyunlix versiyonu'nu yazdım ve tabiiki izin aldım