Dear vampire 🍷 / Hyunlix

35🍷

"Sadece konuştuk ."

Yarım saattir Hyunjin'e laf anlatmaya çalışıyordum.

"'Neredeyse içine düşecekti Felix!"

Hayretle ona bakarken dediklerini düşündüm.

Az önce benden anlamadığı bir soruyu anlatmam isteyen Mingi'ye soru anlatmıştım.

Ancak o zamandan Hyunjin bir garip davranıyordu.

Sürekli dibime düşeceğini ve bana arkadaşça yaklaşmadığını söyleyip duruyordu.

"Hayır Hyun. Sadece arkadaş olduğumuzu ikimizde biliyoruz."

Kantine doğru yürürken Hyunjin sert bakışlarını etrafta gezdiriyordu.

"O bilmiyor Lix. Tanrım, bana inanır mısın artık?"

Kaşlarımı çattım.

"Sana her zaman inanıyorum. Ancak bu konuda yanlış düşünüyorsun...."

Bizimkilerin olduğu masaya oturduğumuzda Chan önce Hyunjin'e sonra bana baktı.

"Mutluluğunuz gözlerimi yaşartıyor."

Hyunjin omzunu silkerken ben gözlerimi devirdim.

"Ne olduğunu söyleyecek misiniz?"

Hyunjin hızla Seungmin'e döndü.

Ardından bana batı ve iğneleyici bir tonda konuştu.

"Mingi Felix'e yavşıyor."

Gözlerimi açarak ona baktım.

"'Hayır! Sadece soru anlatmamı istedi. Bu kadar."

Hyunjin kaşlarını daha fazla çattı.

"'Senin çok güzel biri olduğunu düşünüyor!"

Gözlerim imkanı varmışcasına daha da açılmıştı.

"Hayır!"

"Ben onun zihnini okuyabiliyorum Felix!"

Tamam...

İnsanların zihnini okuyor olabilirdi.

Ancak Mingi'nin böyle bir düşüncesi yoktu...
Bundan emindim.

"Bir kere olsun gücün yanılmış olamaz mı?!"

Hyunjin'in gözleri yavaşça kırmızıya döndüğünde masadan hiç ses çıkmadığını farketmiştim.

'"Ne olursa olsun, seni o kıçı kırk Mingi'yle paylaşmayacağım..."

Ardından gözlerini kapattı ve bir süre bekledi.

Geri açtığında gözleri hala kırmızıydı.

Masadan kalktı ve göz ucuyla bana bakıp yürüdü.

Ardından adamları durduğunda mutluluktan uzak bir sırıtış sunarak bana döndü.

Daha çok meydan okur gibiydi.

"Bak geliyor seninki."

Kafasıyla gösterdiği yere baktığımda Mingi'nin bana bakarak geldiğini görmüştüm.

"Şimdi seninle özel konuşmak isteyecek ve senden hoşlandığını söyleyip çıkma teklifi edecek..."

Söyledikleriyle kaşlarımı çattım.

Böyle bir şey olamazdı.

"Gücüm yanılırsa haber verirsin bana."

Cümlesini bitirdikten sonra Chan'a döndüm.