More than a friend | liskook

episode 22

"Kesin şu lanet kavgayı!" Namjoon araya girdiğinde neler döndüğünü yeni yeni anlamaya başlamıştım. Jisoo, Tzuyu'den Jennie yerine hesap soruyordu ve olaylar fena halde karışmıştı.

Jennie ilk başta Jisoo'yu Tzuyu'den uzaklaştırmaya çalışmıştı fakat şuan o da Tzuyu'e bulaşmıştı. Herkes otelde rahatsız oluyor diye kavgaya otelin arkasında devam ediyorlardı.

"Tanrı beni kahretmesin ki elimde kalacaksın." Jisoo Tzuyu'nin saçlarına her atlayışında Jin ve Jimin tarafından geri çekiliyordu.

Namjoon sinirle onlara baktı. "Çocuk musunuz siz, oturup konuşsanıza doğru düzgün. Ayrıca Tzuyu'e neden bulaştınız bir anda siz?" Tzuyu bir anda cırlamaya başladı. "Taehyung ile geçmişim var diye beni dövmeye çalışıyor aptal, tek ben mi vardım bu ilişkide! Gidip o sevgili Taehyung'unuza sorsanıza," gülümseyerek Taehyung'a baktı ve devam etti. ".. oda istememiş mi bunu?"

Jennie bir anda nefretkar bakışlarını Taehyung'a gönderdi, Chae sinirle Tzuyu'e yaklaştı. "Ne saçmalıyorsun gerizekalı, Taehyung'un sarhoşluğundan nasıl faydalandığını anlatsana sen birazda." Bir anda büyük bir sessizlik oldu, Chae Tzuyu'nin omzuna vurdu ve devam etti. "Niye sustun, anlatsana. Yemiyor dimi?"

Tzuyu sinirle Chaeyoung'u itikledi. Jimin Tzuyu'e bağırmaya başladı. "Herkesin anasını siktin bravo! Taehyung öyle bir şey yapmaz, Jennie'de diğerleri de bunu anlayacak "

"O da istedi bunu, beni asla suçlayamazsınız."

Taehyung bir anda sinirle Tzuyu'e yürüdü. "Neden hiçbir şey hatırlamıyorum o zaman ben? Söyle, onca zaman sevdiğim kızla aramı nasıl bozduğunu anlat bana! Ben onun için yanarken sen beni kullandın öyle mi, sana lanet olsun." Tzuyu sinirle bağırmaya başladı.

"Senden faydalanmadım diyorum!"

Jisoo sinirle kahkaha atmaya başladı, herkes deli gibi gözüküyordu. Jungkook Jisoo Tzuyu'e dalacakken, Jisoo'ya engel oldu. "Değmez biliyor musun noona?"

"Bırakın şunu, Taehyung'un bir suçu olmadığı bariz. Jennie ile onlar kendi arasında hallederler, biz gidelim." Jin otoriterce konuştuğunda Tzuyu küfürler mırıldanarak otele doğru ilerledi. Ağlıyordu büyük ihtimal.

Herkes yavaş yavaş yürümeye başladığında Jungkook'un yanına yaklaştım ve belinden sarıldım. Bunu fark ettiğinde gülümsedi. O da bana sarılınca yürümeye devam ettik.

"Tanrı'm ne kadar yakışıyorlar, tü tü Tanrı kem gözlerden korusun." Arkadan işittiğim ses Chaeyoung'a aitti, Jin ile sohbet ederek ilerliyorlardı.

İtiraf etmeliyim ki bu ikili gerçekten fazla komik.

Arkama dönüp Chaeyoung'a dil çıkardığımda omuz silkti ve öpücük attı. Etrafa bakındım, Jennie masum bakışları ile yere bakıyordu ve oldukça yavaş yürüyordu.

"Sence barışırlar mı?" dedi Jungkook bana bakarak. Bilmem, anlamında omuz silktiğimde yüzüne baktım. "Eskisi gibi olacaklarını sanmıyorum, evet Taehyung'un bir suçu yok ama yani bilemiyorum... ikisi de hatalı. 16 yaşında barlarda ne işleri vardı ki?"

Kafasını salladı. "İkisinde de hata var, Jennie'yi biliyorsun, gururuna yediremeyip Taehyung'u yine ve yine affetmeyebilir. Hiç belli olmaz. Ama birlikte olsalar yılın çifti olurlardı tekrardan."

"Hey, yılın en tatlı, en seksi, en cazip, en yakışan çifti biziz bir kere!" deyip sahte bir sinirle güldüğümde kahkaha atmaya başladı.

"Ah özür dilerim Leydi'm. Tabi ki en güzel çift biziz." Kolunu omzuma attığında yürümeye devam ettik.

Jimin bir anda koşuşturmaya başladı, arka tarafa doğru koşuyordu. Bir şeyden kaçıyor gibiydi. Jin, Jennie, Chae ve Tae gözlerini pörtletip etrafa saçıldıklarında Chae bağırdı. "Lan aptal ne koşuyorsun hızır gibi?"