Çok severek yazdığım bir bölüm oldu, umarım beni tekrar hayal kırıklığına uğratmazsınız yada kısa kısa yorumlar yazmazsınız. 'Mal, salak, he he, aynen aynen' vb. Bunları sevmiyorum. Yorum yapacaksanız da lütfen doğru düzgün yapın, rica ediyorum. Bugünlerde fazla doluyum, kimseye patlamak istemem.
~
Yüzüme bakmakla yetindi, bir cevap bekliyordu.
Aniden kahkaha atmaya başladığım da Jungkook bu yaptığıma şaşırmış olacak ki, şaşkınlıkla yüzüme baktı. Kaşları havalandığında hala gülüyordum. ''Jungkook.'' dedim gülerken. Bir kaç saniye öyle aptal gibi güldüğüm de, artık yeter dedim kendi kendime. Oturduğum yerde gerildim ve ciddiyetle ona baktım. ''Sen benimle dalga mı geçiyorsun?''
Yaptığımı yaptı, başını öne yaklaştırdı ve ciddiyetle yüzüme baktı. Tek kaşını kaldırdığında ciddiyetten başka hiçbir şey yoktu yüzünde. ''Ben ciddi bir şey soruyorum sana, Lalisa.'' Kirpiklerimi kırpıştırdığımda, şuan dalga geçmediğini anlamıştım. Ciddiydi. Tanrım, beni ne ile sınıyorsun?
Pufumda arkama yaslanırken o fazla ciddiydi. Bir şeyler anlamak istermişçesine sürekli bana bakıp, gözlerini geri çeviriyordu. ''Jungkook, neden böyle düşünüyorsun? Sen benim arkadaşımsın, seni başka türlü görmüyorum...'' dediğimde hala ciddiydi.
Bilerek mi yapıyordu?
''... sana karşı başka şeyler beslemiyorum.'' dediğim an güldü. Ancak sinirle.
''O zaman benimle oynama.''
Hani olur ya, film sahnelerinde erkek aniden bir şey der ve kız sadece kalakalır. Arkada da gerilim müziği çalar... şuan o durumdaydım.
''O ne demek?'' dedim. Arkasına yaslanıp, elini yüzüne koydu. İşaret parmağı ile yanağını kaşırken, ciddiydi. Neden bugünü bulursun ciddi olmak için, neden?
''Jungkook sana aşık değilim diyorum. Ciddisin anladım ama bu nasıl şaka ya? Sen ne yapmaya çalışıyorsun, cidden öyle olduğuna kendini inandıracaksın diye ödüm kopuyor şuan.''
''Saçmalıyorsun.'' dedim tekrardan.
Bana baktı. ''Davranışların söylediklerinin tam tersini söylüyor ama, o ne olacak?'' Hıhladım. Ne diyordu bu ya? Gülerek ayağa kalktığımda onun karşısında dikiliyordum, kollarımı birbirine bağladım. ''Kaç yıldır arkadaşız Jungkook, sana o gözle bakmadığımı bil. Neden öyle bir şey olsun ki? Hadi kalk, daha fazla saçmalama.''
Kolundan tuttuğum gibi kaldırdığımda güldü ve bana yaklaştı. ''İyi o zaman.'' Gözlerimi yüzünde gezdirdim. ''Ne?''
Etkileyici bakışlarını sergilemeye başlamıştı, bilerek yapıyordu. ''Rahatladım.'' Gülümseyerek yüzünü yüzümden öte çekip, önden yürümeye başladığında göz devirdim. Ben arkadan gelirken ellerimi cebime koymuş, ayaklarımı vura vura yürüyordum. Jungkook önden kahkaha atıp kolumdan çektiğinde koluna girdim. Tekrar göz devirdim. Kolundan kurtulmaya çalıştığımda sıkıca tuttu. ''Ya sen nasıl seni sevdiğimi düşünebilirsin, zekana sıçayım senin. Of, yemin ederim utandım.'' Dudak büzdüğümde, aslına bakarsanız somurtuyordum.
''Sen beni hiç siklemiyorsun dimi?''' Dilini 'tıch' anlamında damağına vurduğunda ayaklarımı yere vurmaya devam ettim. ''Gerizekalı.''
Apartmana girdiğimizde benim eve geçtik. Evin anahtarını ona fırlattığımda yüzüne çarpmıştı. ''Lan!'' diye bağırdığında omuz silktim ve odama doğru yürüdüm. Jungkook oflayıp benim önüme geçti ve odaya girdi.
Ellerini cebine koyarak etrafta dolanmaya başladığında konuştu. ''Madem bana karşı öyle şeyler hissetmiyorsun, kanıtla.'' Dilini damağında gezdirirken, gayet rahat duruyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
More than a friend | liskook
Hayran KurguJungkook'un Lalisa'nın değerli günlüğünü alması ile her şey daha bir karmaşık hal alır. ©2020 | lavalia