''Geziye gidiyoruz.'' dedi Chaeyoung apartmanın bahçesine şaşkınca girdiğinde. Okuldan çıktığımızdan beri aynı şeyi tekrar edip edip, duyduklarının doğru olduğunu algılamaya çalışıyordu. Elini kalbine koydu ve gözlerini fal taşı gibi açmaya devam etti.
Çantasını yere fırlattığında, mal gibi etrafta döndü.
Namjoon göz devirdi.
''Evet Chae, geziye gidiyoruz.'' Chaeyoung bir anda bize döndü ve zıplamaya başladı. ''Lan sevinsenize geri zekalılar, yılda bir gidiyoruz zaten sınıfla geziye.'' Jungkook güldü. ''Chae haklı, baya iyi oldu bu gezi işi.''
Göz devirdim. ''Ayakta durup, bunları konuşacaksak ohoo.'' dediğimde Yoongi gözlerini kıstı. ''Benim de uykum var, çimenlere geçelim. Hem uyurum, hem dinlerim sizi.'' Önden yürümeye başladığında Jennie değişik bir ifade ile Yoongi'ye baktı.
Eli ile onu gösterdi bize bakarak. ''Bu çocuk geri zekalı.'' Jimin güldü. ''Aa sevgiline öyle deme Jen, çok ayıp.'' Jennie tek kaşını kaldırıp çantasını sertçe pufa bıraktığında Jimin'e baktı. ''Efendim?'' dedi.
Jimin yutkunup yere bağdaş kurup oturdu. Jennie hep böyleydi. Asla bağırmazdı ancak bakışları ile ürkütürdü insanı.. Jisoo Unnie'nin aksine.
Jisoo ise bağırıp, şiddetle yapardı o işlevi.
Jungkook çantasından veli izin kağıtlarını çıkarttığında apartmana baktı. ''Bu sene çok kötü notlar aldım, umarım annem bir aksilik yapmaz ya.'' Kaşlarımı çattım. ''Ben sana dememiş miydim, çalışmazsan görürsün gününü diye?''
Jin kısık gözleriyle Jungkook'a baktı. ''Biz gecemizi gündüzümüze katıp, ders çalışırken sen instagram'dan kızlara yürüyordun it.'' Şaşkınca Jungkook'a baktım.
''Ne?'' Bakışlarımı kıstım. ''Sen bir de bana anlatmıyorsun değil mi? Bir de kızlarla işim olmaz diyorsun, piç.'' Taehyung inanmaz bakışlarla bana baktı ve sonra eli ile beni gösterdi Jimin'e bakarak.
''Kıskandı.''
''Of ne boş yapıyorsun ya.'' Jennie kafasını salladı. ''Aynen amk.'' Şaşkınlıkla hepimizin gözleri açıldığında oha dememek için zor duruyordum. Ama bunu yapacak yarım akıllı bir arkadaşımız vardı tabi ki. ''Oha!'' dedi Jimin eli ile ağzını kapatarak.
Jennie şaşkınca ona baktı. ''Ne, ne oldu?'' Sonra Yoongi'ye baktı. ''Olum şaka maka Taehyung'a konuştu, bu büyük an. Kutlamalıyız.'' Jennie ifadesizce baktığında Jimin mal gibi gülüyordu. Elini beline koydu Jennie ve havalı bir duruş sergiledi.
''Kaşınma istersen.'' Jin kafasını salladı. ''Şansını fazla zorlama bence de.'' Jennie saçlarını savurarak oturduğunda hala Tae'ya karşı konuşmasının şaşkınlığı içindeydim. Jungkook'a doğru baktım. ''Az önce gerçekleşen şey hayal değil demi?''
Namjoon bağırdı. ''Ne abarttınız amına koyim.'' Hoseok kafasını salladı. ''Aynen.'' Chaeyoung bağdaş kurdu. ''Onu bunu bırakın, müdürü sevinçten dinleyemedim kaç aylık lan gezi?''
Gözleri büyüdü Jungkook'un. ''Ne ayı amına koyim, hafta hafta.''
Chaeyoung dudak büzdü. ''Ciddi misin ya?'' Jin göz devirdi. Chaeyoung bağırmaya başladı. ''Devirdiğin gözlerini oyarım senin ha.''
''Sus sincap kız, sus. Vallaha yanınıza oturdum, odama kapanmadım ona dua edin.'' Jimin çapkınca güldü. ''Jisoo aplamız teselli etmiştir onu.'' Jisoo yattığı yerden doğrulup Jimin'e sinirle baktığında cidden Jimin'in tam bir aşk hastası olduğunu anladım.
Oysa ki kendi kimseye aşık değildi.
Kendi kendime kıkırdadığımda Yoongi ayaklandı. ''Nereye?'' dedi Hoseok. Yoongi gözlerini devirdi. ''Nereye gidebilirim?'' dediğinde apartmana girdi çantasını alıp. Guruldama sesi işittiğimde, diğerleri de duymuş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
More than a friend | liskook
FanfictionJungkook'un Lalisa'nın değerli günlüğünü alması ile her şey daha bir karmaşık hal alır. ©2020 | lavalia