Öncelikle bir bilgilendirme yapmak istiyorum. Bu kurgunun başında kadına şiddet ve olumsuz ögeler bulunmaktadır. Rahatsız olacak olan varsa iki kez düşünerek okumasını tavsiye ederim:)
İyi okumalar 💜
★
Titreyen ellerimle önümde duran çorba tenceresinden bir kepçe çorba koydum tabağa. Kepçeyi tencereye koymadan bir kez tabağın içinde dolaştırdım içinde birşey varmı diye, hani olur ya içine birşey falan düşer. En sonunda içinde birşey göremeyince ve arkamdaki adamın ikazıyla derin bir nefes alıp tabakla birlikte arkamı döndüm.
Yavaşça masaya ilerledim ve tabağı yavaşça masaya bıraktım. Kendi masam olmasına rağmen masada tek başına oturan adamın arkasına geçip çorbasını içmesini beklemeye başladım.
Bütün vücudum stresten hem titriyor hemde terliyordu. Tek istediğim hem çorbayı hem de yemeği beğenmesi.
Bir süre tabağı izledi sonra her zamanki gibi kaşığını eline alıp çorbayı bir güzel karıştırdı. Açıkça söylemek gerekirse içinde birşey varmı diye dikkatlice baktı. Gözlerimi kapatıp içimden bildiğim bütün duaları okumaya başladım.
Hiçbir tepki gelmediğinde ve kaşık sesleri gelmeye başladığında derin ama bir o kadar sessiz bir nefes verip gözlerimi araladım. Neyseki şuanlık bir sıkıntı yoktu.
Her zaman yaptığı gibi ağzını mide bulandırıcı bir şekilde şapırdatarak çorbayı içiyordu. Elimle ağzımı kapatmamak için kendimi zor tuttum.
Etli, güzel olduğunu umduğum bir çorba yapmıştım. Tadında bir sıkıntı yoktu.
Önümdeki adamı dikkatle izlerken birden elini ağzına götürdüğünde yüreğim hopladı. Gözlerim büyürken bir adımda gerilemiştim.
Ağzından çok küçük birşey çıkardığında art arda kalp krizi geçirdim. Sadece bu geceyi normal bir şeklide atlatmak istiyordum. Gözlerimi sımsıkı kapatıp işaret parmağımı sıkmaya başladım.
Kaşığı sertçe kavradı ve sıkmaya başladı. İster istemez gözlerim açmak zorunda kaldım, gelecek darbeyi önceden tahmin etmeye çalışıyordum.
Derin bir nefes verdi. Ve kaşığı sertçe masaya vurduğunda korkudan yerimden sıçradım.
Birkaç kez daha vurdu ve "Bu ne KADIN?!" diye bağırdı. Ne yapıcağımı şaşırmış bir şekilde birşeyler geveledim ama dilim kenetlenmişti.
Kaşığı bırakmadan önündeki tabağa vurdu ve tabağı ikiye ayırdı. Gözyaşlarım gözlerime hücum ederken akmamaları için ayrı bir çaba sarfettim.
"Pis annenin pis babanın pis kızı! Bu ne ulan ben düzgün çorba içemiyecekmiyim bu evde?!!!" diye bağırdı. O bağırırken benim aklıma takılan nokta küçücük bir parça için neden bu kadar tepki verdiğiydi. Bide o parçayı nasıl olmuşta görememiştim.
Sandalyesini devirerek ayağa kalktığında birkaç adım daha gerileyip sırtımı duvara yasladım.
Bütün bedenim kasılmıştı. Korku dalgalar halinde vücuduma yayılıyordu. Masadaki herşeyi yere indirirken o tabakalardan birinin kafama gelme ihtimalini düşünmemeye çalışıyordum.
"Edepsiz karı! Bir bok becerdiğin yok!" diye bağırmaya devam etti. Acaba bugün yine kim moralini bozmuştu. Tabi aslında morali normalkende böyleydi bana karşı ama...
Bir bardak tam kafamın yanında duvarda parçalandığında hafif bir çığlık atıp yana kaydım ve elimi kafama sper ettim. "Ecdadını s*ktiğim"diye küfürler sıralarken göz yaşlarım istemsizce akmaya başladı yanaklarımdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEPÇE
Teen FictionEvli bir kadın bekar bir erkek... Parmağından kelepçeli kadın özgür bir adam... İmkansıza ulaşmak ne kadar imkansızsa onların birbirine kavuşması o kadar imkansız. Sevmek ne kadar zorsa kimi seveceğini belirlemek de bir o kadar zor. Kelepçeler Kork...