3.Bölüm

306 72 41
                                    

İyi okumalar(⁠~⁠ ̄⁠³⁠ ̄⁠)⁠~



Derin bir karanlık.

Puslu kollar, silik yüz hatları.

Kısık kısık alınan nefesler, hızlı hızlı söylenen kelimeler.

Hepsi mantıksız hepsi karanlık. Belirsizlik sarmış her yanı.

Ölüm bu muydu? Tabutta mıydım? Bu uçsuz bucaksız boşluk ahirete giden yol muydu? Buz gibi bir soğuk kızgın dalgaların kayalara vurmaları gibi bedenime vuruyor. Tekrar ve tekrar beni baştan aşşağıya donduruyordu.

Nefes alıyormuydum? Acaba bu karanlık boşlukta nefes alınırmıydı? Benden başkalarıda varmıydı burada? Seslensem biri duyarmıydı beni? duymazlarsa ne yapardım? Acaba buraya giren bir daha çıkabiliyor muydu?

Bir sarsıntıyla zihnim berraklaştı. Birden herşey anlam kazandı ve rüyada olduğumu anladım. Çünkü kendimi bıraktığım yer bir boşluk değil kaldırım kenarıydı. Başka bir sarsıntıyla gerçek dünyaya döndüm. Gözlerim hızlıca açılırken gözüme vuran ışık sebebi ile gözlerimi kırpıştırmak zorunda kaldım.

Kaşlarım çatıldığında nerede olduğumu anlamaya çalıştım. En son kaldığım yer soğuk ve pekte aydınlık değildi. Şimdi ise burası hem aydınlık hemde sıcaktı. Gözlerim tamamen açıldığında başımdaki yabancı simaların kim olduğunu bilmediğimi fark ettim. Kimdiler? Kimdendiler? Kendimi toparlayıp hemen doğruldum. Başımın bir ucunda yaşı kırkların üzerinde bir teyze diğer ucunda ise yaşının çok olmadığını düşündüğüm bir genç duruyordu.

Fiziksel özelliklerine dikkat etmedim ve korkuyla geriledim. Üzerime serilmiş ince battaniyeyi biraz daha üzerime çektim. Niyeyse!? Sanki incecik şey beni bu insanlardan koruyacakta. Onlara korku dolu bakışlar atarak "s-siz kimsiniz?"diye sordum. Sanki yıllardan beri kimseyle konuşmuyormuşum gibi hissediyordum-ki öyleydide.

Teyze zoraki bir gülümsemeyle konuşacakken adam onu susturdu ve "sokağın ortasında sızıp kalmıştın bizde insan olarak yardım ettik"dedi. Sesindeki sitem her şekilde belli oluyordu. Sesi tok ve asiydi.Servete hem benziyor hemde benzemiyordu.

Hem ben sızmamıştım ki ilaç yüzünden böyle olmuştum. Kaşlarımı kaldırarak kendimi ifade etmeye çalıştım"yanlış anladınız ben içmedim"dedim.

İnanmadığını belli edercesine "hep böyle derler..."dedi ama bu sefer o teyze onu susturdu."Sen ona bakma kızım. Bir yerin ağrıyormu? Sonuçta herkesin başına gelebilecek birşey"diye halimi sorduğunda samimi bir şekilde gülümsedim. Ne zamandan beri böyle gülümsemediğimi anımsayamadım. Başım ve ayaklarım ağrıyordu ama bunu söylememe gerek yoktu. Endişelendirmek istemedim insanları.

"Teşekkür ederim"dedim ve devam ettim"gerçekten içmedim oradada sızıp kalmadım ben sadece..."diyip sustum. Ne diyecektim? Ben kocası tarafından şiddet gören bir kadınım. Ve kocam beni başka bir adama sattı bense ondan kaçtım tam o sırada da sattığı adam bana ne olduğu belirsiz bir iğne yaptı mı? "Sadece ne bize kesin birşey söylemek zorundasın!"diye sertçe konuştuğunda odanın içinde gezinen gözlerim korkuyla adama kaydı.

Niye bağırmıştıki?Tam ağzımı açıp birşey diyecektimki benden önce yaşlı kadın davrandı"Asaf kıza niye bağırıyorsun?! Demekki birşey yaşamış bırakta biraz dinlensin." adının Asaf olduğunu öğrendiğim adam yaşlı kadına ters bir bakış atıp"kim olduğunu bilmiyoruz"dedi sanki ikaz ederek. Sanki ben onların kim olduğunu biliyordum.

"Ve buradan geçen bu tip nice kadın var"diye devam ettiğinde söze karıştım"buraya hep basma etekli kadınlarmı geliyor?"

Eğer öyleyse gerçekten yazıktı o kadınlara.

KELEPÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin