14.BÖLÜM~ SINIR

844 41 23
                                    

JUSTİN'İN AĞZINDAN

Ayıldığımda depoya benzer bir yerde, ellerim iple bağlanmış şekilde duruyordum. Küçük bir yerdi. Tahtadan yapılmıştı. Muhtemelen küçük bir vampir çetesinin kulübesi olmalıydı. Kazağım paramparça olmuştu. Gümüş bıçaklarla açılan yaralardan oluk oluk kan akıyordu. Yüzümde birkaç morluk olduğunu hissediyordum. Kapı gıcırdayarak açılana kadar etrafımı inceledim. İçeriye sarı saçlı, ela gözlü, 1.80 cm boyunda, siyahlara bürünmüş bir vampir girdi. Burnunda bir piercing vardı. Erkek olmasına rağmen sesi inceydi.

"Oooo! Ayılmışsın moruk. Nasıl rahat mı oralar?" dedi ve kendi kendine kahkaha atmaya başladı. En nefret ettiğim tiplerdendi. Kendi esprisine gülen, artist, kendini beğenmiş bir kişiliği vardı. Çok uzun süren kahkahasını durdurmayı başarınca ;

"Bu hayatta en çok neyi severim biliyor musun babalık?" dedi. Birkaç saniye bekledikten sonra kısık sesle "Kurtadamlara işkence etmeyi." dedi ve suratıma bir yumruk attı. Ve konuşmaya devam etti.

"Bir omeganın buralarda gezmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor musun ha? Şanslısın ki seni biz bulduk. (Bir yumruk daha) Yoksa şimdiye çoktan ölmüş olurdun."

Gümüş bıçakla yanağımda büyük bir yara açtı. Acı içinde kükredim. Adama saldırmaya çalıştım ama ipler çok sıkı bağlanmıştı.

Başka bir vampir içeriye girdi. Anladığım kadarıyla dört kişilerdi. İki erkek ve iki kız. İçeriye giren kızdı. Liderleri olmalıydı.

"Demek ayıldın. Bu artık başlayabiliriz anlamına geliyor."

Dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım. Neye başlayabiliriz?

"Şimdi...Söyle bakalım Justin. Neden sürüden ayrısın?" dedi.

"Adımı nereden biliyorsun?"

"Ah Justin...Justin...Justin...Ne kadar da unutkan olmuşsun böyle. Yoksa bizi hatırlamadın mı? Hani barda karşılaşmıştık? Sen sürünü çağırdın. Sonra sevgili arkadaşların Sam, Bill ve Zack'i kaçırdık. Sana Melanie'yi getirirsen arkadaşların kurtulur dedik. AMA SEN NE YAPTIN!? Sürüne bize saldırmaları için emir verdin! Ve biz dördümüz o saldırıdan kurtulanlar olduk. Şimdi hatırladın mı Justin? Ama şansa bak ki vampir bölgesinde tek başına dolaşırken bize yakalandın. Neden Justin? Neden vampir bölgesindesin? Neden sürün yanında değil? Neden Melanie yanında değil? Şimdi bana her şeyi anlatacaksın!"

"Sana hiçbir şey anlatmayacağım." dedim.

"Kendine o kadar güvenme..." dedi ve masada duran gümüş bıçağı alıp bacağıma sapladı. Acı tüm bedenime hızla yayıldı. Bağırmamak için dişlerimi sıktım. Onlara istediklerini vermeyecektim.

"Hadi ama Justin. Her türlü öleceksin. İşi kendin için daha zor hale getiriyorsun. İstediğimizi söyle, seni acı çekmeden öldürelim."

"O zaman hiç durma." dedim.

Kız bacağıma saplı bıçağı döndürdü. Acı dayanılmaz şekilde artmıştı. Dişlerim kontrolsüz bir şekilde uzadı ve kızı ısırmak için öne atıldım. İpler beni tutmayı başaramazdı. Tabii üzerine gümüş tozu dökülmemiş olsaydı. Ben hareket ettikçe bileklerim yanıyordu. Ve bu inanılmaz bir acıydı.

Birden kapıya vurulduğunu duydum. Tak, tak, tak. Sonra bir kız sesi "Hey! Kimse yok mu? Lütfen yardım edin! Erkek kardeşim ve ben ormanda kaybolduk. Kimse yok mu?"

Vampirler odadan çıkıp kapıyı açtılar. İnsan kokusu aldım. En fazla on yedi yaşında olan erkek bir çocuk konuştu bu sefer.

"Lütfen bize yardım edin. Yolda arabanız arızalandı ve ..."

DÖNÜŞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin