12.BÖLÜM~ OMEGA

723 39 18
                                    

JUSTİN'İN AĞZINDAN

Jesse karşımda sırıtmaya başlamıştı. Muhtemelen Melanie'nin öldüğünü düşünüyordu. Melanie'ye yaptıklarının bedelini ödeyecekti. Sürüsünü elinden alacaktım. Jesse'nin benim bu kızgınlığımdan ne kadar zevk aldığını düşündüm. Arkasında yirmiye yakın sayıda kurtadam vardı. Ben ise güvendiğim dört kurtadamı yanıma almıştım. Zaten bu kavga ben ve Jesse arasında olacaktı. Sayının bir önemi yoktu.

Eğer bu kavgayı kaybedersem sürümü kaybederdim. Alfalığımı kaybederdim. Yani bu kavgayı kaybedersem her şeyimi kaybederdim. Kazanmak zorundaydım. Kurtadamlar daire oluşturacak şekilde geri çekildiler. Jesse gözlerime baktı ve ;

"Seni o çok sevdiğin Melanie'nin yanına göndereceğim. Seni cehenneme göndereceğim!" diye bağırdı. Ve ben daha ne olduğunu anlayamadan üzerime atladı. Eğilerek üzerime savurduğu pençeden kurtulmayı başardım. Saniyeler içinde dönüşerek Jesse'nin omzuna büyük bir darbe indirdim. Acıyla kükredi ve geriye doğru sendeledi. Durumdan faydalanıp üzerine doğru koştum ve yakasından tutup geriye fırlattım. Havada savruldu ve arkasındaki ağaca çarparak yere düştü. Birkaç dal parçasının da düştüğünü gördüm. Öfke bana güç veriyordu. Jesse'yi , Melanie'ye yaptıklarından sonra asla affetmezdim.

Suratını defalarca yumrukladım. Jesse sırıtmaya devam ediyordu. Ya dayak yemekten zevk alıyordu ya da sürüsünü kaybedeceği için mutluydu. Suratını yumruklamaya devam ederken gözüme bir şey takıldı. Jesse kolunun altında bir şey saklıyordu. Güneşte parlıyordu. Rengi çok tanıdıktı. Gümüş. Jesse, gömleğinin içine sakladığı bıçağı eline aldı ve hızla karnıma sapları. Acı saniyeler içinde tüm bedenime yayıldı. Nefes almam zorlaştı. Zehir hızla vücuduma yayılırken Jesse'nin ayağa kalktığını gördüm. Bıçağı gömleğinin içine sakladı. Kahkaha atarak yanıma geldi ve bir yumruk atarak yere düşmeme sebep oldu. Sırtüstü yatmam için yüzüme bir tekme attı. Ayağını yaramın üzerine bastırdı. Nefes nefese kaldım. Bağırmak istiyordum ama bağıramıyordum. Kurtadamlarıma dönerek;

"Gidin ve sürüsünün kalanına haber verin. Yeni lideriniz geliyor!" dedi.

Ve bana son bir bakış atarak uzaklaştı.

MELANİE'NİN AĞZINDAN

Justin'in yanında oturuyor, gözlerini açmasını bekliyordum. Gerçekten çok ağır yaralanmıştı. Chiristina bana gümüşle yaralandığını söylemişti. Öğrendiğime göre gümüş, kurtadamlar için çok zehirliymiş. Vampirler için kazık ne kadar tehlikeli ise kurtadamlar için gümüş o kadar tehlikeliymiş.

Bir saat önce gözlerimi yatak odasında açtığımda tepemde bir kurtadam dikilmişti. İsminin Sam olduğunu öğrendim. Sanırım vampirler tarafından kaçırılmış kurtadamlardan biriydi. Kulübede on beşe yakın kurtadam vardı. Justin'in nerede olduğunu sorduğumda bana Jesse ile savaşmaya gittiğini söylediler. Kaybeden sürüsünü kaybedermiş. Aslında böyle bir şey olması beni çok kızdırmamıştı. Justin büyük olasılıkla kazanır diye düşündüm. Dakikalar sonra dört kurtadam geldi. Justin aralarında değildi. Kurt adamlardan biri "Justin... Justin kaybetti. Artık yeni liderimiz Jesse!" dediğinde dünya başıma yıkılmış gibi hissettim. Justin kaybetmişti. Artık o bir alfa değildi. Bir sürüye sahip değildi. O artık bir omega kurttu.

Biraz sonra Chiristina mesaj attı. "Justin'i buldum. Çetemin olduğu kulübeye gel. Ve yalnız GELME!" yazmıştı.

Sam, beni arabayla götürdü. Justin'in yanına oturdum ve uyanmasını bekledim.

Bir süre sonra Chiristina yanıma geldi. "O nasıl?" diye sordu.

"Bilmiyorum. Uzun zamandır baygın." dedim. Chiristina derin bir nefes aldı ve;

"Melanie... Bir sürüye ya da çeteye katılman gerekiyor. Sana melez olduğunu anlatmıştım. Justin sürüsünü kaybetti ve Jesse seni öldürmek istiyor. Sanırım benim çeteme katılsan çok iyi olacak." dedi.

Ne bir canavar olmak istiyor, ne de bir canavar grubuna katılmak istiyordum. Ama söylediklerinde haklıydı. Tek çarem buydu. Ben kendimi kontrol edemezsem çete beni kontrol ederdi.

"Pekala.' dedim. "Kabul ediyorum. Senin çetene katılacağım." Sevinç çığlığı attı ve bana sarıldı. Uzun zamandır böyle olmamıştı. Neredeyse arkadaş olduğumuzu bile unutmuştum.

Justin öksürüp gözlerini açana kadar sarılmaya devam ettik. Justin bir yandan öksürürken bir yandan konuşmaya çalışıyordu.

"Hile..." dedi. "Hile yaptı. Elinde...(öksürük krizine girdi) Elinde gümüş bıçak verdi."

Chiristina "Şanslısın ki çok derin batmamış. Orada ölebilirdin. Aklın neredeydi senin? Bütün sürünü kaybettin. Şimdi ne yapacaksın? Jesse'te sürünü geri versin diye yalvaracak mısın!?" diye bağırmaya başladı.

"Sakin ol." dedim Chiristina'ya. Justin'in benim için gittiğini biliyordum. İntikam için.

Justin doğruldu. "Chiristina... Çetene katılmalıyım." dedi.

Chiristina uzun süre donup Justin'e baktı. Sonra konuşmaya başladı. "Çıldırdın mı?! Dünya var oldu olalı hiçbir kurtadam bir vampir çetesine katılmadı. Hem ben kabul etsem bile diğer vampirler kabul etmez. Olmaz Justin. Bunu kabul edemem."

Sözlerini bitirdiğinde kapı açıldı. İçeriye yirmi beşe yakın vampir girdi. Kova kova kan getirmişlerdi. Kanın kokusundan neye ait olduğunu anlıyordum. Üç ceylan, dört tavşan, iki rakun...

Justin, Chiristina'ya "Bir dene." dedi. Chiristina başını salladı.

Vampirlerden biri öne çıktı ve "O kurtadamın burada ne işi var!" diye bağırmaya başladı. Diğerleri de ona katıldı ve kulübeyi konuşmalar sardı. "Onu öldürmeliyiz, o bizden değil, burada neler oluyor?" gibi.

Chiristina onlara susmalarını söyledi ve birden hepsi sustu. Konuşmaya başladı. "Bakın, o bizden biri. Ona bir şans verin. Bizim tarafımızda. Onu çeteye alalım demiyorum. Ama bırakalım da bize yardım etsin. Biliyorsunuz ki büyük bir savaş yaklaşıyor. Yeni üyelere ihtiyacımız var.(beni işaret etti) Ve o kız artık bir çete üyesi. Ona karşı çıkmayın. O bir melez, hepinizden daha güçlü. Ve kurtadam bize yardım edecek. Ona bir şans verin."

Öne çıkan vampir "Pekala ona bir şans vereceğiz. Ama bir testten geçmesi gerekiyor. Az önce bir kurtadam bize teslim oldu." dedi. Elindeki gümüş bıçağı Justin'in eline sıkıştırdı. "Eğer onu öldürürsen çeteye katılabilirsin." dedi. Ve ardında iki vampir, kafasına çuval geçirdikleri kurtadamı sürükleyerek Justin'in yanına getirdiler. Kurtadam dizlerinin üzerine çökmüştü. Kafasındaki çuvalı çıkardılar.

Onu tanıyordum. Göreli çok uzun zaman olmamıştı. O, Justin'in sürüsündendi. O, Justin'in en iyi arkadaşıydı.

O, Sam'di.

DÖNÜŞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin