MELANİE'NİN AĞZINDAN
"Justin ellerinde!" bu cümleyi kendime tekrar tekrar söylüyordum. Her söylediğimde hızımın arttığını da hissediyordum. EğerJustin'e zarar verirlerse dünyayı başlarına yıkardım. 'Umarım çete kalabalık değildir'diye düşündüm. Yoksa Justin'i kurtarma şansım azalırdı.
Verdikleri adrese vardım. Bir kulübe vardı. Aynı Chiristina'nın kulübesi gibi. Bir vampir kulübesi. "HEY!" diye iki üç defa bağırdım. İçeriden dört kişi çıktı. Dört vampir, kırmızı gözleri ve sivri dişleriyle önümde dizildiler.
"Justin nerede?!" diye bağırdım. "Güvenli biry erde." dedi birisi. Konuşan kız liderleri olmalıydı.
"Güvenli bir yerde. Buradan uzakta. Şimdi, eğer onu yeniden görmek istiyorsan dediklerimi yapacaksın. Onun yerini bir tek ben biliyorum."
"Pekala ne istiyorsun?" dedim.
"Şimdilik sadece sorularıma cevap ver." Bana yaklaştı ve şekilsiz burnuyla kokladı.
"Koku duyumuz kurtadamlar kadar gelişmiş değil. Söyle bakalım, nesin sen? Vampir mi, kurtadam mı yoksa bir insan mı?"
Sorularına düzgün cevap vermeliydim. Melez olduğumu anlamamaları gerekiyordu. İnsan demiycektim. Bir insan buraya bu kadar hızlı bir şekilde gelemezdi. Ve doğumgünüm çoktan geçmişti. Bir kurtadam yada vampir olmazsam doğum günümden sonra ölürdüm. Bunu çok iyi biliyorlardı. Kurtadam da diyemezdim çünkü ellerinde gümüşsilahları vardı.
"Vampir." dedim. "Vampirim. Başka sorun yoksaJustin'i bana ver."
"Dur şekerim. Daha yeni başlıyoruz. Justin'i öyle ucuza alamazsın. Çeten varmı?"
Chiristina'yı riske atamazdım.
"Hayır yok. Ve olmayacak."
"Neden öyle konuşuyorsun tatlım... Bize katılsana. Bir kişi açığımız var. Bu dönemde tek dolaşmak tehlikeli. Belki duymuşsundur, savaş yaklaşıyor."
Söyleyeceğim herşey önemliydi. Bu yüzden fazla uzatmadım.
"Tamam. Çetene katılacağım. Justin'i bırak gitsin!"
Sinirlenmeye başlamıştım. Benimle resmen oynuyordu. Kendimi tutmalıydım. Ne kadar sinir bozucu olursa olsun o, Justin'i kurtarmam için tekşansımdı.
"Yalancı."
Bu kelime beni kendime getirdi. Kadına baktım.
"Ne?"
"Yalan söyledin. Her konuda. Ben sadece seni deniyordum. Jesse ile işbirliği içindeyim. Senin Chiristina'ya gittiğini, onun çetesine katıldığını biliyorum. Ama sorun yok, yalan söyleyen bir tek sen değilsin."
Sözleri dikkatimi dağıtmıştı. İki vampirin hızla gelip kollarımdan yakalayışını engelleyemedim. Benimle konuşan vampir önümde durana kadar yürüdü. Buna inanamıyordum. Kendimi Justin'in kaçırıldığına o kadar kaptırmıştımki tuzak olabileceği aklıma bile gelmemişti. Tırnağıyla çenemden tutup göz göze gelinceye kadar başımı kaldırdı.
"Justin kaçmayı başardı ama sen başaramayacaksın.'' dedi.
Ona öfkeyle baktım. Bir gözümün sarıya, diğerinin kırmızıya dönüştüğünü görünce elini çenemden çekip birkaç adım geriledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞÜM
WerewolfMelanie, herkes gibi yasayan sıradan bir gençtir. Hiç beklemediği bir anda Justinle tanışır. Ve hayatı bir daha düzelmemek uzere değişir. Melanie bir seçim yapmalıdır: Güven mi, çaresizlik mi? Meydan okumak mı, teslim olmak mı? Hayat mı, ölüm mü?