Bölüm Şarkısı; Neon Jungle~Louder♪♪
Multi de Melanie var :D
MELANİE'NİN AĞZINDAN
Çok korkuyordum. Justin'e sıkıca yapıştım. Bir şeyler dönüyordu ve ben hiçbir şey anlamıyordum. Daha yeni tanıştığım birine neden güvendiğimi de bilmiyorum. Gözleri kırmızı olan adam, dehşete düşmemi sağlayan sözleri söyledikten sonra Justin ona yumruğunu geçirdi. Adam geriye doğru sendelese de hemen toparlanıp Justin'in karnına tekme attı. O kadar sert vurmamıştı ama Justin geriye doğru uçtu ve kapıya çarparak yere düştü. Korku içinde Justin'e koşmaya çalışırken kırmızı gözlü adam birden önümde beliriverdi. Bileğimden tutup beni duvara yapıştırdı. Ayağımla tekme atmaya çalıştım ama adam çok güçlüydü. Korkudan kalan son gücümle büyük bir çığlık attım. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Bir kaç saniye sonra üzerimdeki ağırlık kalktı. Gözlerimi açtığımda Justin'in adama vurduğunu gördüm. Gördüğüm şey karşısında ağzım açık kaldı. Yanlış görmediğimi anlamak için gözlerimi birkaç kere kırpıştırdım. Justin artık Justin değildi. Farklıydı. Sakalları uzamış, pençeleri çıkmış, dişleri sivrileşmiş ve gözleri kırmızı olmuştu. Bunların hep masallarda olduğunu düşünürdüm. Çok yanılmışım.Justin adamı yerde yumruklarken bana seslendi.
" Melanie sakın bir yere kımıldama. Bunlardan her yerde var." dedi.
" T-tamam." dedim kekeleyerek.
Justin, ayağıyla adamın boynuna bastırdı ve elleriyle kafasını kopardı. Gördüklerimin rüya olmasını dileyip kendime tokat attım ama rüya değildi gerçekti. Az önce birinin öldürülüşünü görmüştüm. Daha da önemlisi bugün tanıştığım ve güvendiğim adam bir canavara dönüşmüştü. Beni korumak için yapmıştı ama yine de öldürmüştü. Justin ayağa kalktı. Yanıma doğru gelirken eski haline dönmeye başladı sakalları kısaldı, dişleri eski haline döndü, pençeleri tırnağa dönüştü. Olayın şokundan hiçbir yere kıpırdayamadım. Justin karşıma geçip bana bakmaya başladı.
" İyi misin Melanie?"
" Değilim. Benim yüzümden o adamı öldürdün. Hepsi benim yüzümden." dedim ağlayarak.
" Senin suçun değildi. Onlar hep öyleler. Eğer öldürmeseydim sana zarar verecekti." dedi. Kollarını açtı ve başımı omzuna yasladı.
" Şişt geçti artık."
" Bebek mi avutuyon sen. Daha çok olduğunu söylemiştin. Ve senden açıklama bekliyorum."
" Açıklamaya vakit yok. Buradan çıkmak için plana ihtiyacımız var."
" Yangın alarmını çalıştırırsak kargaşadan faydalanıp çıkabiliriz. Bizi o kalabalıkta farketmezler."
" Vay gerekince aklını kullanabiliyorsun Melanie."
" Tabi ne sandın."
" Jesse ve Chiristina'yı da bulalım."
" Telefon diye bir icat var biliyor musun?"
" Sen söylemesen bilemeyecektim."
" Justin, bu arada teşekkür ederim hayatımı kurtardın."
" Benim için zevkti bayan sümüklü."
" Ne sümüklüsü be!"
" Sürekli ağlayan ben miyim?"
" A haklısın ben senin gibi duygusuz taş kalpli değilim."
" Ben hep haklıyımdır güzelim."
Ona cevap vermedim. Yoksa bu tartışma çok uzardı. Jesse ve Chiristina'ya arka kapıya gelmelerini anlatan mesaj attık. Fazla geçmeden geldiler. Beni gördüklerinde rahatladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞÜM
WerewolfMelanie, herkes gibi yasayan sıradan bir gençtir. Hiç beklemediği bir anda Justinle tanışır. Ve hayatı bir daha düzelmemek uzere değişir. Melanie bir seçim yapmalıdır: Güven mi, çaresizlik mi? Meydan okumak mı, teslim olmak mı? Hayat mı, ölüm mü?