19 : ona iyi bakacağım

10.4K 902 237
                                    

Jeon Jeongguk

Gözlerimi kırpıştırarak başımda dikilen kişiyi seçmeye çalıştım ancak yüzüme gelen ışıktan ve yeni yeni kazandığım bilincimden dolayı bu pek de kolay olmadı. Birkaç saniye sonra net şekilde görebildiğimde başımdaki kişinin genç bir doktor olduğunu gördüm. "Bay Jeon?" diye sorgulayarak konuştu. "Ah, sonunda uyanabildiniz."

Kollarımdan güç alarak doğrulmaya çalıştığımda bileğime giren ağrı yüzünden inleyerek yatağa düştüm. Benim bu hareketim üzerine karşımdaki doktor aceleyle bileğime doğru eğilerek "Lütfen dikkat edin, sağ kolunuz çatlak ve sol ayağınız kırık durumda." deyince şaşkınlıkla ona baktım. Gerçekten ayağımı mı kırmıştım? Nasıl yürüyecektim?

"Oğlum nerede?" diye sordum Suho birden aklıma gelince. Okula gitmem gerekiyordu, Suho iyi değildi. Ben telaşla ne yapacağımı düşünürken doktor sakin bir tavırla konuştu. "Burada bir tane beyefendi vardı, kendisi de az önce kafeterya kadar inmişti. Biraz sonra gelir, onunla konuşursunuz." diyerek eğildi ve ben daha cevap veremeden arkasını dönerek kaldığım odadan çıktı.

Gözlerimi kapıdan çekerek bacaklarımda gezdirdim, bir bacağım alçılıydı ve bacağımı oynatma çalıştığımda hafif bir sızı hissettim. Gerçekten bu duruma düştüğüme inanamıyordum, inanmayı istemiyordum. Acaba arabam ne haldeydi? Sıkıntıyla büyük bir nefes aldım. Arabamın durumunun çok kötü olduğuna emindim.

Sabah uyandığımda her şey normal ilerliyorken şimdi resmen bütün düzenim alt üst olmuştu. Titrekçe bir nefes alırken kapının açılmasıyla başımı hızla kapıya doğru çevirdim. Gördüğüm simayla ağzım hafifçe aralandı çünkü Kim Taehyung, görmeyi beklediğim son kişi bile değildi.

"Ah, iyi misin?" diye mırıldandıktan sonra yavaşça içeriye adımladı. Yatağa yaklaştığında olduğu yerde durdu ve birkaç saniye boyunca sadece birbirimize baktık. Sahiden de o gün evimden o şekilde ayrıldıktan sonra buraya mı gelmişti? Herifin neyi amaçladığını anlayamıyordum, manyağın tekiydi.

"Sen neden buradasın?" diye sordum aklımdaki sorulara cevap bulabilmek adına. Bana hemen cevap vermek yerine gözlerini etrafta gezdirdi. Bir süre sonra elleriyle tişörtünün uçlarını çekiştirmeye başlayarak "Beni aradılar," dedi. "Ve ben de geldim."

Ben de onun gibi gözlerimi etrafta bir tur gezdirdim ardından da ona baktığımda, "Suho nerede?" diyerek kaşlarımı hafifçe çattım. Benim sorum üzerine daha da gerildiği o kadar aşikardı ki bu durum kilometreler öteden anlaşılabilirdi.

"Öğretmeniyle konuştum, zaten ilk önce onu aramışlar fakat kendisi okuldan ayrılamayacağını söylemiş, neyse Suho şu an onun yanında. Yani onu okulun oradaki hastaneye götürmüş ve birkaç saat Suho'yla ilgilenebileceğini söyledi-"

"Nasıl yani?" diyerek sözünü kestim. Bu sırada doğrulamayacağımı bildiğim halde doğrulmaya çalışmıştım. "Hasta çocuğu ne olduğu belirsiz bir adama mı emanet ettin?!" diye çıkıştığımda, "Belirsiz dediğin kişi onun öğretmeni." deyip kendini savunmaya çalıştı.

Dilimi damağıma vurarak kıkırdadım. "Onu sadece veli toplantılarında görüyorum yani benim için belirsiz biri. Ayrıca ne olursa olsun bir başkasının çocuğunu kafana göre insanlara emanet edemezsin!" Söylediklerime karşılık dikildiği yerde biraz daha küçüldü. "Onu Bay Kim'e emanet etmek zorundaydım." dedi. "Ben çocuk bakmayı bilmiyorum ama o bu konuda uzman."

"Tamam." dedim konuyu uzatmamak adına. Yoksa bu sonsuza kadar devam edebilirdi. "Jimin hyung burada mı?" diyerek cevabını az önce doktordan net bir şekilde öğrendiğim soruyu sordum. Reddeder gibi kafasını salladı. "Yoongi hyung bugün onunla birlikte bir şeyler planlamıştı. Ben de onları endişelendirmemek adına aramadım." Gözlerimi bayarak "İyi halt etmişsin." diye mırıldandım. Kaza geçirmiştim, bana birazcık ilgi verebilirlerdi. "Efendim?" dedi kafasını öne doğru yaklaştırarak. "Bir şey demedim." dedim geçiştirmek adına.

idol's baby § taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin