26 : yeni yıla nasıl girersen, yılın o şekilde geçer

7.8K 648 445
                                    

sey... bu bölum yeni yıl ve taehyung'un dogum günü icin yazildi ama şubattayiz... evet...

bu arada uzun zaman geçtiğinin farkindayım ve bunun icin ilk defa bu kadar uzun bir bölüm yazdım. okursaniz lutfen oyunuzu ve yorumunuzu esirgemeyin çünkü buna ihtiyacim var,,

iyi okumalar...

Jeon Jeongguk

Elimde tuttuğum bardaktaki sütü tek seferde kafama diktikten sonra, "Bak," diye seslendim sütünü içmemek için direten Suho'ya. "Ben nasıl da içtim, gördün mü Taehyung?"

Taehyung ilgilendiği telefondan başını kaldıramayarak sadece bir, "Hıhı." ile beni onayladığında, "Düzgün konuş." diye dişlerimin arasından söylendim. Sabahtan beri telefonu elinden düşmemişti. Her on dakikada bir telefonu çalıyor ve uzun görüşmeler yapıyordu. Onu anlamıyordum, madem işi vardı ne diye evde duruyordu?

Başını kaldırdı ve Suho'ya bakarak kafa salladı. "Baban çok haklı, onu dinle." dedikten hemen sonra yine telefonuna gömüldü. Kınarcasına bakışlarımı ona diktiğimde hiç buralı olmamıştı. Başımı pes ettiğimi belli edercesine salladım. Sonuçta günlerdir benimle birlikteydi. Özellikle geçen gün yaptığımız konuşmadan sonra her şeyle ilgilenmeye çalışıyordu ve bunu yaparken de aramalarına cevap vermiyor, mesajlarına dönmüyordu. Ayrıca onun evden çıkmaması iş hayatı için çok önemliyken benim evden çıkmayıp kıçımı büyütmemin iş hayatıma hiçbir katkısı yoktu çünkü artık bir iş hayatım yoktu.

İşsiz kaldığımı öğrendiğimde ne kadar sinirlensemde Taehyung hareketlerimin kısıtlı olduğu bu dönemde bana destek çıkacağını söylemişti. Bunu ne kadar doğru bulduğumun bir önemi yoktu çünkü eğer destek sağlamazsa sıkıntı yaşayacağımı biliyordum. Zaten o da benim rahatsız olmamam için elinden geleni yapmaya çalışıyordu, iki haftaya bile kalmadan kendime yeni bir iş bulabilecektim. Sadece bir süre Taehyung'un yardımına ihtiyacım vardı.

Bu da demek oluyordu ki yeni yıla birlikte girecektik. Yeni yıla nasıl girersen, yeni yılın öyle geçerdi. Gayet güzel bir yeni yıl geçirecektim anlaşılan.

Aklıma gelen ayrıntıyla gülümsedim. "Taehyung," dedim masaya doğru eğilerek. Birkaç saniyenin ardından kafasını oynatmadan sadece gözlerini bana doğrulttu ve, "Hım?" diye sakince mırıldandı. Az önce sinirimi bozan bu tavrı hoşuma gittiğinde kendimi garipsedim. Bir insanın ilgisiz tavrı bile hoşuma gidiyorsa gerçekten hapı yutmuş durumdaydım.

"Dolapta yeni yıl ağacı vardı, kuralım mı onu?" dediğimde Suho, "Evet evet evet!" diye bağırdı. "Lütfen ağacımızı kuralım," üç-beş saniye duraksadı. "...Hatta kurabiye de yapalım mı?!"

İkimiz de beklentiyla Taehyung'a bakarken, derin bir nefes verdi. Telefonunu kapatıp masaya koyduktan sonra yanında oturan Suho'nun saçlarına elini daldırdı. Yüzünde oluşan hafif gülümsemeyle, "Olur tabii ki ama ben kurabiye yapmayı bilmiyorum, senin öğretmem lazım." dediğinde Suho'nun yüzündeki heyecanlı ifade yavaş yavaş kayboldu. "Ama ben de kurabiye yapmayı bilmiyorum."

Ardından çok önemli bir şeyi gözden kaçırmış gibi, "Babam biliyor!" dedi. "O öğretir sana!"

Bana dönerek, "Öğretir misin?" diye soran Taehyung'a ağzıma az önce attığım lokmadan dolayı kafamı sallayarak cevap verdim. Fakat kurabiye yapmayı ben de bilmiyordum. Bu zamana kadar tüm kurabiyelerimi internetteki tariflere bakarak yapmıştım. Neyse, bu çok da önemli bir detay değildi.

*

"Nasıl yani, doğum günün günler sonra ve bana bunu şimdi mi söylüyorsun? Ne alacağım sana?" dedim çatık kaşlarımla Taehyung'a. Dudaklarını büzerek tatlı tatlı mırıldandı. "Bilmem ki. Sarılırız en kötü."

idol's baby § taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin