28 : ne yapmışız biz dün akşam?

6.4K 524 346
                                    

Midem bulanıyordu. Midem o kadar bulanıyordu ki, tüm organlarımı kusmak istiyordum. Sağ elimde terden dolayı alnıma yapışmış saçlarımı geriye attım ve önümdeki klozete iyice yaklaştım. Midemin rahatlaması için kusmam gerekliydi, böylece içtiğim içkilerden kurtulabilecektim. Birkaç öğürmem sonuç vermediğinde gözlerim dolu şekilde ellerime bakmaya başladım.

Midem çok kötüydü.

"Jeongguk?" diye sorarcasına seslenen Taehyung'un sesini duyduğumda oturduğum yerden hafifçe doğrulmaya çalıştım. "Jeongguk, gittin mi?"

Küçük bir mırıldanma çıkardım hâlâ aynı evin içinde olduğumuzu anlayabilsin diye. En sonunda gücümü toplayarak, "Buradayım." diye seslendim.

"Hı?" diyerek bir karşılık aldığımda kendimi klozetten geriye çektim ve hemen yakınındaki soğuk fayanslara sırtımı verdim. Taehyung, banyonun kapısından içeri girerken dün akşam pantolon sıktı ya diyerek giyindiğimiz kıyafetlerleydi. Ve ayrıca, onun kıyafetlerinden bazıları benim de üzerimdeydi.

Altındaki siyah şortunun beli birazcık düşmüştü, marka çamaşırının lastiğini rahatça görebilirdim. Üzerindeki beyaz bol tişörtünün yaka kısmı geniş olduğundan bir omzu açıkta kalıyordu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi birde sağ eliyle tişörtünün altını kaşıyordu ve dolayısıyla vücudunu az çok görüyordum. Hiç hoş değildi, hem de hiç.

"Ne yapıyorsun orada?" diye sordu gözlerini tam olarak açamıyorken. "Kusmaya çalışıyorum." deyip dürüstçe yanıtladım.

"Çok mu kötüsün?" diyerek yanıma geldiğinde ona alttan baktım. "Sen değil misin?" diye sorduğumda birkaç saniye durdu. Daha sonrasında, "Öyleyim sanırım." deyip eğildi ve her iki kolumun dirsek kısımlarından tutarak ayağa kalkmam adına beni yönlendirdi. Ayağa kalkıp ben de onun kollarına tutunduğumda -ikimizde birbirimizi sıkıca kollarımızdan tutuyorduk, "Taehyung," diyerek mızmızlandım. "Neden evinde bu kadar içki var senin?" diye suçlarcasına konuştuğumda, "İçeriz diye almıştım." demesiyle ona suratımı ekşiyerek baktım. Tanrı aşkına, onca şişeyi nasıl içebilirdik ki?

"İyi bok yapmışsın." diyerek yalpaladım ve üzerine doğru ilerledim. Beni daha sıkı tutmaya başlarken, "Alkol seni aşırı vuruyormuş, keşke söyleseydin; o kadar içmene izin vermezdim." diyordu.

Yüzümü geriye çekerek sol elimi havada iki yana salladım. "Hayır, hayır. Uzun zamandır bu kadar içmediğim için böyle oldum."

Başını anladığını gösterir gibi ağır ağır salladı. "Kusacak mısın?" diyerek beni lavaboya doğru ilerlettiğinde, "Kusmam gerek," diye mırıldandım. Taehyung musluğu açmıştı. "Ama kusamıyorum." diyerek cümlemi tamamladım.

Elini sırtıma attı ve eğilmem için hafifçe baskı uyguladı. "Eğil de yüzünü yıkayalım."

Yavaşça dediğini yaptım ve eğilerek lavaboya yaklaştım. Musluğu açıp avucuna aldığı suyu yüzüme çarptığında, ona yardımcı olabilmek için kendimi biraz daha öne verdim. Nazik hareketlerle yüzümü yıkarken gözlerimi kapatmıştım.

Birkaç saniye sonra musluğu kapattı ve yüzümdeki elini çekti. Gözlerimi açıp açmamak arasında gidip gelirken çenemim altında bir baskı hissetmemle başımı Taehyung'un hareketlerine uydurdum ve başımı ona doğru çevirdim. Yüz havlusuyla küçük küçük baskı yaparak yüzümü kuruladığını fark ettiğimde rahat etmesi için yüzümü ona biraz daha yaklaştırdım.

Havluyu sonunda yüzümden çektiğinde gözlerimi yavaşça açtım. Yüzüme minik bir gülümsemeyle bakıyordu. Ben de ona karşı gülümsemeden edemedim.

"Diş fırtçası vereyim mi sana? Kahvaltı hazırlarız sonra ya da ben hazırlarım ya da dışardan söyleriz, canın nasıl isterse." Hızla konuşmasıyla yüzümdeki gülümseme kıkırdamaya dönüştü. Başımı hafifçe eğerek kıkır kıkır güldüğümde, başını yüzüme doğru eğdi. "N'oldu?" dedi merakla. "Neye gülüyorsun?"

idol's baby § taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin