Her neyse ben kahvaltıyı hazırlarken emir de içeride film bakıyordu ''sabah sabah ne filmiyse artık'' salatalıkları kesip sofraya koydum her şey hazırdı sadece çay yapmam gerekliydi kiremit renginde ki dolabı açıp elime çay kutusunu aldım ama ne yazık ki bitmişti. sıkıntıyla nefes verip emir e döndüm.''Bebeğim evde çay bitmiş alıp geliyorum''
''yok sen dur sabah da sen gittin ben alırım güzelim.''
''yok yaa alıp gelirim ben sen film seç'' gülümseyip başını salladı tam gidiyorken konuştu ''O şortla ve crop la gitmeyi düşünmüyorsun demi?'' göz devirip konuştum ''fikirlerime ve giydiklerim e saygı duymalısın.''
''Tabi ki saygı duyuyorum ama fazla açıklar.''
''olabilir neyse gidip şu çayı alıp geliyorum.''
hemen evden çıkıp iki sokak ötede ki market e girdim adam daha 30 ların da uzun boylu bir adamdı benim yaşımdakiler rahatlıkla aşık olabilirdi. içeri girip reyonun sonunda ki çayı gördüm ama fazla yüksekteydi uzanmak için parmaklarımın ucuna yükseldim ama alamadım son bir hamle yapacakken biri arkamdan çayı alıp bana uzattı yüzümü kaldırdığımda o vardı gülümseyerek çayı aldım kasaya geçip adam ı bekledim gelmeyince arkamı döndüm bir reyona yaslanmış beni süzüyordu. rahatsız olup çayı kasanın yanına bırakıp çıkışa yöneldim ama kolumu tutup beni durdurdu. ''hey nereye çayı almayacak mısın?'' nefesi bira kokuyordu belliydi zaten ''y-yok almayacağım evde vardı şimdi hatırladım'' adam hala kolumu tutuyordu elimle kolunu itip koşar adım marketten çıktım onun yanın da ki büfeye girip çayı alıp çıktım adam hala bana bakıyordu. ''hani çayınız vardı güzel bayan'' ''seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum sapık bey'' deyip hızla oradan ayrıldım bizim mahallenin önüne gelirken barikatlar gördüm sanırım yol çalışması vardı hangi ara yaptılarsa saat e baktım ''inanamıyorum yarım saattir markette imişim
yolun tam tersi ara sokağa girmek zorunda kaldım geç olmamasına rağmen sokakta kimse yoktu yanımda yürüyen kediler hariç biraz daha ilerledik den sonra tam arkam da ayak sesi duydum ilk başlarda belki bir çocuk ya da bayan sandım ama ayak sesleri koşmaya başlayınca bunun bir erkek olduğunu anladım hızlanmaya çalışırken adam tam arkamda bitti nefesi kulağıma çarpıyordu tam arkama dönecekken boynumdan tutup kafamı yere eğdi elini şortum dan kalçama doğru ilerletirken sol ayağımla kasığına vurdum. yere çömelip inledi bu o markette ki adamdı hemen oradan uzaklaştım gözlerim doldu ağlamaya başladım evin önüne gelince arkamda mı diye baktım ama yoktu sanırsam o acıyla kalkamamıştı beter olsun. yüzümü silip eve girdim emir e çaktırmama ya çalıştım bir kaç dakika yüzüne falan bakmadım. çayı masaya koyup servis yaptım duygusal bir film seçmişti. hala ağlamak geliyordu içimden ama bastırmaya çalıştım adamın elini bacağımda tekrardan hissedince irkildim ''Bebeğim iyi misin sen?''
''hı hı iyiyim''
''yüzüme bakar mısın?''
''Hayır''
''Dilay yüzüme bak dedim.''
sinirle nefes verip kafamı yüzüne çevirdim çatalı tabağa bırakıp hemen yanıma geldi. ''ne oldu sana'' deyip sarıldı ağlamaya başladım titriyordum da adamın eli hala vücudum daydı sanki boynumdan uzaklaşıp yüzümü avuçları arasına aldı. ''Benim güzel kızımı kim üzdü böyle?'' emir in ses tonu beni sakinleştirmeye yetiyordu bile ama olayı anlatmalı mıyım bilemiyorum....