ℂ𝕙𝕒𝕡𝕥𝕖𝕣 -22

573 37 48
                                    

Bölümlerimi sildiği için Wattpad'a teşekkürler

Diana'dan

Hızlıca giyinmeye çalıştım acıyan bacağım bana zorluk çıkarsa da olabildiğince hızlı bir şekilde toparlanıyordum. Amaris'in bana attığı tokatla şaşkınlıkla ona döndüm. Diğerleri gözlerini büyütüp bakarken Alain şaşkınlıkla konuştu.

"Ne yapıyon lan?" Amaris Alain'i takmadan tekrar bana döndü.

"Oraya gitmene izin veremeyiz. Deucalion ve sürüsü orda olacaktır" dedi ama bu beni durdurmak yerine daha da hızlandırdı.

"İyi ya onların yanında olmam lazım." Alain kot ceketini koltuktan alırken ona Nixie de katıldı. Garen kaşlarını çatıp Alain'e baktı.

"Ne yapıyorsun?" Alain omuz silkti.

"Sizi bilmem ama alfasının arkasından giden bir beta olmayı tercih ederim. Öleceksem bile" ona gülümseyerek baktım. Beni kucağına aldı.

"Kızım sen de az zayıfla." bu sözleriyle kaşlarımı çatıp kafasına vurdum. Nixie önden kapıyı açmaya gitti. Dışarı çıktığımızda Alain beni motorun koltuğuna oturttu. Kafama kaskımı takıp arkasına baktı. Sırıttığında arkamı döndüm. Lulu,Amaris, Antonie,Garen ve Nixie motorlarına biniyordu. Alain kaskını takıp motoru çalıştırdığında düşmemek için beline sarıldım.

"Motor bahane bana sarılmak şahane mi?" sözlerine göz devirip ellerimi saldım. Tek elini salıp ellerimi tekrar beline yerleştirdi.

"Egon benden mi geçti sana ya?" sırıtıp cevap verdi.

"Egolu alfamın egolu betasıyım."

• • •

Yazar'dan

Allison uzun süre lavabodan dönmeyen Diana için meraklanmıştı. Ayağa kalktığında boğazı kesik olan Lydia ile karnında derin yaralar olan Almira'nın geldiğini görünce yerine geri oturdu.

Kendini suçlu hissediyordu. Orada olamadığı için. Kızgındı ama bu korkunun getirdiği bir kızgınlıktı. En yakın arkadaşlarını kaybedebilirdi. Fazla yaralanmayan Malia koridora girdiğinde Allison ona baktı. Sinirli ve kırgın sesiyle konuştu.

"Neden bana haber vermediniz Malia?" Malia'nin üstüne gidilmesine katlanamayan Almira acıyla yüzünü buruşturup Allison'a baktı.

"Çıldırdın mı sen? Doğaüstü olmamıza rağmen şu halimize bak. Onlar normal bir sürü değil onlar alfa sürüsü! Stiles içerde ne halde görmüyor musun? Sen yanımızda olsaydın bir şey değişmezdi Allison. Sadece tek stiles yerine senin de kapında beklerdik."

Lydia boğazı acıdığı için konuşamazken başını sallamakla yetindi. Scott kaşlarını çatarak onlara baktı.

"Ben de alfayım! Beni neden çağırmadınız." Theo gözlerini devirdi.

"Özür dileriz Scott. Bir dahakine" sözlerine sesini tiz bir kız sesi gibi çıkartarak konuşmasına devam etti.

""Deucalion dur iki dakika bana vurma Scott'ı çağırayım" deriz" Theo'nun bu sözü sürünün biraz olsun gülümsemesine sebep olmuştu. Scott önüne döndüğünde etrafı süzerek nerede olduğunu çözmeye çalışan Stiles'ı gördü. Yüzündeki gülümseme ile sürüye döndü.

"STİLES UYANDI!" hepsi koşarak cama gitmişti. Allison gülümseyerek camı tıklattı. Stiles onlara döndü. Dostlarının yanında olduğunu görmek onu rahatlatmıştı. Ama gözleri onu arıyordu. Diana'yı. Stiles her ne kadar fark etmese de Diana'ya düşündüğünden daha fazla bağlanmıştı.

Bu bağlanmayı sürekli Diana'nın kokusuna bağlıyordu. 'Diana annem gibi koktuğu için ona bu kadar bağlıyım.' sonra Diana'nın kokusu birkaç kez burnuna geldiğinde tekrar düşündü "acaba annemin kokusuna benziyor muydu?" diye.

Ama stiles annesinin kokusunu hatırlayamıyordu. Stiles annesinin kokusunu bilmiyordu. Her sevdiği kokuya diyordu "İşte bu! İşte bu annemin kokusu." Diana'ya da öyle demişti. Diana'nın kokusunu aldığında dedi "bu koku o kadar güzel ki! Kesinlikle annem böyle kokuyordu."

Diana güzel sevdiğinde düşündü içinden "bu çok güzel kesinlikle annem de böyle seviyordu." Mieczyslaw Stilinski her güzel olan şeyin annesine ait olduğunu düşünüyordu. O eğlenceli komik gencin altında minik kalbi kırık anne özlemiyle yanıp tutuşan küçük bir çocuk yatıyordu.

Stiles Diana'yı hiçbir şekilde göremeyince içini korku kapladı. Düşündü ya Diana'yı da kaybettiysem. Ya Diana annemin yanındaysa. Bu acı kalbinin her yerinde küçük cam batıkları gibi ağrılar oluştururken nefesi kesildi Stiles'ın. Stiles annesini bir defa daha kaybetmiş gibi hissetti.

Düşündü. Şimdi ben yine en güzel olan şeylerde bu sefer Diana'yı mı arayacağım? Ben annemin kokusu diye kimin kokusunu çekeceğim? Beni bu sefer tüm sevilenlerin bir gün tekrar buluşmak ümidiyle toprağın altına konulduğu mezarlıktan kim çıkaracak?

Yanına kontroller için gelen doktora baktı.

"Rahatsız etmezsem size bir soru sormam lazım." doktor başını salladı.

"Diana, Diana Hale. Hastalar arasında var mı?" doktor tablet gibi bir şeyden hastalara baktı. Stiles'a döndü.

"Üzgünüm evlat ama Diana Hale adında birisini tedavi etmedik." stiles'ın küçük yüreği korkuyla atarken sormak istemediği soruyu sordu.

"M-morga öyle bir isim getirilmiş mi?" Doktor yeniden tabletine dönüp işlemleri hallederken stiles korkuyla bekliyordu. Eğer Diana öldüyse bunu duymaya hazır mıydı? Kesinlikle hayır. Doktor başını olumsuz anlamda salladı.

"Seni üzmek istemem ama kime ait olunduğu bilinmeyen bir kadın cesedi var. Kadın cesedinin yaşı 18 olduğu düşünülüyor. Belki arkadaşın o'dur." Doktor stiles'ın küçük kalbine bir bıçak saplayıp odadan çıktığında Stiles başını salladı. Hayır stiles ona ait değil. Ona ait olsaydı cesedin kime ait olduğu bilinirdi.

Bir umut düşündü. Belki de çok acıktı kafeteryaya indi. Sonra başka bir şey düşündü belki de hava almaya çıktı. En kötüsü dedi Stiles içinden en kötüsü Deaton'a gitmiştir. Scott,Allison,Malia ve Theo içeri girdiğinde cama baktı. Lydia boğazındaki sargı bezleri ile stiles'a el salladı. Kaşlarını çattı. Ona kim zarar vermişti böyle? Sonra almira'yı gördü ayakta zorla duruyordu. Karnındaki yarayı gördü stiles. Yüzünü buruşturdu.

Bir an olağanüstü güçlere sahip olmak istedi. Arkadaşlarını koruyabilmek istedi. Sopası bir işine yaramıyordu. Artık kırılmıştı zaten. Silah kullanmayı, dövüşmeyi ya da allison'dan okçuluk eğitimi almalıydı. Scott'a yüzünü döndü.

"Diana nerede?" Scott kaşlarını çattı. Bilmiyordu. Stiles dehşete düşmüştü. Allison saçlarını kaşıdı.

"Şey en son bir buçuk saat filan önce lavaboya gitmişti." Stiles korkmuştu. Haberleri yoktu! Kimse Diana'nın nerede olduğunu merak etmemişti. Kimse Diana'nın neden bu kadar geç kaldığını önemsememişti. Theo da dehşete düşmüş bir şekilde Allison'a baktı.

"Neden söylemedin? Belki de başına bir şey geldi!" Theo tam dışarı çıkacakken Diana içeri girdi. Ama yürüyerek değil. Birisinin kucağında. Bir erkeğin kucağında. Dondurmasını zorba çocuklara kaptırmış zayıf ezik çocuk gibi hissetti stiles kendini. Dondurmasını değil Diana'sını kaptırmıştı.

• • •

Kaptırmadın sakin ol dude.

Bir sonraki bölüm kafamı çok karıştırıyor ya napsam bilemiyorum. Tamam biliyorum sanırım. Aynen biliyorum bunu niye yazdıysam buraya mq

Mr. StilinskiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin