ℂ𝕙𝕒𝕡𝕥𝕖𝕣 -29

433 24 14
                                    

Diana'dan

Sinirle nefes verip Daphne'ye baktım.

"Su yeterince soğuk Daphne!" Daphne yüzünü buruşturup elini küvetteki suya soktu.

"Hayır bu su çok sıcak!" Suya sinirle vurduğunda üstüme dökülen sularla gözlerimi kapatıp derin nefes aldım.

"O zaman seni duşakabinde yıkayalım." Omuz silkti.

"Hayır. Ben küvet istiyorum!" Bence sen tokat istiyorsun. Sinirle gülümsedim. Ya madem bakamican niye çocuk yapıyon birader. O anlık sinirle Daphne'yi kucağıma alıp küvete soktum. İlk başta çırpınsa da sonra su hoşuna gittiği için durdu.

"KÖPÜRT! SUYU KÖPÜRT!" saçlarımı topuz yapıp Daphne'ye ayak uydurmaya çalıştım. İlk başta her ne kadar ikisini de halledebileceğimi düşünsem de planlarım suya düşmüştü. Çünkü kedi gibi suya girmeye inat ediyorlardı. Bir ara Tom evin içinde peşinden koşturmuştu!

Uzun süre Stiles'a seslenmesem de sonradan harbi harbi kedi gibi beni tırmalayan Tom ile haber vermek zorunda kaldım. Bu arada banyo derken mayolarıyla sadece vücutlarına bulaşan unu temizlemek için suya sokuyorduk. Stiles ile tom'u başarıyla yıkadıktan sonra Stiles'ı Tom'u giydirmesi için yollamıştım. Ben de Daphne ile uğraşıyordum.

"Hadi gel çıkalım artık." Başını salladı. Çıkmadan önce bana su fırlatmayı da eksik etmedi. Tamam fikrim tekrar değişti kesinlikle çocuklardan nefret ediyorum. Daphne için annesinin koyduğu tişört ve şortu çıkarttım. Üstünü güzelce giydirip saçlarını kurutup aşağı indim.

Stiles ile Tom da salonda oturuyordu. Stiles Tom'un saçını kurutuyordu. Ben Daphne'yi salona bırakıp mutfağa gittim. Mutfakta savaş yapılmış gibiydi. Stiles'ın yaktığı krepler yerlerde ve duvarlarda ki unlar...

Derin bir nefes alıp dolaptan bir şeyler çıkarttım ve masaya koydum. Yeni malzemeler çıkartıp pankek yaptım. Masa hazır olduğunda çocuklara süt ısıtıp karikatürle kaplı kupalara koydum. İçeri yemek için çağırmaya gittiğimde Stiles ve Stiles'ın üstünde uyuyan çocukları gördüm.

Kapının eşiğine yaslanıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Stiles'ın saçları ıslanmış ve yüzüne düşmüştü. Kıyafetlerinde de yer yer ıslaklıklar vardı. Kolları Tom ve Daphne'yi sarmıştı. Onlar da Stiles'ın göğsüne başlarını koymuş günün yorgunluğu ile uyuyordular.

Aç uyumalarını istemediğim için uyandırmam gerekiyordu. Yaslandığım yerden doğrulduğumda masanın üstündeki telefon gözüme çarptı. Telefonu elime alıp flaşını ve kamera sesini kapatıp fotoğraflarını çektim.

Stiles yanına geldiğim anda gözlerini açtı.

"Uyumuş muyum ya?" başımı salladım başını eğdiğinde çocukları görünce dudağının bir kenarı havaya kalktı.

"Ne kadar tatlılar öyle değil mi"

"Çok tatlılar ama açlıktan ölmeden yemek yemeleri lazım." Stiles sessizce çocukları uyandırdığında beraber masaya gittik. Stiles masayı görünce sırıttı.

"Desene evlenince aç kalmayacağım." Stiles'a baktım. Gülümsedim. Masaya oturduğumuzda Tom bana baktı.

"Bence sen Stiles abi ile evlenme." Stiles kaşlarını çattı.

"Nedenmiş o bücür?" Tom omuz silkti.

"Benle evlen." Tom'un dediği ile gülmemek için kendimi tuttum. Stiles kaşlarını çattı.

"Senin yaşın çok küçük." Tom da kaşlarını çatıp Stiles'a baktı.

"Büyüyünce evlenirim." Stiles elindeki çatalı sinirle bıraktı.

"O bana aşık." Karşımda oturan Stiles'ın elini tuttum.

"Stiles o daha üç yaşında." Stiles saçmaladığını fark edince dudağını ısırdı.

"Ne yapayım kızım kıskanıyorum." ona güldüm. Ben yemeğime dönerken bir yandan Daphne'yi sütünü bitirmesi konusunda uyarıyordum. Tom'u da uyardığımda gözlerim Stiles'a kaydı gülümseyerek bana bakıyordu.

"Ne? Neden bakıyorsun?" Stiles gözleri dolu bir şekilde gülümsedi.

"Çok güzel bir anne olacaksın." utanıp topuzumdan çıkan küçük saçı kulağımın arkasına itekledim. Ben de gözlerimi ona diktim. Gülümsedim.

"Sen de şahane bir baba olacaksın." Stiles gülümsemediğinde Tom öksürdü.

"Ben de şahane bir baba olur muyum Dianaa?" ona güldüm. Stiles gözlerini devirdi.

"Tabiki de olursun Tom." Tom oturduğu yerde duruşunu düzeltip hava atar şekilde Stiles'a baktığında Daphne göz devirdi.

"Erkeklerden nefret ediyorum." Yanımda oturan Daphne'ye baktım. Stiles gözleriyle Daphne'yi işaret edip bana döndü.

"Sana benziyor. Senin küçüklük halin gibi." dolu gözlerimi Daphne'ye diktim.

"Umarım çocukluğu benimkine benzemez." Stiles bana baktığında aklıma Londra'da ne yapacağımı bilemeden dolaştığım zamanlar geldi. İnsanların diz boyu kadar boyum vardı ve etrafta nereye gideceğimi bilmeden dolaşıyordum. Parklarda ailesi oynayan çocukları görünce özeniyordum. O anlar gözümün önüne gelirken  gözlerimi yumdum. Stiles sandalyesinden kalkıp yanıma geldi.

"İyi misin?" başımı salladım. Masaya baktığımda herkesin yemeklerini yediğini gördüm.

"Siz içeri geçin ben de burayı toplayayım." Stiles Tom'u kucağına alıp sandalyeden indirdi ve elini tutup salona götürdü. Daphne kupa bardağını ve taba eline alıp sandalyeden atladı. Tezgahın yanina geldi ve bulaşık makinesinin içine koydu. Daphne'nin küçük yardımlarıyla masayı topladık.

İçeri girdiğimizde Stiles ve Tom oturmuş film izliyorlardı.

"Umarım filmi çocuklara uygun seçmişsindi-" filmdeki öpüşme sahnesiyle daphne'nin gözünü kapatıp sinirli gözlerimi Stiles'a diktim. Şirince gülümseyip filmi kapattı.

"O zaman filmi sen seç." Tam film seçmek için kumandayı elime aldığımda kapının zili çaldı kapıya gittiğimde bir tane kadın vardı.

"Buyrun?" kadın şirince gülümsedi.

"Daphne ve Tom için gelmiştim. Ben onların anneleriyim adım Emma." kadına gülümsedim. Daphne'yi yanıma çağırdım.

"Daphne annen bu kadın mı?" Daphne başını salladığında kadına baktım.

"Kusura bakmayın ama önlem amaçlı sormam gerekti." kadın sorun değil anlamında başını salladı. Tom da geldiğinde çocukları annelerine verdim. Kapıyı kapattım ve derin bir nefes verdim.

"Stiles istersen sen de evine-" arkamı döndüğümde Stiles'ı görünce
sözüm bölündü.

"Ne yapıyorsun dibimde." stiles sırıtıp gözlerime baktı.

"Mutfakta ufaklıklar sağolsun yarım kalan bir işim vardı." Stiles bana yaklaşırken işaret parmağımla ile burnundan itekledim.

"Şimdi ne olduğu Diana?" gözlerimi kısıp ona baktım.

"Öptüğün kızlar aklıma geldi." Uflayıp bana baktı.

"Gele gele şimdi mi geldi aklına." Başımı sallayıp gülümsedim. Tam giderken kolumdan tuttu ve kendine çekip beni öptü. Ama bir sorun çıkmıştı küçük bir sorun sırtıma çarpan kapı ve içeri giren Almira.

"Ya kapının önünde de olmaz ya!" ve ardından giren Malia...

"Çocuğa bak çölde su bulmuş köpek gibi!" evet bu söz anırmama sebep oldu.

• • •

Şöyle bir düşündüm de öpüşürken abime yakalansaydım- Tamam utandım daha düşünmeye gerek yok.

Mr. StilinskiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin