ℂ𝕙𝕒𝕡𝕥𝕖𝕣 -43

296 21 11
                                    

Liam'ı hikayede dışladığımı fark ettim 🥺 Homofobik olanlar bölümü okuyup kudurabilirler..

Liam'dan

Gökyüzündeki yıldızlara bakıp gülümsedim. Bu manzara bir harikaydı! Scott işleri olduğunu söylemişti. Sürüden kimsenin benimle ilgilendiğide yoktu zaten. Eminim şuan beni merak eden bile yoktur!

Bazen şımarık olduğumu düşünüp kendime kızsam da biraz ilgiyi hak ettiğimi düşünüyordum. Bir anda hiç bilmediğim işlere girmiştim. Ben daha ne olduğunu anlamadan bir sürü bela ile uğraşmak zorunda kalmıştım. Ama kimse gelip iyi olup olmadığımı sormuyordu.

Mason, Corey ile takılıyordu. Çoğu kez beraber takılsak da Scott'ın sürüsünün yanında kendimi yalnız hissediyordum. Hepsinin başında dertleri ve sevgilileri vardı. Bana ayıracak bir zaman bulamıyordular..

"Ne yapıyorsun burada Dunbar?" gelen ses ile arkamı döndüm. Theo'ydu. Scott'ın sürüsünden.

"Yıldızları izliyorum. Sen?" derin nefes verip yanıma oturdu.

"İyi misin diye kontrol ediyorum. Scott gönderdi." Scott'ın ismini duymamla Theo'ya baktım.

"Onun umurunda olduğumu sanmıyorum." gözlerini devirdi.

"Hepimizin umrundasın ergen triplerine girme." hızlıca bakışlarımı ona çevirdim.

"Ergen tripleri mi? Hiçbirinizin sikinde olmamam benim suçum değil!" kızgın bakışlarını bana gönderdi.

"Senin suçun Liam! Sikimde olmasan gecenin üçünde kargalar bokunu yemeden seni aramaya çıkmazdım!" Bakışlarımı elime indirdim. Theo sözlerine devam etti.

"Bizim yanımızdayken sanki başka bir yerde gibisin. Ne konuştuğumuzu dinliyorsun ne de bir fikir veriyorsun. Bizimle arkadaşlık kurmuyorsun. Cidden iyi misin sen?" Dolan gözlerimi Theo'ya diktim.

"Değilim. Hiç iyi değilim. Ne olduğunu bilmediğim şeyler yaşıyorum. Pençelerim ve sivri dişlerim var. Gözlerim sarıya dönüyor. Hayatımda hiç alışık olmadığım şeyler bunlar. Ve kimse bana yardımcı olmuyor. Yorgunum." dudaklarını büzüp bana sarıldı.

"Üzgünüm. Bir dahakine daha dikkatli oluruz." sarılışına karşılık verdim. Burnuma dolan kokusunu içime çektiğimde Theo güldü.

"Sen beni mi kokluyorsun?" Gözlerimi büyüttüm. Ondan hızlıca ayrıldım.

"Ne? Hayır. Ben şey yaptı- BURNUMU ÇEKTİM! Şey ağladığım için burnumu çektim. Cidden. Yanlış anlam-" Theo kahkaha attığında utançla bakışlarımı elime indirdim.

"Tamam sakin ol." Theo ayağa kalktığında kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Sakso çekmeyeceksen kalk." utançla gözlerimi büyütüp ayağa kalktım. Theo yürümeye başlayınca konuştum.

"Hey! Nereye?" Sinirle nefes verip bana döndü.

"Sikilen uykuma devam etmeye." sonra fısıldayarak devam etti.

"Her ne kadar uyuyunca da rahat edemesem de.." kaşlarımı çattım.

"Sorun ne?" kalp atışları hızlanırken bakışlarını bana dikti.

"Hiçbir şey. Hiçbir sorun yok." Omuz silktim.

"Pekâlâ.."

Theo'dan

Liam'ı evine bıraktıktan sonra arabamı park ettim. Arka koltuğa geçip küçük yastığımı koydum.

"Pekala abla tekrar kalbimi sökmen için heyecanlanıyorum." kendi kendime göz devirip başımı yastığa koydum. Gözlerim kapanırken küçük bir damla yaşta beraberinde aktı.

Mr. StilinskiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin