22 | tavuk çorbası

308 36 51
                                    


"Y/n!" Banyo kapısının arkasından Kei'nin sesini duydunuz.

"Evet?" Derken kapıyı açtın.

"Y/n, mendiller nerede?" Çekmeceleri karıştıran Kei sordu.

"Diğer çekmecede," dedin ve havlunla saçlarını kurutmaya devam ettin.

"Neden? Dokularımız(???) bitti mi?" sordun ve ona yaklaştın.

"Bizdekini çoktan tükettim," diye yanıtladı, "Ah, işte burada."

Kanepeye geri döndüğünde ona baktın, "Her şey yolunda mı?" Diye sordun.

"Evet," hapşırmadan önce başını salladı. Söz konusu sana geldiğinde yalan söylemekte berbattı.

"Hasta mısın?" diye sordun ve koltuğa oturdun, elinin tersini boynuna koydun.

"Yanıyorsun," diye soludun ve ona bir kez daha baktın.

"değilim," diye inkar etti ve arkasına yaslandı, "yarın çalışabilirim."

"Hayır, yarın çalışmıyorsun Kei," diye itiraz ettin, "Sana ilaç getireceğim," dedin ve ayağa kalktın.

"Karıma karşı asla kazanamam," diye mırıldandı ve başını salladı.

Dolaba gittin, ilaçları tam olarak nereye koyduğunu hatırlamaya çalıştın.

Büyük bir kutuyu ararken "Ah, sanırım burada," diye mırıldandın.

"İşte," rahatlayarak içini çektin.

Bir bardak su kaptın ve yataktan yeni bir battaniye alan Kei'ye geri döndün.

"Al, şunu iç" dedin ve elinin tersini alnına koydun.

"Onun yerine yatakta dinlenmek istemez misin?" sen önerdin, o da başını salladı.

İronik bir şekilde hapşırmadan önce "İyiyim," diye size güvence verdi.

"T-teşekkürler." Tekrar hapşırdı.

"Kımıldama, termometreyi getireyim," dedin. Bir yere saklamıştın, ama nereye koyduğunu hatırlamıyordun.

"Medikal setini gördün mü?" çekmecelere bakarken ona sordun.

"Diğer çekmece," diye yanıtladı başka bir hapşırmadan önce.

"Ah, doğru, buldum," diye haykırdın.

Bir mendil ve alkolü aldınız ve termometreyi temizlemek için hafifçe ıslattınız.

Kocana bebek gibi davranarak"Aa de," dedin, "inat etme Kei-chan, aa"

"Ben bebek değilim," diye kaşlarını çatarak sena itaat etmeyi reddetti.

"Evet öylesin!" Bebek sesiyle, "Evet, öylesin," dedin, tekrarladın ve Kei buna karşı yanaklarını hafifçe sıkarak canını sıktı.

Kaşlarını çattı ve kollarını kavuşturdu, hala inatçıydı.

"AA, bebeğim," diye ısrar ettin.

Daha ciddi bir ses tonuyla "Sen benim bebeğimsin Kei, ne kadar tsundere olursan ol," diye ekledin.

Tıpkı düğünde olduğu gibi, "Ben de bir tsundere değilim," diye inkar etti.

"Ve inkar etse bile bebeğimi hala seviyorum," diye kıkırdadın.

Söyleyecek sözü kalmamış, suskun kalmıştı.

"Şimdi bu kadar inatçı olmayı bırak ve sadece aa de," dilini şaklattın.

"Anne gibi davranıyorsun," diye mırıldandı.

"Bu anne gibi mi?"

"Hayır, demek istediğim-"

"Seninle dalga geçiyorum, şimdi inat etmeyi bırak ve aa de!" sabrını tüketerek çenesini tuttun.

"Aa" dedi sonunda.

"İyi çocuk," diyerek saçlarını karıştırdın0.

"Şimdi oraya uzan ve sana bir şeyler pişirmeme izin ver, tamam mı?" ona gülümseyerek söyledin.

"Mhm tamam," diye mırıldandı.

Mutfağa gittiniz ve zaten ne pişireceğinize dair bir fikriniz vardı. Şanslıydın, Kei birkaç gün önce sizin için market alışverişine gitmişti ve buzdolabınızdaki malzemeler tamamen yeniydi.

Aletlerinizi almadan önce ellerinizi yıkadınız.

"Ne pişireceksin?" Kei'nin sana yaklaştığını duydun. Ona bir pelerin gibi sarılmış battaniye ile yönünüze doğru yürürken ona baktınız.

Senden sadece 2 metre uzaktayken durakladı.

"Peki neden bu kadar uzaktasın, Kei?" sordun ve bıçağı hazırlamaya başladın.

"Bu grip bulaşıcı," diye yanıtladı.

"2 metrelik bir mesafe yardımcı olmayacak Kei," diye kıkırdadın ve malzemelerini kesmeye başladın.

"Aslında olacak" dedi.

"Aynı yatakta yatıyoruz, ukala," dedin ona, başını sallayarak.

"Kanepede yatarım" diye itiraz etti.

"Sana asla bunu söylemedim," ona baktın ve tek kaşını kaldırdın, "Aşırı tepki göstermeyi bırak, soğuk algınlığı beni öldürmez, Kei."

Daha sonra hiçbir şey söyleyemedi, söyleyecek geri dönüşlerinin bitip bitmediğini merak ediyordun. Gelen başka bir hapşırma nedeniyle durakladı.

Sobayı açarken ona, "Koltuğa geri dön ve dinlen," dedin.

Dakikalar sonra nihayet tavuk çorbanız bitti ve onun için birazını bir kaseye aktardınız. Bir kaşık ve küçük bir tabak aldın.

Kei'nin olduğu oturma odasına gittiniz ve lisede birlikte çekildiğiniz fotoğraflarınızı karıştırdığını fark ettiniz. Birlikte ilk fotoğrafınız, arkadaşlarınızın okul gezisinde ısrar ettiği fotoğraf ve daha fazlası. Mezuniyet sırasında sana butonunu verdikten sonraki şakacı özçekimini bile..

Onunla düğün fotoğrafınızı astığınız oturma odası duvarlarına baktınız. Birbirinize ne kadar derinden aşık olduğunuzu ve yıllar sonra bile duygularınızın değişmediğini görmek sizi şaşırtıyordu.

Kalbiniz memnuniyet ve neşeyle dolarken bakışınızı fotoğrafa sabitlediniz.

___________________________________

A0 Türkçe ile yazmış gibi hissediyorum nedense xplddkfkwofs

632 kelime

Tatlandırıcı | Kei Tsukishima X ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin