11. Bölüm

203 5 0
                                    

Karanlık yerini boğuk bir ışığa bırakmıştı , artık uykuyla uyanıklık arasındaki o ince çizginin tam ortasında duruyordum , gözlerimin önünden hala o sahneler ayrılmıyordu , şırınga , ilaç , küçük çocuklar , kanlı duvar , mesajlar , yardım , bu kelimeler beynimi sarmış farklı şeylere yoğunlaşmamı engelliyordu , anlamıştım yani burada neden bulunduğumuzu , herşey o kadar hızlı gerçekleşmişti ki ne yapacağımı bilmez halde elim kolum bağlı öylece oturup bekliyor gibi hissediyordum ,
Belki de yalnızca kendi düşüncelerimin beynime bir oyunuydu bu , hemen herşeyi anlamış gibi davranamazdım , bir rüya üzerine hareket edersem yanlış bir yola da sapa bilirdim -ki buda beni aptal durumuna düşürürdü ve kendi mezarımı kazmış olurdum , tabi ki bu konuyu biraz daha düşünecektim , eğer burada yalnız olsaydım istediğimi yapardım ama peşimde , her şeyden habersiz , benim aptal merakım üzerine burada olan bir kız vardı ve o beni bırakıp kaçmamıştı , ve onu tehlikeye atamazdım , ama bir yandan yalnız başıma bir iş yapamayacağımıda biliyordum , tamam artık bıkmıştım , neden her şey bu kadar karmaşık ve zor olmak zorundaydı ki , ama yapacağım , başaracağım ve burada her ne yapmamız gerekiyorsa sorunu çözeceğim , eminim ...

Gözlerimi yavaşca açarken , soğuk ve büyük odada lydia'yı aradım , bir süre sonra yanımda oturmuş bana hala korkuyla seslendiğini fark ettim ,

"Lanet olsun , uyan artık angel"

Yavaşça kafamı hareket ettirmem lydia'nın hareketlenmesini sağladı , ayılınca yavaşça yerden doğrulmaya çalıştım bu sırada lydia'da kolumdan tutarak bana destek olmaya çalıştı , yerde doğrulup oturdum , lydia telaşla ,

"Angel iyimisin? , saatlerdir uyuyordun , ne yaptıysam kalkmadın , ne oldu sana?"

Elimi başıma koyup , karanlığa baktım , aşağıda bir pencerenin altında duvara yaslanmışa şekilde oturuyorduk , hava artık aydınlık değildi , akşam olmuş güneşin yerini , ay almıştı , lydia hala cevap beklermiş gibi bakıyordu ,

"Ben , ben rüya gördüm"

Ben bile kendime inanamayarak , lydia'nın surat ifadesi değişti ve bana dehşetle bakmaya başladı , sonra ise ifadesini sesine yansıtarak ,

"Se- sen ciddimisin , yani onca saat acıdan kıvrandın bir o kadar akşama kadar uyudun , tuhaf bir şekilde yerinden hiç kıpıpırdamadın , ve şu an sen bana rüya gördüğünü mü söylüyorsun , o halde sana bir şey hatırlatayım insanlar uyuduğunda rüya görürler -ki bunu bende biliyorum- ve sana ne oldugunu sordum , neden saatlerce acıdan kıvranıp yere yıkıldın"

Gözlerimi devirdim , ve devam ettim

"Sıradan bir rüya değil"

"Ne demek sıradan bir rüya değil , ne demeye çalışıyorsun"

Bir süre ona baktım , söylemelimiydim , belkide söylemem gerekir sonutça bu ikimizi ilgilendiren bir konuydu ,

"Bana söyledigin şeyi hatırlıyormusun?"

"Söylediğim şey mi?"

Diye tekrarladı ,

"Evet , hani o kapıda gölge görmüştük . daha sonra sen bize bir şey anlatmak istediklerini söylemiştin ...
Bizi takip ettiklerini..."

"Ah , evet hatırladım"

Derken söyleyeceğim şeyleri gerçekten merak ediyor gibiydi , bu yüzden onu daha fazla meraklandırmamak için devam ettim ,

"Rüyamda burayı gördüm , daha farklı , daha yeni bir şekilde ve bir sürü küçük çocuk buraya istekleri dışında getirilmişlerdi , bir kadın , daha doğrusu çocukların yaşadığı yetimhane sahibi olan kadın , çocukları para karşılığı satmıştı"

"Ne için satmıştı , peki"

Diye merakla atıldı ,

"Çocukları denek olarak buraya getiriyorlardı , burası yasa dışı ilaçların üretildiği yer ve biz tam olarak burada bulunuyoruz , ama sana asıl demek istediğim bu değil , sana söylemek istediğim şey neden burada olduğumuz"

"Neden , burada olmamızın nedeni ne?"

"Bizden yardım istiyorlar senin söylediğin gibi bize bir şeyler anlatmak istiyorlar ve anlattılarda , şimdi ise sıra bizde , burada baş rol biziz sanırım"

"Dur , dur , dur ! Yani bizden , onlara yardım etmemizi mi istiyorlar?"

"Evet çılgınca değil mi?"

"Ama nasıl ne yapacağız ki , yani herşey olup bitmiş , bizden ne istiyor olabilirler?"

Kafamı iki yana sallayıp bilmediğimi gösteren bir hareket yaptım , bir süre sessizce oturmaya devam ettik , daha sonra lydia ,

"Bu arada neden o kadar saat acıdan kıvrandın?"

Bir an sorusu karşısında afallasamda , elime bakmayı akıl ettim , baktığımda ne yanık izi , ne de yara vardı , şaşkınlıkla elime bakarken anladım ki lydia'yı da , konuşup kandırdıkları gibi banada aynısını yapmışlardı , söylemiştim bu son değildi daha fazlası da vardı ...

CezaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin