eight

50.2K 946 360
                                    

*Yazım hatalarım varsa şimdiden özür dilerim. Bölüm aceleye geldiği için kontröl edemedim.*

Siyah saçlarım, sırtımdan aşağıya doğru süzülüyordu. Aynadaki yansımama yarım saattir yaptığım gibi tekrar bir bakış attım ve baştan aşağıya doğru kendimi süzdüm. Salak değildim. Salağa benzeyen bir tipimde yoktu. Peki ya neden bu sıralar salak gibi davranıyordum? Adeta bedenim için yapılmış olan siyah elbise kalçalarıma kadar geliyordu ve bundan rahatsız değildim. Süzülen saçlarımı arkamdan toplayarak sol omuzumdan süzülmelerine izin verdim. Kendime son bir bakış atarak aynada yeşil gözlerim ile göz göze geldim. Siyah göz kalemi, yeşil gözlerimi dahada ortaya çıkartmıştı. Üzerimde sanki toz varmış gibi silkeledim ve odadan çıktım.

Merdivenlerde yavaş yavaş indiğimde, Anna ile göz göze geldik. Ona içten bir şekilde gülümseyerek yanına vardım.

"Hey, benden bile güzel olmuşsun!" diye söylendi. Ama bu tabii ki de dorğu değildi. Toz pembe elbisesi, beyazı andıracak sarı saçları ile uyum içerisindeydi ve yaptığı makyaj bunu mükemmel bir şekilde tamamlıyordu.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum koridora doğru yürüdüğümüzde.

Yüzüme bakarak gülümsedi. Beyaz dişleri parıltılar saçıyordu. Daha on sekiz yaşında olmasına rağmen çok güzel bir kızdı. Tek sorunu zayıf olmasıydı. Bana kalırsa gereğinden biraz daha zayıftı ve bu onun için sağlıklı değildi.

"Biraz eğleniriz diye düşündüm ve..." utanarak gözlerini benden kaçırdı. "Calum da bizle gelse bir sorun olur mu?... Yani babasına şikayet etmezsin değil mi?"

Hızlıca başımı olumsuz anlamda salladım. Ama Calumunda geleceği düşüncesi beni rahatsız etmişti. Anna'nın Calum'a karşı birşeyler hissetiği bariz bir şekilde ortadaydı ama Calum'un pek umursadığını sanmıyordum. Daha gençlerdi ve ikisininde kafası havadaydı. Elimi koluna koyarak "Tabii ki de söylemem" dedim. "Sence genç aşıkların arasına girecek kötü kalpli üvey annelerden birine mi benziyorum?."

Biz Calumla öpüşmüştük ve bu beni kötü biri yapmazdı, öyle değil mi? Neden yapsın ki? Bir daha tekrarlanmayacak bir şeyi çok fazla kafama takıyordum. Derin bir nefes aldım. Anna, tam sevinçle bana bir şeyler söyleyecekti ki arkadan gelen sahte öksürük sesi buna engel oldu. Arkamı döndüğümde gözlerimi devirme isteğimi bastırdım. Calum, duvara yaslanmış bir şekilde bizi izliyordu. Ne zamandır oradaydı, Tanrı aşkına?

Gözleri beni bulduğundan baştan aşağıya bedenimi süzdü. Sonra bunu bir kez daha tekrarladı ve bir kez daha. Gözleri heryerimdeydi. Sesli bir şekilde yutkundu. Bir an için kendimi tamamen çıplak hissetim. Bakışları sanki beni defalarca soymuş türdendi. Üzerime hızlı bir bakış attım ama kıyafet üzerimdeydi. Calum, kafasını salayarak gözlerini benden ayırdı ve "Genç aşıklar mı?" diye sordu yüzünü buruştururcasına. "Senden daha etkileyici bir şeyler beklerdim, Amanda."

Calum'a ölesiye sinir olduğumu daha önce söylemiş miydim? Eğer bunu söylememişsem şimdi zevkle söyleyebiliridim. Calum'a ölesiye sinir oluyordum. Kendini beğenmiş bir serseriden başka birisi değildi ve bir saniye... Ben niye onun her söylediği şeyi yüz kere düşünüyor, tekrar ve tekrardan sinirleniyordum ki? Bunu hep yapıyordum. Beni kızdırmak için tek kelimesi bile yetiyordu bazen.

Anna, aramızdaki gerginliği anlamış olacak ki aramıza girdi.

"Ah, hayır sen yanlış anladın. Biz sadece arkadaşız" dedi.

Calum, alayla sırıttı.

"Sadece arkadaş."

Calum'un imasını görmezden gelerek arkamı döndüm ve kapıdan çıktım. Onlarda peşimden geliyordu. Hava soğuk olmadığı için şanslı sayılırdım, çünkü üzerime şimdi çıkarken ceket almayı unutmuştum. Ama şimdi dönüp alacak kadarda üşengeçtim. Bunu es geçerek arabalardan birinin yanına doğru ilerledim. Arabaların markasını bilmiyordum, çünkü hiçbir zaman araba düşkünü veya meraklısı biri olmamıştım. Bu yüzden gözüme kestirdiğim en güzel arabanın önünde durdum. Anna ve Calum'da yanıma ulaştıklarında "Bununla gidelim" dedim. Ama hâlâ nereye gideceğimizi bilmiyordum.

Step MomHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin