Sebastian
Yattığım yerden göğsümdeki ağrı ile doğrulduğumda bir şeylerin yolunda olmadığının farkındaydım. Göğsümün sıkışması ve kurdumun sürekli rahatsız olmasının tek bir anlamı olabilirdi.
Valeri tehlikedeydi.
Gittiği günden beri böyle bir şey hissetmekten korkuyordum. Tüm gün süren idmanlar ve devriyeler sonrasında her gece yastığa başımı koyduğumda başına gelebilecek milyonlarca şeyi düşünmekten uyuyamıyordum. Ne yaptığını, nerede olduğunu bilmemek beni deli ediyordu. Her dakika yaşadığım gerginlik ister istemez sürüdekilere de yansıyordu. Yaptığım hiçbir şeyden zevk almayan, sürekli gergin dolaşan bir adama dönüşmüştüm. Her ne kadar bundan mutlu olmasam da buna engel olamıyordum. O yokken eksik hissediyordum.
Ama sanki o...
Her şey normalmiş gibi istediği şekilde hareket etmeye devam ediyordu.
Onu en son iki ay önce görmüştüm, onu gördüğümde her şeyi unutuyordum. Acılarım, kızgınlığım, öfkem, her şey onun yanında önemsiz kalıyordu.
Ve benim, istediği zaman beni gelip görmesini beklemekten başka bir şansım yoktu. Gittiğinde nereye gittiğini, ne kadar kalacağını bilmiyordum. Kimlerle karşılaşacağını, başına bir şey gelip gelmeyeceğini düşündükçe içime giren sıkıntıya ve zihnimde oluşan senaryolara engel olamıyordum. Ona güvenmeliydim, kendini koruyabileceğini biliyordum. Ancak zihnimde gezinen düşüneler buna engel oluyordu.
Adamlarının her ne pahasına olursa olsun koruyacağının farkındaydım, biraz olsun bu durum içimi rahatlatsa da beni asıl tedirgin eden şey gittikçe benden uzaklaştığını hissetmemdi. Artık yanımdayken bile düşüncelerini duvarın arkasında sakladığını, izin verdiklerini duyabildiğimin farkındaydım. Bunu bilmediğimi sanıyordu ancak ben her şeyin farkındaydım. Onu bir tercih yapmak zorunda bırakmak istemiyordum. Korkum tercih yapması gerekirse beni bırakmayı seçmesiydi ve son zamanlarda en ufak bir haber bile vermemesiyle bu seçeneğe doğru yaklaştığını düşünmekten kendimi alamıyordum. Onsuz bir hayatı düşünmek bile içimin acıyla dolmasına neden oluyordu, yanımda olmadığı her gün kurdum yas tutuyordu.
Ancak Valeri'nin yas tutmak yerine intikam ateşiyle yanıp tutuştuğunun farkındaydım. Bu istek onun en doğal hakkıydı ve gece sürüsünün lideri olmasıyla birlikte dengeyi yeniden sağlamak onun dünyadaki en önemli göreviydi.
İdare etmesi gereken bir sürüsü olduğunu ve bu sürünün kraliyetten bağımsız olması gerektiğini biliyordum. Ve hedeflerini gerçekleştirmesin ona asla engel olmazdım ancak böyle olmazdı, her şeyi tek başına halledemezdi. Yanında ona destek olabilecek bir sürü kişi varken her şeyi kendi başına çözmesi yıllar alırdı. Beraber geçireceğimiz onlarca güzel anımızı alırdı. Ve her geçen gün bu anıların hayali benden uzaklaşırken bir parçam eksiliyormuş gibi hissediyordum.
Hızlı bir şekilde giyindiğimde sürüdekiler ile çoktan haberleşmiştim ve hazırlanmaya başlamışlardı. Etraftaki huzursuzluğun arttığını hissedebiliyordum. Luna'nın burada olmaması sadece beni değil sürüyü de kötü etkiliyordu. Luna'nı şevkati ve ilgisine tek ihtiyacı olan ben değildim, dengeli bir şekilde yönetimi idare etmek için bu şarttı. Yıllar boyunca kraliyeitn başarılı olmasının sırrı annem ve babamınki gibi birbirini destekleyen liderlerin başa geçmesiydi. En güçlü olmamız gereken zamanda u durum direncimizi azaltıyordu, gece sürüsünün kraliyet topraklarında birkaç adam bırakıp ayrılmasının yarattığı sıkıntıdan bahsetmiyordum bile... Ve ben ilk defa bu gece onun hislerini, korkularını bu kadar fazla hissetmiştim. Ters giden bir şeyler vardı ve ben oturup beklemekten sıkılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKUNULMUŞ
FantasyBildiğiniz tüm kurt adam hikayelerini unutun. Valeri'nin dünyası küllerinden yeniden inşa edilirken tanıkları sizler olacaksınız. Daha fazlasını öğrenmek mi istiyorsun? O zaman vakit kaybetme, kahveni ve en sevdiğin atıştırmalığını al. Rahat bir kol...