1. Kitap - 23. Bölüm

8.6K 724 96
                                    

VALERI

Koridorda peş peşe ilerlerken duyduğum tek şey kalbimin çarpışına eşlik eden, bileklerimdeki zincirin yerde sürterken çıkarttığı rahatsız edici sesti.Hiç kimse konuşmuyordu hatta şaşırtıcı bir şekilde bizi almaya gelen avcılar bile hiçbir aşağılayıcı yorum yapmamışlardı, bir şekilde onlarında bu durumdan rahatsız olduklarını fark ettim.

Moore ve Dunham senelerdir konseyin saygıdeğer üyeleri, George ise Lucian bile desteklediği bir genç iken hiçbir şekilde dinlenmeden bu muameleye layık görülmeleri küçük de olsa avcıların içlerindeki bir grubu rahatsız etmiş olmalıydı, ki böyle bir durum bu akşam fazlasıyla işimize yarayabilirdi. Eğer konseyden çıkan kararın olumsuz olacağına dair biz izlenimde bulunursa kaçmak için kargaşa çıkartmaktan başka bir şansımız yoktu. Son birkaç saattir iyice dinlenerek kendimi buna hazırlamıştım ancak yine de toplantı salonuna yürürken ellerimin titrediğini hissedebiliyordum.

Salon hatırladığım gibi karanlık renklerde döşenmişti, duvarları saran geniş sütunların ortasında kalan büyük alanın etrafına döşenmiş oturma yerleri ve kürsüdeki koltuklar neredeyse tamamen doluydu. Bu toplantıya beklediğimden daha fazla kişi gelmişti ve bunların arasında daha önce hiç görmediğim kanasusamışlar da vardı.

Bu kadar kişi arasından hiç yara almadan kurtulmamız bir mucize olurdu, eğer işler ters giderse hamlelerin için en iyi anı seçmeliydim; kaçmak için sadece bir şansımız olacaktı. Bizim için hazırlanmış alana doğru ilerlerken arkamdan geldiklerini biliyordum bir şekilde onların yanımda olması bana güç veriyordu ancak aynı zamanda da üç kişiyi birden zarar almadan nasıl çıkaracağıma dair düşünmekten kendimi alamıyordum.Yolda gelirken yediğim küçük sandviçler midemde ters dönmüş gibi hissediyordum ancak bu rahatsızlığımı belirtmemle birlikte üzerimde baskı kurmaya çalışacaklarının farkındaydım.

Salona girmemizle birlikte sessizlik yerini fısıltılara bırakırken, tam karşımda duran izleme yerinde tanıdık bir yüz fark ettim. Avcı olmayan ama topluma finansal olarak destek olan aileler isterlerse oturumlara katılabilirlerdi ancak çoğunlukla kimse yüzünü göstermezdi. Bu sefer normalde olduğuna göre dolu olan balkonda gördüğüm sarı saçlar o an topladığım bütün gücü kaybetmemi sağladı.

Lisa?

Burada ne işin var?

Sanki ona seslendiğimi anlamışçasına gözlerimiz buluştuğunda onunda en az benim kadar şaşkın olduğunu fark ettim. Ancak tabi ki de tutsak olarak getirilen bir dişi kurda ve hainlere bakmak için meraklı iri yeşil gözleriyle beklediğini ikimizde biliyorduk. Göğsüme oturan ağırlıkla birlikte olduğum yerde duraksadığımı kelepçelerimi tutan avcının çekiştirmesiyle birlikte fark ettim ve tökezleyerek dizlerimin üzerine kapandığımda küçük kıkırtılar salonu doldurdu. Gözlerimi ondan kaçırarak başka tarafa baktım, bunu yapıyor olamazdı.

Babası kasabanın önde gelen kişilerinden olsa da toplumdan haberi yoktu, son gelişen saldırılardan sonradan dahil olmalılardı, buraya gelirken Lisa'ya yapacağım sürprizi düşünürken konsey toplantısında beni yargılayacak olan kürsüde karşılaşmamız oldukça ironikti.

Lucian konuşmaya başladığında gözlerim kürsüdeki bedenine kaydı; dikkatimi toplamaya çalıştım. Lisa oradaysa, güvende demekti eğer onunla arkadaşlığımız ortaya çıkarsa buradaki birçok avcı için bana karşı kullanılabilecek bir yem haline geleceği açıktı. Ve şuanda kesinlikle bir dikkat dağınıklığına izin veremezdim, geldiği gibi güvenli bir şekilde buradan çıkacaktı.

"Konseye hoşgeldiniz dostlar, bugün önemli kararlar almak için toplandık." dediğinde ellerindeki silahları masalara vurarak ona destek veren avcıların uğultusu salonu kapladı.

DOKUNULMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin