1. Kitap - 22. Bölüm

9.1K 706 110
                                    

KYRILL

Betanın uzattığı çağrı kağıdına istemsizce yüzümü buruşturdum. Bunca yıldır ayrı bir şekilde kendini savunan sürüleri birleştirmek gibi bir ütopik hayale ancak genç bir alfa sahip olabilirdi. Yüzyıllardır süregelen beraberlik bir yana hiçkimse sürüsünün liderliğini belirli bir süreliğine bile olsa asillere bırakmazdı. Ki bu savunma stratejisinin tamamen kendilerini güvene almak olduğu için geliştirdikleri çok açıkça belliydi. Kyrill birkaç avcının saldırısından korkacak olsaydı, bu sürünün liderliğini asla üstlenmezdi.

"Eski planlarımıza sadık kalacak şekilde ilerleyeceğiz. Kraliyete teklifi reddettiğimize dair bir cevap gönderin."

Başıyla onaylayarak odadan çıkan Herman güvendiğim adamlarımdan birisiydi ve eğer içeride kararımı yanlış bulan birisi olursa, zaman geçirmeden onu ikna edeceğine emindim; tabi bana karşı bir fikir söyleyebilecek cesaretli birisi varsa.

Şakaklarımı ovuşturarak normalden daha fazla ağrıyan başımı görmezden gelmeye çalıştım. İstemsizce içimde oluşan duyguları engellemeye çalışmaktan artık yorulmuştum. Ağrılarım son birkaç senedir artarak devam ediyordu ve son birkaç aydır üzerine gelen duygulardan dolayı vücudumun yavaş yavaş iflas ettiğinin farkındaydım. Kurdun yokluğunda normal insan bedeni gibi yaşlanmaya başlamıştım, ancak yine de gücümden bir şey kaybetmemem sayesinde hala buradaydım. Bir süre daha bu sürünün liderliğini bırakamazdım, şuan olmazdı. Şuan her şeyden çok güçlü olmam gereken bir zamandı, savaş hiç olmadığı kadar yakındı ve senelerden beri yaptığımız hazırlıkları boşa çıkarmayacaktım.

Haritadaki işaretli yerlere tekrarda baktım, bir şekilde bir plan yaptıkları belliydi, saldırıları birbirlerinin tersi bölgelerde yaparak çok ses uyandırmadan işlerini halletmeye çalışıyorlardı. Bütün olarak saldırılarını değerlendirmeden son birkaç senedir ne kadar çok saldırı yaptıklarını görmek imkansızdı, sürülerini güçlendirmeye çalıştıkları ve genç kızları birer üretim makinası olarak kullanmaya çalıştıkları oldukça açıktı. Ancak bu artık sona ermeliydi, bu doğanın dengesine aykırıydı, iki türü karıştırmak sadece yıkım getirirdi.

Ay artık her ne kadar bize yardım etmese de ona verdiğim sözü son nefesime kadar tutacaktım, tutuyordum. Gece sürüsü kurulduğu andan beri tanrıçanın buyruklarını yerine getirirdi, tanrıçanın dünyadaki kılıcı, adaleti bizdik. Ben gittikten sonra yerime gelecek alfa ile birlikte bu devam edecekti ve ben bunu hakkıyla yapabilecek birisi olmazsa yerimi bırakmamaya ant içmiştim. Sürüdeki bazı kişilerin hamlelerimi uzun zamandır onaylamadığını biliyordum. Bana karşı çıkmaya cesareti olanları, beni düelloya davet edenleri uzun zaman önce elemiştim. Gücümü kaybetmeden, bir daha bana meydan okumayacaklarını biliyordum,isteselerde istemeselerde bir süre daha benim kararlarıma uymak zorundalardı.

İçimdeki huzursuzluk artarak devam ederken elimin altındaki tahta piyonlardan birisini duvara fırlattım, çektiğim vicdan azabı yetmezmiş gibi tanrıça duygularını hissetmem için bana bu cezayı uygun görmüştü. Ayın planlarını anlamaya kimsenin aklı ermezdi, çarpık ve karışık bir dünyanın içerisinde onun ışığının altında duruyorduk ancak bu ışık gibi ayın karanlık bir yüzü de vardı, piyonlarıyla oynamayı seviyordu.

Bu duyguların nedenini biliyordum, sürüdekilerin çoğu onu neden öldürmediğimi merak etse de, onu öldüremezdim. Sürüye gelmesi bir kargaşaya neden olurdu; onu kabul etmeme ihtimalleri bir yana yerimde gözü olanlarla gireceği düelloları kazanma ihtimali düşüktü. Bu sır, bilen üç kişi ile birlikte mezara gidecekti.

İçime dolan öfke bir şeylerin yanlış olduğunu anlamama yetmişti, uzun zamandır o bilmese de her hareketini takip ediyordum. O bilmese de onun gölgesi olarak hayatıma devam ediyordum, eğer yapmazsam nasıl normal bir kurt olarak devam edebilirdim bilmiyordum; bir şekilde delirmeme engel olan tek şey onun varlığıydı. Kalbim sadece bir şey için çarpıyordu ve onu görmeye her ne kadar tahammül edemesem de; görmemek ya da bilmemek benim için bir seçenek bile değildi. Bana fazlasıyla onu hatırlatıyordu, hareketleri, görünüşü bakışlarıyla bile onun bir kopyası gibiydi.

DOKUNULMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin