1. Kitap - 18. Bölüm

10.5K 810 115
                                    

Beklediğimden daha sessiz geçen bir kahvaltının ardından sürüdeki herkes, ne kadar isteksiz olurlarsa olsunlar, gitmemin en uygun opsiyon olduğuna dair bir karara varmıştı. Sürüdeki kişiler ile birkaç gün öncesine kadar tanışmıyordum, tek tanıdığım kişi Colton'du ancak hepsi sanki çok uzun süredir beni tanıyormuşçasına destekleyici ve içtenlerdi. Bir şekilde yaşadığım sorunları kendi sorunlarıymışçasına içselleştirmişlerdi.

Bu her ne kadar güzel bir şey olsa da içten içe beni bu kadar kabullenmeleri bir şekilde beklentilerinin de fazla olduğunu görmeme neden oluyordu. Bir şekilde bu kötü günleri benim eşliğimde atlatacaklarına dair umutları vardı ancak ben kendime nedense güvenemiyordum.Bir şekilde bu sürünün bir lidere ihtiyacı vardı, onları refaha götürecek donanımlı bir lider eşliğinde ski güçlü zamanlarına dönebilirlerdi.Ancak bu donanıma sahip miydim, gerçekten bu kadar güveni hak ediyormuydum?

Buna hazır değil gibi hissediyordum ve bu kesinlikle Roden'ın masanın diğer ucundan rahatsız edici bakışlarını göndermesiyle ilgili değildi.

Kahvaltı boyunca tek bir kelime etmemiş, dinlemekle yetinmişti ancak söylemek istediği çok fazla şey olduğunu bakışlarından anlayabiliyordum. Yemeğini bitirip yavaşça ayağa kalktığında yanımıza geldi. Bugün de önceden olduğu gibi fazla salaş bir kıyafet giymişti ve göğsünün neredeyse tamamı açıktı. Törende eşini bulmadığını anlayabiliyordum, eğer bulsaydı onu yanından bir an bile ayırmadan küçük bir süs bebeği olarak kullanırdı.

Hafifçe selam verdikten sonra omzuma dokundu.

"Seninle konuşmamız gerektiğini düşünüyorum, kuzen." son kelimesini üstüne basa basa vurgulamıştı. Bu ilginçti çünkü tanıştığımızdan beri bana ilk defa böyle sesleniyordu ve kesinlikle bir nedeni olduğu belliydi.

Belki de eşimi bulduğumdan dolayı artık bana saçma sevgi sözcüklerini söyleyemeyeceğinin farkında varmış da olabilirdi.

Kahvaltının başından beri beklediğim an gelmişti, Sebastian'ın eli takip demediğim bir hızla Roden'ın elini geriye ittiğinde gereksiz temasından hoşlanmadığını fark etmiştim. Bir şekilde kurtlardaki bölgelerini koruma kavramı ilişkilerini de etkiliyordu.

Eşlerine karşı fazla korumacılardı, bu bir şekilde hoşuma gitse de fazlası toksik etki yaratabilirdi. Ancak Sebastian'ın sınırı bileceğinden emindim, bu sadece kıskançlık nedeniyle yaptığı bir hareket değildi, Roden'ın bir şeyler sakladığını o da fark etmişti.

Bir süredir kemirdiğim minik top ekmekten kalan son parçayı da yuttuktan sonra sakin bir şekilde bakışlarımı Roden'a çevirdim.

"Tabi, konuşalım." derken yerimden kıpırdamamaya özen göstermiştim, ne söylemek istiyorsa burada herkesin içinde söyleyebilirdi. Saklayacak bir şeyim yoktu, ya da en azından ben öyle düşünüyordum.

"Bu konuları herkesin içinde konuşmamızın doğru olacağını sanmıyorum." derken gözlerini benden ayırmıyordu. " Konu ailemizle ilgili."

Ailemizle ilgili... Ailemizle ilgili... Ailemizle ilgili... Ailemizle ilgili... Ailemizle ilgili...

Kelimeleri zihnimin içinde yankılandıkça belirmeye başlayan görüntüler ve düşünceler ile birlikte vücudumun her bir hücresinin gerildiğini hissedebiliyordum. Bir şeyler söylemek için ağzımı açmaya çalıştım ancak çenem sanki kitlenmişçesine karşı koyuyordu.

Sadece Sebastian değil masadaki herkes gerginliğimi hissetmişti ve tüm gözler benim üzerimdeydi. Liam sadece benim babam değildi, o bu sürünün alfasıydı, başka bir alfa tarafında vahşice katledilmiş bir alfa.

DOKUNULMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin