Teresa'yı zor olsa da sıcak bir duş alması konusunda ikna edebilmiştim. Eğer duştan sonra rahatlarsa belki biraz uyumaya da ikna edebilirdim. Odamıza gelene kadar neredeyse kalan tüm enerjisini tüketmişti ve bana belli etmek istemese de bacaklarının titrediğini hissedebiliyordum. Belki de tekrardan köşkten dışarı çıktığımızda ormanı görmesiyle alakalı da olabilirdi. Ben bile ormanın karanlık görüntüsüyle ürpermiştim, bir süre önce büyük bir heyecanla girdiğimiz ormandan nasıl bu kadar korkunç bir olay ile çıkmıştık?
Ay ışığının vurduğu ağaçları izlerken kıvrıldığım koltuktan kıpırdandım. Aynı anda çok fazla olay oluyordu, belki de Lisa ile konuşmak iyi gelebilirdi. Sabahtan beri bakamadığım telefonumu aldım. Beklediğim gibi Lisa'dan onlarca mesaj gelmişti, bir şekilde beni orada olan olaylar hakkında güncel tutmaya çalışıyordu. Geri geleceğim diye gittiğim kasabaya belki de hiç geri dönemeyeceğimi her geçen gün daha fazla anlıyordum.
Zihnimden gördüğüm görüntüleri çıkaramıyordum. Onun Sebastian'ın kucağında olduğunu görmek, yaralı olduğu halde, nasıl bu kadar çabuk kendimi kaybetmeme neden olabilmişti?Lisa'nın mesajlarına tek tek cevap yazarken aklım başka bir yerdeydi.
Sinirlenmiştim evet, ama her sinirlendiğimde dönüşüm başlayacaksa eğer bu herkes için tehlikeliydi. Sadece insanlara karşı değil, sürüdeki diğer kurtlar için de tehlike arz ediyordum.
Tıpkı vahşi kurtlar gibi...
Bu düşünce tüylerimin ürpermesine neden olsa da düşününce aslında onlardan bir farkım yoktu, bunca yıldır tek başıma avcıların arasında kendimden bihaber yaşıyordum. Belki de sorun buydu, tam anlamıyla bir sürüye ait olmadığım için duygularım bu kadar düzensizdi, vücudumun kontrolünü ele geçirmesine kolayca izin verebiliyorum. Bunu en kısa zamanda Colton ile konuşmalıydım, belki de bu kan bağından başka bir şeyler yapmamız gerekiyordu.
Son mesaja da cevap verdikten sonra Colton'un sesi kafamda yankılandı.
Colton'un sesiyle birlikte içinde kaybolduğum düşüncelerden ayrılma vaktimin geldiğini anladım. Şuanda zamanı değildi, ne gereksiz bir kıskançlığın ne de kendimi öne çıkarmanın sırası değildi. Şuanda tek önemli olan saldırıdan zarar görenlerin sağlığına bir an önce kavuşmasıydı ve bu sadece fiziksel sağlıkla ilgili değildi. Teresa'nın bana ihtiyacı vardı, diğerlerinin bana ihtiyacı vardı ve ben onların yanında olmalıydım.
Teresa nasıl?
Daha iyi gibi, duş alıyor. Eğer ikna edebilirsem bir süre daha odada olacağız. Diğerlerinin durumu nasıl?
Doktor iyi olacaklarını söyledi, bizim sürümüzden başka saldırıya uğrayan yok ancak üç tane genç vahşice katledilmiş. Siz gittikten sonra bedenlerini buraya getirdiler, burada olmamanız iyi oldu. Durum düşündüğümüzden de ciddi, sabah konsey toplanacak
Üç tane genç, eşlerini aramak için geldikleri yerde, hayatını kaybetmişti...
Ve eğer zamanında yetişemeselerdi Teresa'da onlardan biri olabilirdi. Kalbim duyduklarımın altında eziliyordu.
Peki ya sen nasılsın?
Ben nasıldım, gerçekten bu sorunun cevabını bilmiyordum. Her şey çok fazla hızlı gelişmişti, daha kendi sürüme adapte olamadan, Sebastian'ın sürüsüne alışmam gerekiyordu. Ve bu normal bir sürü değildi, kraliyet beraberinde bir sürü görev, bir sürü yük getiriyordu ve ben bu durumla baş edebilirmiydim bilemiyordum. Buraya gelirken ki amacım basitti, önce hakkım olan yönetimi alacaktım sonrada ailemin intikamını. Ancak şuan her şey birbirine girmişti, intikam planımdan kimseye bahsetmemiştim ancak onu aradan çıkartsam bile, işler olduğundan daha az karışık bir hale gelmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKUNULMUŞ
FantasyBildiğiniz tüm kurt adam hikayelerini unutun. Valeri'nin dünyası küllerinden yeniden inşa edilirken tanıkları sizler olacaksınız. Daha fazlasını öğrenmek mi istiyorsun? O zaman vakit kaybetme, kahveni ve en sevdiğin atıştırmalığını al. Rahat bir kol...