1. Kitap - 4. Bölüm

13.2K 937 44
                                    

Kalan son gücümle kapıyı iterek kendimi dışarıya attım. Arkamdan geldiklerini biliyordum, bunun için arkama bakmama gerek yoktu. Ancak daha fazla orada kalamazdım, odadaki hava tükenmiş gibi ciğerlerimin yandığını hissediyordum. Başımın içerisindeki uğultular her geçen saniye içimdeki huzursuzlukla birlikte artıyordu.

Buradan uzaklaşmak istiyordum, ancak vücudum isteklerimi uygulamıyordu. Kalbim daha önce hiç olmadığı kadar hızlı çarpıyordu ve bacaklarımı zar zor ilerletirken bahçenin ortasında yere kapaklandım. Düşmenin verdiği sarsıntıyla gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladığında bunun kaldırabileceğimden daha ağır bir yük olduğunu anladım. Bu sabah ilaçlarımı almadığım için vücudum yavaş yavaş kendine gelmeye başlıyordu ancak bu yeni hislerle birlikte huzursuzluğumda artmıştı.

Anlattıkları doğru olmamalıydı ama bir şekilde şimdiye kadar yaşadığım her şeyle bire bir örtüşüyordu. Tüm o yaşadığım ataklar, yıllardır kullandığım ilaçlar, vücudumun verdiği tepkiler ve dün akşam olanlar...

Bana kötü bir rüya gibi gelen şey aslında gerçekten olmuştu. Ormanın ortasında yarı dönüşmüş halde beni bulduklarında kendimden geçmiştim.

Omzuna dokunan tanıdık el, normalde en güvenli sığınağım iken şuan görmek isteyeceğim son kişiydi.

Tüm hayatım boyunca benden gerçekleri saklamıştı, ilaçların ne kadar kötü hissetmeme neden olduğunu bile bile, üstelik hiçbir hastalığım yokken beni kandırmıştı. İnandığım her şey bir bir yıkılırken kime güveneceğimi bilmiyordum.

"Valeri, lütfen- "

"Benden uzak dur!" derken istemsizce onu ittim. Gücümle birlikte geriye doğru savrulurken gözlerinde oluşan şaşkınlığı görebiliyordum. Arkasında bahçeye yeni çıkan avcıların kalp atışlarını hızlandığını duyabiliyordum. Ellerini bellerinde duran silahlarına götürdüklerinde herhangi bir duruma karşı müdahale etmek için hazırlandıklarının farkındaydım. Yıllarca onlarla birlikte eğitim almıştım, birçoğu beni eğitmişti. Yapacakları her bir hamleyi tahmin edebiliyordum, ancak bir farklılık vardı. Bu sefer zarar vermeye çalışacaklardı, eğitimlerdeki gibi olmayacaktı çünkü hedef gerçekten de bendim.

"Bunu yapmak istememiştim-"

Yere düşen babamın etrafın saran diğer avcılar ona yaklaşmama engel olmak için aramıza mesafe koymuşlardı. Bunu nasıl düşünebilirlerdi, tabi ki ona zarar vermeyecektim.

"Sadece tedbir amaçlı, Valeri." Bay Durham bile her zamanki neşeli halinden uzaklaşmış, ciddi bir tavra bürünmüştü. Arkasında gözlerini benden kaçıran George'un huzursuzca kıpırdandığını görebiliyordum.

"Biliyorum, Valeri. Kimseye isteyerek zarar vermeyeceğini biliyorum."

"Yıllardır beni kandırdınız, hepiniz " derken bir zamanlar ailem sandığım kişilerin üzerinde tek tek gözlerimi gezdirdim. Her zaman sevgi dolu olmasa da hepsiyle bir anımız vardı, yüzümü baka baka bana yalan söylemişlerdi. Toplumdan beni uzak tutmuşlardı, önemli toplantılara almamışlardı.

Birer birer tüm tabular yerlerine otururken içimde oluşan kırgınlığı görmezden gelmem gittikçe zorlaşıyordu. Sanki birisi göğsüme özellikle bastırarak ciğerlerimdeki tüm havayı çıkartıyor gibiydi. Bunca yıldır hissettiğim dışlanmışlık hissi, gerçekten buraya ait olmadığım içindi.

"Hepimiz bilmiyorduk." "Başka şansımız yoktu, eğer seni bulsalardı, kokunu alsalardı-"

"Şu halime bak!" derken tişörtümün kolunu yukarıya doğru çekerek olduğum iğnelerden kalan morlukları gösterdim "Vücuduma zarar verdiğini bile bile, yıllardır bana bunu yaptın!"

DOKUNULMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin