"Her zaman inanırım...
kader kadar zayıf bir döngüyü alt üst edebileceğime."
Vsoo ∞ 'novel'
[ 20.08.2020 • #vsoo 1. ]
smut⩩
fantastic⩩
element⩩
comedy⩩
romantic⩩
❛Taehyung & Jisoo❜
30.06.2021 başladı.
12.11.2021 bitti.
あ LifeD...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jisoo
𑁍
Duyduklarımı kafamda birkaç defa analiz ettim. Kral, halamın yanında bizim bir ilişkimiz olduğunu mu dile getirmişti? Bu adam delirmiş olmalıydı! Kocaman açılmış gözlerim halamla buluşmuştu. "Kontes?" Gözlerimi kadının üzerinde dolaştırdım. Aynı bir heykele benziyordu: haraket etmiyordu ve dudakları şaşkın bir şekilde açıktı. Yanıt duyamadığımda krala baktım. "Siz..." Kaşlarımı çattım. "...ne dediğinizin farkında mısınız?"
Sırtını kanepeye yasladı. "Gayette farkındayım."
"Halam..." Kadını gösterdim ama adama bakmaya devam ediyordum. "...söylediklerinizden sonra ne hale düştü görüyor musunuz?" Kaçık! Senin yüzünden halam dünya ile olan bağını kesmiş bir durumda! En azından pişman ol!
"Seni korumak istiyorum." Gözlerindeki ciddiyeti görebiliyordum. "Ve bunu sadece seni yanımda tutarak yapabilirim!" Sırtını yasladığı kanepeden kaldırdı, doğruldu. "Eğer bu dünyada en çok değer verdiğim şeyi koruyamıyorsam nüfuz sahibi olmanın hiçbir anlamı yok."
Şu an konu bu mu? Gözlerimi sıkıca kapattım. Ardından gözlerimi açıp halama dikmiştim. Halam aynı ifadeyle krala bakmaya devam ediyordu. "Görüyorum ki..." Halama bakmaya devam ediyordum. "...gitseniz iyi olur ve..." Gözlerimi adama diktim. "...bir daha kahvaltıya gelmeyin." Sert olmaya çalıştım. "Sizden rica ediyorum."
Bir süre kırılmış umutlarla dolu gözlerle bana baktı. Ardından gözlerini kapatıp derin nefes aldı. "Nasıl isterseniz." Ayağa kalktığında ben de onunla beraber kalkmıştım. Bana bakmamaya özüen gösteriyordu. Halam ise aynıydı. Elini koyu mavi -gözleriyle uyumluydu ve ona enfes yakışıyordu- ceketinin iç cebine soktu. Çıkardığı kutuyu bir süre parmaklarında oyaladı. O süre zarfında gözlerimi kutuya dikmiştim. "Bu hediyeyi..." Kafasını kaldırıp bana baktı. Ben de ona bakmıştım. "...kendi ellerimle sizin için yaptım." Kutuyu açtığında yüzümdeki ifadeyi görebilmek için bana bakmaya devam ediyordu. Kutunun içinden zarif bir şekilde işlenmiş naçizane kolye belirivermişti. Kocaman olmuş gözlerim, kolyenin üzerinde dolaştı.
Mor renkli bir çiçekti. Elması öyle parlıyordu ki kendisinin dehşet kadar pahalı olduğunu ele veriyordu. "Bu çiçek..." Tahmin ettiğim şey olamazdı, değil mi?
"Mor krizantem," dedi gözlerini kolyeye dikerek. Bu benim şampuanımda kullandığım çiçekti. "Aynı sizin gibi kokamaz ama..." Gözlerini kaldırıp gözlerime dikti. "...siz bana çiçekleri koklamayı öğrettiniz. Bunu bulmak epey zordu." Yüzünü mahçup bir gülümseme kapladı. Şaşırmış gözlerimi ondan ayıramıyordum. Kaşları yavaşça çatıldı. "Bu yüz ifadenizle aynı..." Gözlerini şaşırarak krala bakmaya devam eden halama dikti. "...kontese benziyorsunuz." Kendimi toparladım. "Ama neden mor krizantem?" Gözleri beni buldu.
