ꪋ 27

419 49 56
                                    

Jisoo

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Jisoo

𑁍

Duyduğum kelime beynime girdi, orada büyük bir volkan patlattı. Şimdi pes edemezdim. Yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim. "Saçmalıklarını daha fazla dinleyecek bünye karşındaki leydide bulunmuyor."

"İşin ciddiyetinin farkında olman için kafana odunla mı vurmalıyım." Gökyüzünde, sanki ayaklarının altında toprak varmışçasına yürüdü ve önümde durdu. Yutkunmuştum. "Ben kimim biliyor musun?" Kaşlarımı kaldırdım. "İblisin ta kendisi." Gözlerim pörtlemişti adeta. "Senin o oğlun yüzünden yeniden uyandırıldım. Ne acı ama!" Birkaç adım daha bana yaklaştı. "Oysa sen intihar ettiğinde huzursuz geçen bilyonlarca uyanık yılım bitmişti."

Derin nefes aldım. Hiçbir şey anlamadığımı söyleyebilirdim, ama sonuç olarak önümde yüzyılların vahşi bir yaratığı ya da ruhu, neyse o duruyordu. Yüzümü sert bir ifade kapladı. "Sadece aptalsın."

"Ne?" Söylediklerimden pek de memnun olmamış gibiydi.

"Öyle." Kaşlarımı kaldırıp heyecanlı halimi dışarı kovdum. "Bir aşk yüzünden kendini soktuğun trajikomik duruma bak." Kaşlarım çatıldı ve yüzüme bir gülümseme kondu. "Belli ki kendini başkaları için feda etmemen gerektiğini anlaman için yüzyıllar gerekmiş."

"Ben onu çok sevdim." Sırıtmıştı. "Senin gibi soyut bir kadın bunu nereden anlayacak ki?!"

"Doğru." Kaşlarımı kaldırdım. "Çok doğru." Kollarımı göğüsümde bağdaş yaptım. "O zaman bu soyut kadın, neden sana yardım etsin? Yoksa ne olur? Taehyung'u mu öldürürsün?" Taehyung'a ismiyle hitap etmek hoşuma gitmişti. Aslında yalnızken hep yapardım, ama birisinin karşısında bunu yapmak, yeniden ve yeniden yapmak isteği uyandırıyordu.

"Hayır." Sırıtması daha da büyüdü. Kafasını sağa sola salladı. "At arabanın şöförünün aklına girdim ve buraya gelmeniz için ona emir verdim." Biliyordum! Üst düzey ışık büyücülerinin en etkili güçlerinden biri istedikleri herhangi birisinin aklına girip onları yönetmektir! Ama en azından ölüm emri veremezler, değil mi? Yoksa verebilirler mi? "Neden bu tekniği oğlun Seokjin üzerinde de denemiyorum?" Yutkunmam zor bir hal almıştı. Beni, oğlumla tehdit ediyordu. "Ona kendisini öldürme emri verebilirim. Sonuçta yeniden uyanmama o, vesile oldu. İntikamımı ondan alırım." Kafasını sola eğdi.

"Seni kinci İblis!" Dişlerimi sıktığımı daha yeni anlıyordum.

"Anne ve babaların işleri çocuklarının arkasını toplamaktır, değil mi?" İç çekti. "Kralla evlen ve geber."

"Öyle ya da böyle Seokjin de ölecek." Gözlerimi kıstım. Doğru, eğer Seokjin doğmadan intihar edersem o zaman o asla doğmazdı, yok olurdu... Ve bu İblis, benden tam da bunu istiyordu; en kısa zamanda ölmemi. "Bu söylediğini yapmam mantıklı değil." Ya ben, söz konusu çocuğumken mantıklı kararlar verebilir miydim?

vsoo | Captivated by You (Sende tutuklu kaldım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin