ꪋ 41 - III

481 46 86
                                    

Jisoo

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Jisoo

𑁍

Prenses Lalisa bir parmak haraketiyle tüm modacıları odasına topladı. "Buna gerçekten gerek var mı?" Chaeyoung korkak gözlerle adamlara bakıyordu. Adamlar ise elbiselerini odaya taşımaktaydı. Oda adeta renklerin festivali olmuştu.

"Elbette," dedi Lalisa. "Nasıl birisiyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz." Gözlerini kısıp bana baktı. "Çok korkunç olabilir? Ya da çok sert?" Mavi gözlerinden adeta alevler fışkırıyordu. "Onu ilk görüşte şaşırtmalıyız. İlk buluştuğunuzda önünüzdeki adamda bıraktığınız tat önemlidir." Bir dakika neden müstehcen roman okuyormuşum gibi, hissettim?!

"Kim?" Kaşlarımı kaldırdım. "Jungkook mu?" Sert? Korkunç?

"Neyse, neyse. Hazırlanmamız gerekiyor, bunları sonra konuşuruz." Lalisa elini sallayarak susmamızı sağladı. "Uyum içinde giyineceğiz." Lalisa kafasını aşağı yukarı salladı.

"Buna hiç gerek yok." Yüzümü buruşturdum. Ben zaten çok güzel giyinmiştim. Neden üzerimi bozayım?

"Sizi zorlamayacağım, leydi." Hayret! Lalisa bu cümleden sonra adamlardan birisine yaklaşıp limon ve portakalı anımsatan elbiseyi gösterdi. Gözlerimi elbiselerde dolaştırdım. Resmen sebze ve meyve bahçesinde gibiydim. Kaşlarımı kaldırdım. Lalisa'nın bu denli sert kişiliğinin altında böyle kokoş birisinin olduğunu kim tahmin edebilirdi ki? Gözlerimi kısıp Lalisa'yı izledim. Aslında ilk gün karşılaştığımıza kıyasla pek sert de sayılmazdı. Üstelik elbise değiştirmek mi? Kendimi bir meyve yapmayacağım! Jungkook neden bir meyveden korksun ki?! Şaşırmak? O olabilirdi işte.

Daha fazla tuhaf elbiselere dayanamayıp, hızla odadan çıktığımda, yanlışlıkla, kutuları getiren adama çarptım. Adam kutularla beraber yere düştü. Ona yardım etmek için eğildiğimde, ellerimiz birbirine dokunduğu anda, adam çocuk olmuştu. Gözlerimi kocaman açtım. Ben sadece zamanı kontrol etmiyor, aynı zamanda insanların biyolojik zamanlarına da mı etki gösterebiliyordum?! Adam, yani çocuk hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktı ve üzerini düzeltti. Bana bakıp gülümsedikten sonra uzun pantolonu ile kutulara yaklaştı. Ben ise şaşkın gözlerle onu izliyordum. Çocuk kutulardan birisini götürmeye çalıştı, ama olmadı. Kaşlarını çatıp bana doğrdu döndü. "Siz..." Yanıma yaklaşıp hafif yukarı uzandı. "...neden bu kadar uzunsunuz?" Amanın... ne yapacağım?!

Düşün, düşün! Bunu sen yaptın sen de kurtulmalısın. Kurtulmak derken çocuğu öldürüp denize atmak mı? Oh, hayır, daha özgün şeyler düşün. Dur, bir dakika. Belki onu büyütebilirim?! "Beni nasıl bu hale soktunuz?!" Adeta bağırıyordu. Ve şimdi ağlamaya başlamıştı. "Neden bunu bana yaptınız?! Seni cadı! Seni cadı! Seni cadı! Annemi istiyorum! Ona söyleyeceğim seni!" Galiba duygu yogunluğum fazla olduğunda böyle, zamana etki edebiliyordum.

vsoo | Captivated by You (Sende tutuklu kaldım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin