• Nine •

140 21 0
                                    

~We will help you remember
°
°
°
°

"Iblisler sadece bunlarla ölüyor öyle mi?"

Dedi Tae elindeki uzun bıçakla oynarken.

"Ona dikkat et, aynı zamanda insanları da öldürebilir."

Kızılın ciddi sesiyle bıçağı aldığı yere gelişi güzel koyunca Hoseok düşmemesi için hızlıca bıçağı tuttu ve yerine yerleştirdi. Tae büyük cam fanusun içindeki doldurulmuş yaratığa baktı.

"Bu da bir iblis mi?"

Hoseok güldü.

"Hayır, kurtadamlar iblis değildir. Aşağı dünyalılarla bir ateşkes anlaşmamız var."

"Aşağı dünyalılar mı?"

"Evet aşağı dünyalılar hemen her şeyi kapsıyor; Vampirler, kurtadamlar, büyücüler...

Tae Hoseok'un sözünü kesti.

"Harika, pek bir zombiyi nasıl öldürürsün?"

Kızıl olan merakla tüm odayı gezen gri saçlının yanına geldi.

"Öldürmeyiz çünk-"

"Elbette, zaten ölüler değil mi?"

"Hayır, çünkü hiç var olmadılar."

Tae kaşlarını kaldırarak dudaklarını birbirine bastırdı ve onaylayan bir ses çıkardı. Sonra gözü küçük fanusun içindeki altın işlemeli kadehe takıldı.

"Ah demek herkesin hakkında konuştuğu ünlü kadeh bu."

Yavaşça fanusun etrafında dönerek kadehi inceledi. Hoseok onun hızına yetişemiyordu.

"Bu onun kopyası ama evet."

Kızıl olan Tae'ye döndü.

"Baksana, burası hakkında ne düşünüyorsun?"

Tae gözlerini yerde gezdirdi.

"Imm şey... Bunlar benim için çok yeni. Aslında Jimin olmasaydı buraya gelmezdim bile ki bazılarınızın burada misafir istemediği çok belli. Ayrıca Jungkook sizden daha farklı. Her an tetikte ve kavgaya hazır gibi duruyor neden öyle ki?"

Hoseok yanaklarını şişirerek nefes verdi.

"Küçükken annenin öldürüldüğü görseydin sende öyle olurdun. Onu kurtaramadığı için kendini, başı iblislerle dertte olan herkesi kurtarmak zorunda hissediyor zaten kurtarıyor da. O olmasaydı hepimiz ölmüş olurduk."

Ikisi de bir şey söylemiyordu. Sessizlik garip bir hal alınca Hoseok hafifçe gülümsedi.

"Herneyse hadi gel."

Diyerek onu odadan çıkardı.

๑๑๑๑๑๑๑

"Eminim buraya gelmenin nedenini biliyorsundur."

Jimin başını olumlu anlamda salladı.

"Jungkook sana Woobin'den bahsetmedi değil mi?"

Jimin duraksadı Jungkook onun kötü biri olduğundan ve kadehi istediğinden başka bir şey söylememişti. Sarışın genç sessiz kalınca Seojoon güldü.

"Hah, onun hakkında konuşmayı sevmez. Ama iblisleri anlattığını düşünüyorum."

Jimin'in konuşmasına izin vermeden devam etti.

"Ben de sana bizim soyumuzdan yani yarı meleklerden bahsedeyim."

Yarı melek mi? Jungkook'un sen sıradan değilsin demesi bu yüzden miydi? Dikkatle Seojoon'u dinlemeye başladı.

Ölümlü Kadeh | Jikook |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin