~You should listen with your mind
°
°
°
°
Içerisi iki kişinin yan yana gidemeyeceği kadar dardı. Yosun tutmuş duvarlardan örümcek ağları sarkıyordu ve boğuk bir hava vardı.Merdivenlerden aşağı inerken karanlıktan önünü görmek zordu. Bu yüzden yanlışlıkla bir basamak atladığında sendeledi ve önünde yürüyen Jungkook'un kolunu tuttu.
"Iyi misin?"
Jimin başını salladı
"Dikkatli olmalısın. Ölüleri uyandıracaksın.
Jimin Jungkook'un ciddi olup olmadığını düşünürken uzun koridorun sonunda, siyah cübbeli adam önündeki iki kapıdan sağdakini açtı ve daha geniş bir koridora geldiler.
Yine karanlıktı ancak etrafı ayırt edebilirdiniz. Koridorun duvarları morg dolapları gibi bölünmüştü ve her bölünmüş küçük karenin üstünde birkaç motif ve ortasında da bir kurukafa vardı. Ancak bir insana ait olamayacak kadar küçüklerdi.
Jimin küçük kare bölmelere yaklaşıp elini şekillerin üzerinde gezdirdi. Neden bu yerin böyle olduğunu soracakken Jungkook'un
"Ölen iblis avcılarını buraya gömeriz."
Demesiyle elini koyduğu kurukafadan anında çekti.
"Hepsi burada mı gömülü?"
Jungkook güldü. "Evet."
Kolunu kaldırarak kuru kafalardan birine parmaklarıyla vurdu.
"Bir gün ben de bunlardan biri olacağım."
Koridor sonunda bittiğinde büyük bir odanın kapısına geldiler. Yuvarlak odanın bir insanın girebileceği boyutta girintiler vardı ve tavanı kubbe şeklindeydi.
Odanın diğer tarafındaki kapıdan siyah cübbeli, aynı onları buraya getiren korkunç adama benzeyen adamlar geldi ve o girintilere yerleştiler. Jungkook Jimin'e doğru eğildi.
"En fazla buraya kadar gelebilirim. Sana bir şey olmayacak."
Sessiz kardeşlerin başkanı da odaya geldiğinde Jungkook Jimin'i hafifçe belinden ittirdi. Adam onu odanın ortasına getirdi ve o korkunç sesiyle tekrar konuştu.
"Zihninle dinlemelisin."
Sonra diğerleri gibi yerine geçti. Ayin başlıyordu. Kardeşlerin hepsi tek tek başlarını kaldırdılar. Başta fısıltılar duydu Jimin, kardeşler ellerini iki yana açtıklarında fısıltılar arttı ve Jimin kendini kulaklarını kapatmak zorunda hissetti aynı şekilde gözlerini de kapattı.
Gözlerini açtığında kendini evlerinin salonunun ortasında buldu.
"Aannee!"
Mutfaktan gelen sesle oraya baktı Jimin.
"Anne?"
Bu Jimin'in sekiz yaşındaki haliydi.
"Buradayım tatlım." Bu annesiydi.
Mutfaktan çıkan küçük çocuk çıplak ayaklarıyla banyoya doğru koştu ve kapıyı açtı Jimin'de onu takip ediyordu.
Küçük Jimin kapıdan başını uzattı. Jimin de içeri baktığında annesinin kolundaki siyah sembolleri fondöten ile kapattığını gördü."Anne! Dondurma yiyebilir miyim?"
Küçük Jimin heyecanla konuştuğunda annesi güldü.
"Tabiki yiyebilirsin."
Çocuk heyecanla mutfağa geri koştuğunda Sera kapıyı kapatmak için yerinden kalktı. Jimin başta kendisini görecek olmasından korksa da Sera ona bakmıyordu. Bir anda bir ışık gözlerini aldı ve şu an başka bir yerdeydi. Sera'nın sesini duydu tekrar sonra küçük Jimin mutfaktan içeri girdi ve Jimin de arkasından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümlü Kadeh | Jikook |
Fantasy| Tamamlandı | ☁ Gizli güçlere sahip bir iblis avcısı olduğunu bilmeden büyüyen Park Jimin, arkadaşı Kim Taehyung ile "Pandemonium" adlı bir gece kulübüne gider ve o akşam işlenen bir cinayete tanık olur. Bu anı gördükten sonra doğaüstü olaylar peşi...