• One •

336 33 1
                                    

~PanDemonIum

Başlangıç bölümünü okumayı unutmayın. ^^
°
°
°
°

Sera bangonun üstündeki tabağı alacakken Jimin'in adresi yazdığı küçük not kağıdını fark etti. Bangodan alıp yakından baktı, kağıdın üstünde yazan adresin hemen altında bir sembol çiziliydi.

 Bangodan alıp yakından baktı, kağıdın üstünde yazan adresin hemen altında bir sembol çiziliydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sembol bu*

Sera endişeyle Namjoon'a bakıp ona kağıdı gösterdi ve buruşturup çöpe attı.

Hemen sonra Jimin üzerini giyinmiş bir şekilde mutfağa girmişti. Kağıdı alıp çıkacaktı ki yerinde görememişti. Annesine kağıdın nerede olduğunu soracağı sırada annesi gülümsedi.

"Nasılsın?"

"Iyiyim, neden?"

"Bu gece doğruca eve geliyorsun."

Jimin annesinin yanağından öptü. Bugün onun neden böyle davrandığını çözememişti ve sanki orada değilmiş gibi sessizce telefonuyla ilgilenen Namjoon onlara bakmıyordu bile.

"Hadi ama anne. Alt tarafı şiir dinletisi."

Sera "biliyorum." dedi ve kâsede duran elmalardan birini alıp Jimin'e attı. "Dikkatli ol." Jimin annesiyle vedalaştıktan sonra evden çıktı.

๑๑๑๑๑๑๑

"Onunla konuşmalısın Sera."

Sera Namjoon'a baktı, o sembolü çizmesi iyiye işaret değildi biliyordu ama olanları anlatırsa Jimin'i kaybetmekten korkuyordu. O 'nun Jimin'e ulaşmasına engel olmalıydı.

"Hazır değil. Henüz olmaz."

Namjoon sıcak suyu kupalara doldururken konuştu.

"Evet o hazır, olmayan sensin."

Ilk zamanlar Jimin'in iyiliği için ona söylememenin daha iyi olacağına karar vermişlerdi ama artık Jimin büyümüştü ve önünde sonunda kim olduğunu öğrenecekti. Bunu bizzat Sera'dan duymasını istiyordu Namjoon. Ancak Sera'yı da zorlamayacaktı. Elindeki kupalardan birini Sera'ya vererek gülümsedi. Umuyordu ki her şey için geç olmazdı.

๑๑๑๑๑๑๑

Jimin'in dürtmesiyle tatlı uykusundan uyandı Tae. Yaklaşık iki saattir buradalardı ve bu şey bitmek bilmiyordu.

"Ah bunu daha fazla dinleyemem, kahve almaya gidiyorum."

Tae oturduğu koltuğun ne kadar rahatsız edici olduğunu homurdanarak kahve almak için tezgaha ilerledi. Jimin de gülerek arkadaşını izliyordu. O kahveleri alırken bir kızın Tae'ye baktığını gördü. Tae gelip yerine oturdu, kızı farketmişti ama umursamıyordu.

"Şuradaki sarışın kız seninle düpedüz flört ediyordu." dedi jimin gülerek.

"Ah hayır onu istemiyorum kendimi doğru kişi için saklıyorum."

Jimin arkadaşının ciddi yüz ifadesine bakarak sırtını sıvazladı.

"Biricik arkadaşım hayatının aşkını bulamadan ölecek."

Tae sırtındaki ele vurarak yüzünü üzgün bir hale sokmuş olan Jimin'e arkasını döndü. Jimin güldü. Tae ve o sürekli birbirleriyle uğraşırlardı bu lise zamanlarından beri böyleydi.

"Taehyung~ özür dilerim~"

Jimin Tae'yi kolundan çekerek saklamaya çalıştığı gülüşüne baktı, arkadaşı kendisine bir dakika bile küs kalamazdı çünkü Jimin ne yapar ne eder onun gönlünü almanın bir yolunu bulurdu.

Şiiri dinleyen diğer insanlar rahatsız olmuş olacaklar ki biraz sessiz olmalarını söylemişlerdi,
Jimin umursamazca önüne dönerek 'en azından kahveleri güzel.' diye geçirdi içinden. Kahvesini eline aldı ancak bir şey dikkatini çekmişti Kahvenin üstünde birkaç gündür nedensizce çizdiği şu şekil vardı. Büyük ihtimalle ünlü bir şey falandı belki de bir yerde görmüştü. Düşünmemeyi seçti ve kahvesinden yudumlayarak arkasına yaslandı.

๑๑๑๑๑๑๑

Hava kararmıştı. Jimin Tae'yi daha dün sınıftakilerden duyduğu gece kulübüne sürüklüyordu. Tae bu fikire başta karşı çıkmıştı ama Jimin'in ısrarları yüzünden şimdi büyük bir binanın önünde duruyorlardı. Içerideki ses ve ışıklar dışarıya taşarken böyle yerleri sevmediğinden bir kez daha emin olmuştu Tae. Kalabalıktan ve gereksiz gürültüden nefret ederdi.

Aradıkları kulübün bu olup olmadığını öğrenmek için etrafa bakındı Jimin. Başını kaldırdığında tam tepesindeki tabelayı gördü, üstünde büyük ve neon harflerle Pan Demon ium yazıyordu. Jimin yazıların ortasında mavi bir şekilde parlayan sembole baktı.

"Hadi girelim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hadi girelim. Bu sembolün anlamını merak ediyorum."

Tae duraksadı "Jimin, doğum günü kutlamanın başka yolları da var, hala geri dönebiliriz."

Jimin Tae'yi takmadan saçlarına şekil verdikten sonra arkasına döndü ve koruma olan iri adama tabelayı gösterdi.

"Merhaba. Bu sembolün anlamı ne acaba?"

Bu sırada kahverengi saçlı, açık mavi gözlü bir adam kulübe girmek için yanlarından geçmişti. Koruma arkasındaki tabelaya baktı ve kalın sesiyle "Hangi sembol?" Dedi.

"Evet, hangi sembolden bahsediyorsun Jimin?"

Tae de aynı soruyu sorduğunda Jimin tabelaya tekrar baktı.

"Orada işte, görmüyor musun?"

Mavi gözlü adam, kulübe giden merdivenlerden çıkarken duyduğu cümlelerle durdu ve iki basamak inerek Jimin'e baktı sonra korumaya yaklaşıp kulağına bir şeyler söyledi. Ancak diğer ikili bunu görmemişti çünkü oradaki sembolün varlığı hakkında tartışıyorlardı.

Adamın söylediklerinden sonra koruma geçmelerine izin vermişti. Ikisi de kulübe girdi.

๑๑๑๑๑๑๑

Okuyan varsa selam 🖐

Diğer bölümde görüşürüz. ^^

~Taløn

Ölümlü Kadeh | Jikook |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin