~You pervert
°
°
°
°Tam gözune vuran güneş ışığından kaçmak için başını diğer tarafa çevirdiğinde hissettiği yumuşaklığın yastığına ait olmadığını anladığı an gözlerini kocaman açarak başını kaldırdı.
Gördüğü şey dudakları hafif aralık bir şekilde uyuyan Jungkook'tu.
Jimin yattığı göğüsün üzerinden kalkmak istedi ancak beline dolanmış kaslı kollar buna izin vermiyordu. Mecburen kendini yana atarak Jungkook'un da onunla birlikte dönmesini sağladığında birkaç şey mırıldanıp tekrar uyumaya devam etmesi onu güldürmüştü.
Yan döndüğünden dolayı yüzüne düşen mavi tutamları hafifçe ittirdi. Parmaklarını elmacık kemiklerinden hafif aralık dudaklara indirdi ve oraya küçük bir öpücük kondurdu.
"Jungkook."
Ne kadar burada onunla zaman geçirmek istese de enstitüde herkesin, zamanında kalkmak gibi fazla olmayan kurallara uyması gerekiyordu.
Eh Jungkook da bunu bildiğinden onu uyandırmak çok zor olmamıştı. Kaşlarını çatarak gözlerini açtı ve iki eliyle ovuşturmaya başladı bu hareketiyle beraber serbest kalan Jimin yataktan kalkarak giysi dolabının önüne geçti.
Burada evde olduğu gibi rahat kıyafetler giyinemiyordu çünkü kimse öyle giyinmiyordu herkes her an dışarı çıkmaya hazır gibiydi. Ne olacağı belli olmuyordu. Hem diğerlerine daha tam alışamamıştı.
Jungkook'un gelip arkasından sarılmasıyla dolaba boş boş bakmayı kesip omzuna çenesini yaslamış olan Jungkook'un saçlarını karıştırdı.
"Hmm ne giyeceksin?"
"Ah bilmiyorum sence ne giymeliyim?"
"Kıyafetsiz halini tercih ederim."
Jungkook'un sırıtarak söylediği cümleyle Jimin az önce karıştırdığı saçları çok sert olmayacak bir şekilde çekti.
Bunun üzerine Jungkook gülümsemesini sildi ve ince beli kavrayıp Jimin'i kendine çevirdi. Aniden tadından vazgeçemediği dolgun dudakları öpmeye başladı. Alt dudağını sertçe emerken Jimin başta şaşırsada hemen uyum sağlayarak kollarını altın gözlünün boynuna doldı ve kendine çekti.
Jungkook Jimin'i kucağına alarak tek kapağını kapattığı dolaba yaslarken elleri sarışının her yerinde dolaşıyordu.
"Jungkook."
Jimin zar zor geri çekildiğinde bundan memnun olmayan Jungkook kaşlarını çatarak gözlerini açmıştı. Jimin altın parıltılı gözlere bakarak Jungkook'un boynunu hafifçe okşadı.
"Gitmemiz gerekiyor."
Jungkook sarışının boynunu hızlıca öptükten sonra Jimin'i yere indirdi ve yatağın ucundan sarkan gömleğini üzerine geçirdi. Yatağa sırtüstü uzanıp ellerini başının arkasına koyarak üzerini değiştiren Jimin'i izlemeye başladı.
Şu an siyah bir pantolon giyiyordu. Jungkook'a arkası dönük olduğundan üzerindeki bakışları hissetmişti. Ince yeşil tişörtünü de giydiğinde arkasını döndü ve gülerek yastıklardan birini alıp Jungkook'a attı.
"Sapık."
๑๑๑๑๑๑๑
Sonunda odadan çıkabildiklerinde enstitünün yemekhanesinde oturan diğerlerini görmüşlerdi. Seojoon hariç herkes masada birbirleriyle konuşuyorlardı.
Yoongi, Jungkook'u gördüğünde onu yanına çağırarak oturmasını işaret etti.
"Jungkook bir saate çıkmamız gerek enstitünün yakınlarındaki iblis saldırıları çoğalmış ve bu hiç iyi değil Jimin'in burada olduğunu öğrenmiş olmalılar. Ikimiz Woobin'in adamlarının nerede olduğunu bulacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümlü Kadeh | Jikook |
Fantasy| Tamamlandı | ☁ Gizli güçlere sahip bir iblis avcısı olduğunu bilmeden büyüyen Park Jimin, arkadaşı Kim Taehyung ile "Pandemonium" adlı bir gece kulübüne gider ve o akşam işlenen bir cinayete tanık olur. Bu anı gördükten sonra doğaüstü olaylar peşi...