~The stories aren't real
°
°
°
Namjoon bağlandığı koltuktan kurtulmaya çalışıyordu. Eğer Jimin söylediklerini duyduysa kendisinden nefret edecekti ancak söylediklerinin onları kurtarmak için olduğunu bilmiyordu.Iri olan adam kolundaki acıyla bağırıp kapandan kurtulmaya çalıştı ama Jungkook kapanın zincirini hızla çekerek adamın yere düşmesini sağlamıştı.
Ikisiyle baş edemezdi yaralanma ihtimali vardı. Iri adam kafasını masaya çarptı ve bayıldı. Jungkook gülerek adama baktı ve arkasına dönüp diğerine göre daha kısa olan adamın yüzüne sert bir yumruk indirdi.
Adam yüzüne yediği yumrukla gerileyince Jungkook az önce arkasına saklandıkları kitaplığı adamın üzerine devirdi. Iri olan adam kendine gelmeye başlamıştı. Tamam buradaki işi bu kadardı, büyük ihtimalle adamların birinden yere düşmüş olan bıçağı Namjoon'a attı ve koşarak atölyeden çıktı.
๑๑๑๑๑๑๑
Jimin Tae'nin yanına koşup gitmeleri gerektiğini söyleyecekti ki kapıya yaklaştığında polis üniformalı bir adamın doğrudan kendisine baktığını gördü. Tae de kapının diğer tarafından bir şeyler söylüyordu ama polis pek oralı değil gibiydi.
Tae polisleri aramış olamazdı. O zaman burada ne işleri vardı?
Tereddütle bir adım daha attığında kendisine bakan gözler geriye kayıp siyaha büründü ve adam gülerek Jimin'e yaklaştı.
"Olamaz Tae çekil oradan!"
Jimin Tae'ye bağırdıktan sonra adamın yanından geçmeye çalıştı ama adam onu kolundan tutmuştu o kadar sıkı tutuyordu ki Jimin acıyla tısladı.
Tae aldığı demir parçasını adamın koluna geçirerek Jimin'i bırakmasını sağladı ve onu adamdan uzaklaştırdı.
Bu sırada Jungkook dışarı çıkmıştı neler olduğunu anlayınca vakit kaybetmeden bıçağını kabzasından çıkardığı gibi insan görünümlü iblise sapladı.Adam iğrenç sesler çıkararak yere düştü. Burada tek bir iblisin olduğunu sanmıyordu sonra gözü yandan polis arabasına kaydı. O kadar hızlı hareket ediyordu ki olanları gören arabadaki diğer iblis kapıyı açtığı anda Jungkook onu yakasından tutup kafasını arabanın camına geçirdi ve bıçağı iblisin kalbine sapladı.
"Iki polis öldürdün!"
Tae dehşetle bağırınca Jimin kafasına vurarak onu susturdu.
"Onlar polis değillerdi. Gidelim hadi."
Koşarak ara sokaklardan birine girdiler, kimsenin gelmediğinden emin olduktan sonra nefeslenmek için durdular.
Jimin duvara yaslandı ve yavaşça kayarak yere oturdu.
Çok fazlaydı, bir günde o kadar çok şey yaşamıştı ki. Annesi kayıptı, Jungkook'un dediğine göre polise güvenemezlerdi, herhangi birisi iblis olabilirmiş ki az önce bunu görmüştü. Ah bide iblisler vardı iki defa ölümün kıyısından dönmüştü. Jungkook gelmeseydi ölebilirdi de. Ayrıca sadece kendisinin değil Tae'nin hayatı da tehlikedeydi artık. Iblisler onu görmüştü.
O kadar korkmuştu ki bir tür duygu patlaması yaşıyordu. Tüm vücudu yağmur yüzünden sırılsıklamdı ve titriyordu. Gözleri doldu, ağlamamak için başını kaldırdı ama kendini fazla tutamamıştı. Bir damla, bir damla daha...
"Jimin."
Jungkook Jimin'in yanına çöktü ve koluna elini koydu. Jimin kadife sesi duyduğunda ne zaman çekiştirdiğini anlamadığı saçlarındaki elleri durdu.
Jungkook aynı sakinlikte devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümlü Kadeh | Jikook |
Fantasy| Tamamlandı | ☁ Gizli güçlere sahip bir iblis avcısı olduğunu bilmeden büyüyen Park Jimin, arkadaşı Kim Taehyung ile "Pandemonium" adlı bir gece kulübüne gider ve o akşam işlenen bir cinayete tanık olur. Bu anı gördükten sonra doğaüstü olaylar peşi...