| Tamamlandı |
☁ Gizli güçlere sahip bir iblis avcısı olduğunu bilmeden büyüyen Park Jimin, arkadaşı Kim Taehyung ile "Pandemonium" adlı bir gece kulübüne gider ve o akşam işlenen bir cinayete tanık olur. Bu anı gördükten sonra doğaüstü olaylar peşi...
"Artık kimse buraya çıkmıyor. Mekan bizim sayılır."
Şu an enstitünün çiçek bahçesinin girişinde duruyorlardı burası daha çok bahçe değil de orman gibiydi. Heryerde büyüklü küçüklü bitkiler ve etrafı saran renk renk çiçeklerin harmanlanmış kokusu vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jimin parmağına konan mor kelebekle ilgilenirken Jungkook arkasından yaklaştı ve tek eliyle gözlerini kapattı.
"Jungkook!"
Jimin gülerek gözlerini kapatan eli gözlerinden çekti. Jungkook karşısında durmuş elinde bir dilim pastayla gülümseyerek Jimin'e bakıyordu sonra elinin birini ensesine atarak kaşıdı.
"Aslında pastanın tamamını getirecektim ama Hoseok hyung neredeyse hepsini yemiş."
Jimin de gülümseyerek pastayı eline aldı ve üzerindeki mumu üfledi "Aslında hiçbir şey beklemiyordum yani önemli değil."
"Herkes doğum gününde bir şey almalıdır."
Jungkook Jimin'in elinden tutarak biraz ilerindeki sarmal merdivene çıkardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sen ne aldın peki."
Dedi Jimin basamaklardan birine otururken.
"Silahlar, çoğunlukla."
Diye cevap vermişti Jungkook. O da Jimin'in yanına gelerek korkuluğa yaslandı. Aralarında birkaç basamak olduğundan boyları aynı hizadaydı şimdi.
"Hmm eğer doğum günü hediyesi olarak bir silah alsaydım kesinlikle yanlışlıkla birilerini vurabilirdim."
Jimin yere bakarak söylediği cümlenin üzerine altın gözlünün küçük bir kahkaha atığını duyunca başını kaldırdı. Jungkook da ona bakıyordu. Jungkook çok güzel bakıyordu. Altın gözlerindeki parıltıların yavaşça söndüğünü gördüğünde Jimin kaşlarını çattı. 'Ne olmuştu şimdi?' ardından altın gözlü sanki düşüncelerini okumuşçasına iç çekmişti.
"Aslında doğum günlerini sevmem. Kendiminkini kutlamayı uzun bir süre önce bıraktım."
Bunu söylerken omuzlarını kaldırıp indirmişti. Jimin başını yana eğerek Jungkook'a baktı nedenini merak ediyordu. Kararsızca dudaklarını araladı.
