• Nineteen •

91 16 5
                                    

~Wolfgang
°
°
°
°
Hissettiği ani titreşimle ceketinin iç cebindeki telefonunu çıkardı. Tae arıyordu.

"Jimin? Anneni bulduk."

Duyduğu cümle ile birden ayağa kalktı. Biraz sonra telefonu kapattığında kendisine merakla bakan Namjoon'a döndü.

"Annemi bulmuşlar, Enstitüdeymiş."

๑๑๑๑๑๑๑๑

"Ben Chris."

"Benim Namjoon, görebiliyor musun?"

Chris garajın kapısınıdan çıkıp Enstitünün üzerinden yükselen alevlere baktı.

"Evet, görüyorum."

Telefonu kapatmadan önce açtığı kapıdan geri girdi.

"Millet! Gitmemiz gerek. Joon'un bize ihtiyacı var."

Chris'in aniden içeri girmesiyle Minho, tamir ettiği arabanın kaputundan başını kaldırdı.

"Nereye gidiyoruz?"

Chris araçların çıkacağı büyük kapıyı kaldırırken cevapladı.

"Enstitüye."

Bunun üzerine tüm kurtlar yaptıkları işi bırakıp onlara döndü. Aralarından Wooyoung söze atlamıştı.

"Ama antlaşmayı bozmuş oluruz."

Chris motoruna atlayarak gülümsedi.

"İnsan olarak kalırsak bir şey olmaz."

Orası tartışılırdı.

Kurtlar da liderlerine uyarak motorlarına atladılar. Bazıları da arabaları almışlardı.

"Hadi hadi gidelim!"

Bang sürüsü, Joong sürüsü ve Kwang sürüsü olarak üç sürü halinde gideceklerdi. Chris'in işaretiyle garajdan çıktılar.

Namjoon'un sokağına gelmeleri uzun sürmemişti. Chris motorundan inip garajın önünde bekleyen ikiliye ilerledi ve kısaca Namjoon'la tokalaştılar.

"Gitmeye hazırız. Herkes bilgilendirildi."

Jimin karşısındaki yapılı adama baktı bir süre. Üzerine önü açık kolsuz bir deri ceket ve siyah bir pantolon giymişti. Siyah postallarının bağcıkları gevşek bırakılmıştı. Kaşının üzerinden sağ gözünün altına kadar inen eski olduğu belli olan bir yaraya sahipti. Siyah dağınık saçları ve kırmızı gözleriyle Jimin'e gülümsedi.

"Bu Chris, bizden biri."

Dedi Namjoon kısaca kendi arabasına ilerlerken. Jimin de başını sallayıp arkasından gitti. Chris ona biraz ürkütücü gelmişti.

Namjoon arabayı çalıştırıp Jimin'e baktı bu, 'Hazır mısın' demek oluyordu. Jimin ona dönüp gülümsedi ve arkalarından gelen Kurt sürüsüyle yola çıktılar.

๑๑๑๑๑๑๑

Yaklaşan ayak sesleri elleri arasındaki kılıcı daha sıkı tutmasına sebep olurken, Tae'yi arkasına alarak saklandıkları duvara biraz daha yanaştı ve hazır olduğuna karar verdiğinde dar koridordan çıkıp kılıcını savurdu ancak gelen kişiyi görünce kılıcı hemen geri çekmişti.

"Namjoon?"

Namjoon birkaç saniye önceye kadar boğazına dayalı olan kılıca ve kızıla şaşkınlıkla bakıyordu. Hoseok sinirle bağırdı.

"Az kalsın seni öldürüyordum!"

"Evet."

Namjoon aynı şaşkınlıkla cevap verdiğinde Hoseok'un arkasındaki Tae'yi gören Jimin koşarak ona sarıldı.

Ölümlü Kadeh | Jikook |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin