~Seals don't work
°
°
°
°
Hoseok, Yoongi ve Jungkook'a haber vermiş onlarda gelince yola çıkmışlardı. Jimin'in ezbere bildiği sokağa girdiklerinde karşılarından gelen Jihoon telefonundan başını kaldırmış ve Jimin'i görünce şaşkınlıkla gülümseyerek yanına gelmişti."Selam Jimin!"
Jimin gergince gülümsedi. Diğerleri mühür sayesinde görünmezlerdi. Şimdi düşününce kendine de bunlardan birkaç tane yaptırmalıydı.
"Selam."
"Wow, gerçekten farklı görünüyorsun."
Jihoon ve Taehyung aynı sınıftaydı, aldıkları ortak proje ödevi sayesinde tanışmış ve yakın arkadaş olmuşlardı. Bazen üçü birlikte takılırlardı bu yüzden böyle söylemesi normaldi. Jimin kıyafetleri bir arkadaşından aldığını söylemiş ve kısaca vedalaşmışlardı.
Jihoon ise sarışının arkasından bakarken düşünceliydi çünkü Taehyungla konuşmuşlardı ve Jimin'in birkaç gün evde olmayacağını sanıyordu. Telefonunu açtı, Tae'ye Jimin'i gördüğüyle ilgili bir mesaj atacaktı.
Bu sırada diğerleri binanın kapısından girmişti bile. Hoseok ve Yoongi yukarı katı kontrole çıkarken Jimin ve Jungkook da Moonbyul'un kapısının önüne gelmişlerdi. Jimin kapıyı çalmak için kolunu kaldırmıştı ki mor saçlı kadın aniden kapıyı açmıştı.
Kupanın onda olduğunu düşünüyordu. Annesinin ona hediye ettiği kartlardan sadece üzerinde ölümlü kadeh olanı seçmesi tesadüf olamazdı. Moonbyul'un bunu bilmiyor olmasını diledi.
"Jimin?"
"Tarot kartları için geldim, onlara ihtiyacım var."
"Neden?"
"Hemen bir göz atıp vereceğim."
Bunun üzerine mor saçlı kadın gözlerini Jungkook'a çevirdi.
"Silahlar, bu eve giremez."
Başıyla hemen yandaki ayakkabılığı işaret etti.
"Onları şuraya koy."
Bu Jungkook'un hoşuna gitmemişti yine de sırtındaki ve belindeki bıçakları çıkardı. Tabiki hepsini çıkarmayacaktı ancak Moonbyul onu durdurdu.
"Hepsini."
Jungkook çenesini kasarak Moonbyul'a baktı ve ayak bileklerindeki iki bıçağı da çıkarıp kadına göstererek tahta rafa koydu.
Moonbyul gülümseyerek kapıyı açtı ve içeri girmelerine izin verdi.Jimin salon ve mutfağın birleştiği yerde olan masanın yanına gitmişti. Jungkook ise etrafı dolaşıyordu aynı o günkü gibiydi. Moonbyul kartları getirip masaya koymuş, Jimin'in karşısına oturmuştu. Şüpheli davranmamaya çalışıyorlardı.
Jimin hemen önündeki kartları teker teker kontrol etmeye başladı. Jungkook ise evi turladıktan sonra kapının yanındaki duvara dayalı olan eski piyanonun yanına gitmişti. Rastgele bir tuşa bastı sonra da diğerine, iblisleri sinirlendiren melodi odada yankılanmaya başladığında Moonbyul boğazını temizleyerek Jungkook'a baktı.
"Piyanonun akoru bozuk, lütfen çalma."
Bu sırada Jimin kartı bulmuştu ama kupanın içinde olduğundan emin olmalıydı. Başını karttan kaldırmadan Moonbyul'a baktı. Kadın parmaklarıyla oynuyor, gülümsemesini bozmamak için çaba sarfediyordu.
Hala piyanoyu çalmaya devam eden Jungkook'a baktı. Neden hala devam ettiğini anlamamıştı piyanonun akoru gerçekten bozuktu. Kartı biraz kaldırdı ve parmaklarını kağıttan içeri soktu ve ölümlü kadehi çekip çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümlü Kadeh | Jikook |
Fantasy| Tamamlandı | ☁ Gizli güçlere sahip bir iblis avcısı olduğunu bilmeden büyüyen Park Jimin, arkadaşı Kim Taehyung ile "Pandemonium" adlı bir gece kulübüne gider ve o akşam işlenen bir cinayete tanık olur. Bu anı gördükten sonra doğaüstü olaylar peşi...