Bölüm 47

2.1K 186 192
                                    

Lisa ez beni

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın😙

İyi Okumalar💕

Jennie

Güneş ışınlarının vücuduma verdiği rahatlık ile gülümseyerek yavaşça gözlerimi açtım. Biraz kendime gelmeyi bekledikten sonra olduğum yerde doğruldum ve ellerimi karnım da birleştirdim.

Yan tarafa doğru baktığımda Lisa'nın hala uyuduğunu fark ettim. Uyuyan yüzüne bakarken derin bir iç çektim. Dudaklarım kendiliğinden yukarı doğru kıvrıldı. Parmaklarımda yüzüne gelen siyah saçlarını geri doğru itip güzel yüzünü açığa çıkardım. Uyandırmamaya çalışarak elimle saçlarını okşayarak alnına küçük bir öpücük kondurdum.

Yataktan kalktım ve lavaboya geçtim. Elimi yüzümü yıkayıp odaya geri girdim.

Kolumdaki saate baktığımda bugün yapılacak Tören'in başlamasına daha üç saat olduğunu gördüm.

Lisa'yı uyandırmadan kapıyı sessizce açıp aşağıdan kahve almak için odamızdan çıktım. Biraz hava almak iyi gelirdi..

...

Elimde ki kahve bardağım ile balkondaki koltukta oturuyordum. Odaya geri girdiğimde Lisa'yı yatakta bulamamıştım. Herhalde Tören ile ilgili bir kaç bakması gereken işi vardı.

Telefonumun zil sesi ile kahve bardağını yanıma koydum ve telefonumu aldım. Lisa arıyordu. Aramayı onaylayıp telefonu kulağıma götürdüm.

J: "Lisa? Nereye kayboldun birden.."

L: "Odamızın yanındaki odaya gelsene."

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım.

J: "Yine oyuncak aldın değil mi? Hayatım, daha doğmadı bu çocuk doğmadı."

L: "Ya sen bi gel."

Gülümsedim ve telefonu kulağımdan çekip aramayı sonlandırdım.

Lisa sanırım heyecanını bu şekilde atmaya çalışıyordu. Her gün elinden ya bir oyuncak, ya da bebek kıyafetleri ile geliyordu. Ona söylemesem de bu heyecanı çok hoşuma gidiyordu.

Odadan çıktım ve yandaki kullanılmayan boş odaya girdim.

Girer girmez gördüğüm manzara ile şaşkınlıkla etrafıma bakınmaya başladım.

Mavi-Beyaz-Gri tonlarının hakim olduğu bir odaydı.

Beyaz mobilyalara bakarken gözlerimden hayranlık aktığına emindim. Hayal bile edemeyeceğim kadar güzeldi.

Lisa'ya baktığımda elindeki küçük kıyafetleri dolaba yerleştiriyordu.

J: Şaka yapıyorsun...

Sesimi duyar duymaz kafasını bana çevirdi. Bir kaç saniye gülümseyerek bana baktı ve çöktüğü yerden ayağa kalktı. Gözlerini etrafta gezdirdi.

L: Nasıl ama?

Yanına doğru gidip belinden tuttum.

J: Çok güzel olmuş. Her şeyi düşünmüşsün resmen.

Bakışlarımı gözlerine sabitledim.

J: Bana neden söylemedin?

L: Yorulma diye. Hem çalışanlarda bilmiyor, kendim yapmak istedim.

Beyaz gri tonda duvarların üstünde çeşit çeşit eşyalar vardı.

J: Ultrason fotoğraflarını bile asmışsın.

The Queen Eternal Monarch [JENLİSA] (G!P)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin