The Queen Eternal Monarch [JENLİSA] (G!P)

Bölüm 14

Medya=bölüm sonu🙂

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın😙

İyi Okumalar💞

Jennie

Yattığım yerde sağa doğru döndüm. Ofladım ve tavana doğru bakmaya başladım.

Lisa yine yoktu... Yaklaşık 4-5 gündür, elçilik ve sayamadığım kadar çok kurumla yazışma, yemek ve toplantı işleri vardı ve bu yüzden eve çok geç geliyor, ya da erkenden gidiyordu. Ne zaman giyindiğini, banyo yaptığını bile anlamıyordum. Birlikte yemek bile yiyemiyoruz.

Yattığım yerden doğruldum ve yavaşça camdan dışarı baktım. Yağmur yağıyordu. Hava çok soğuktu ve aynı zamanda karanlıktı.

Acaba acıkmış mıdır? Ya üşüyorsa?

Saçmalama Jennie, yanında Chaeyoung var. Kafamı sallayarak yerimden kalktım. Aslında uyuma kararı almadan önce baya bir çalışmıştım ama uyku tutmadığı için tekrardan soru çözmeye karar verdim.

Hemen kendime bir kahve hazırladım ve çalışma masama oturup derse odaklandım. Yarın sınavım vardı. Matematik hem de. Bu ders kalan son finallerimden biriydi.

Kahveden bir yudum alıp birkaç soru çözdüm. Netlerim git gide artıyordu.

O sırada duyduğum anahtar sesi heyecanlanmama neden oldu. Erken gelmişti! Sakin olmaya çalışarak notlarımı okur gibi yaptım. Ya da hayır.. dur! Uyumuş gibi yapsam.

Masamdaki lamba ışığını kapattım ve elimdeki kalemi kitabın arasına koydum. Hızla yatağa uçtum ve üzerime yorganı çekerek yan döndüm.

Bir kaç hışırtı sesi duyduğumda tam kalkacaktım ama sonra üşendim ve yatmaya devam ettim. Kapı açıldığında gözlerimi yumdum.

L: Ah... yine geç kaldım.

Sessizce söylenmişti. Elinde tuttuğu bir şey vardı.
Paket gibi bir şey?

Kapıyı kapattığını duymuştum.. Gitti mi? Ellerini saçımda hissettiğimde yutkundum. Yatak sallandığında yanıma doğru uzandığını anladım.

Bedenini bedenime yapıştırdı ve belimden sarıldı. Boynumda hissettiğim dudaklarıyla gözlerimi açtım. Yüzünü saçlarıma daldırdığını hissettim. Nefesi enseme çarpıyordu. En sonunda dayanamadım ve belimden tutan elini elime alıp öptüm.

L: Jennie?

Ona doğru döndüm. Eliyle yanağımı okşadı.

L: Uyumadın mı sen..?

Kafamı olumsuzca salladım.

Başımı yukarı kaldırıp gözlerine baktım. Onun kolların da hissettiğim minik huzur ve heyecanlanan kalbim ile yüzüne bakıyordum. İlk defa bu kadar yakından inceleme fırsatı bulmuştum. Pürüzsüz bir yüzü vardı. Dolgun pembe dudakları vardı. Elmacık kemikleri hafif çıkıntılı ve yeşil gözlere sahipti. Sertçe yutkundum. Ben onun yüzünü incelerken onun dudakları yukarı kıvrıldı. Tebessüm ederek o da benim yüzümü inceliyordu.

Eliyle yanağımı okşarken yaklaştı ve yaklaştı.

Niye bu kadar yavaştı?

Gözleri keyifle parlıyordu. Yanağı tam yanağımda durdu. Bende tuttuğum nefesimi verdim o an. Onun kulağını sıyırarak geçti ve aynı anda kokusu içime doldu.

Nefesimi vermemle belimde ki elinin baskısı kısa bir anlığına artmıştı. Aynı anda kalbimde bir sıkışma oldu. Huylanarak başımı ondan yana hafif yatırdım ve Lisa'nın gülümsediğini hissettim. Ve birden yanağımı öptü...